Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür
1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2]
2- Medh ise övgü demektir.[3] Hamd ile medh bir yönden eş anlamlı sayılsalar da[4] medhin hamd’dan farkı şudur: Medh, insan iradesinin dışında yapılan güzel bir işin karşısında yapılan şeye denir.[5] Bununla hamd’la medh’in farkı ortaya çıkar. Bir başka nokta şudur: Allah’ı hamdetmek, Onun yüceliğinin karşısında yapılan övgüdür.[6]
3- Şükür, nimeti anmak, onu ikrar etmek ve yaymak demektir.[7] Allah tarafından mükafatladırılma ve övgüye ise şükür denir.[8] Bu yönden Allah Şakir ve Meşkur’dur.[9]
Şükürle hamdın ilişki ve farkı hakkında çeşitli görüşler var. Onlardan ikisini aşağıda getiriyoruz:
a) Şükür, özel nimete karşı dil, kalp ve bedenin diğer uzuvlarıyla yerine getirilir. Bu durumda dil ile yapılan hamd, şükürün örneklerinden sayılır.[10]
b) Hamd, nimet ve gayri nimeti tazim kastıyla yapılan iyi ve güzel övgüdür. Oysa şükür, nimeti tazim kastıyla yapılır.[11]
[1] -Lisanu’l-Arab, c.3, s.155, Kitabu’l Ayn, c.3, s.188-189, Hamd kelimesi; Ferheng-i Ebced-i Arabi-Farsi, s.25.
[2] -Tababatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c.1, s.19, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 5. Baskı, HK.1417; Musevi Hemedani, Seyyid Muhammed Bakır, Envar-ı Drahşan, Behbudi, Muhammed Bakır’ın çalışması, c.1, s.15, Kitapfuruşu-i Lütfi, Tahran, 1. Baskı, HK.1404.
[3] -Lisanu’l-Arab, c.2, s.589, Hamd kelimesi
[4] -Zemahşeri, Mahmud, el-Keşşaf An Hakakik-i Gavamidi’l-Tenzil, c.1, s.8, Daru’l-Kitabi’l-Arabi, Beyrut, HK. 1407
[5] -el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c.1, s.19; Envar-ı Drahşan, c.1, s.15.
[6] -el-Müfredat Fi Garibi’l-Kur’an, s.256.
[7] -Lisanu’l-Arab, c.4, s.423; el-Müfredat Fi Garibi’l-Kur’an, s.461; et-Tahkik Fi Kelimati’l-Kur’ani’l-Kerim, c.6, s.99-100, eş-Şükr kelimesi
[8] -Lisanu’l-Arab, c.4, s.423
[9] -Bakara/158, Fatır/30.
[10] -el-Keşşaf An Hakakik-i Gavamidi’l-Tenzil, c.1, s.8-9.
[11] -Mecmau’l-Bahreyn, c.3, s.39, el-Hamd kelimesi.