Bu sorunun daha iyi anlaşılması ve doğru cevaba ulaşmak için aşağıdaki hususlara dikkat etmek gerekir:
1. Eğer Şia'dan maksadınız, Ehlibeyt mektebinin mensupları olan bazı Şiaların yapmış olduğu yanlışlar ise, bunu "Şia Mezhebi"ne maletmeniz ve mezhebin yoldan çıkmışlığı olarak algılamanız çok yanlıştır. Çünkü:
İslam başlı başına kusursuzdur
Kusur varsa biz Müslümanlardandır.
2. Acaba sizin bir mektebin hak yahut batıl ya da yoldan çıkmış olduğunu söylemenizde ki değer ölçünüz nedir? Hangi kriterlere göre Şia'nın yoldan çıktığını söylemektesiniz?
Bu gibi durumlarda hangi mezhebin hak yolda olduğu ve hangi mezhebin hak yoldan çıkmış olduğunu anlamak için; Kuran ve sıhhatinde şüphe bulunmayan kesin sünnete bakmanız gerekir. Kuran ve sünnet ile diğer mezhepleri kıyaslayın, hangi mezhep Kuran'a ve sünnete uygunsa hiç şüphesiz o haktır ve yoldan çıkmış değildir, aksi taktirde Öz Muhammedi İslam'ın yolundan çıkmıştır.
Şimdi diyorsunuz ki: Şia hak yoldan çıkmıştır. Öyleyse söyleyin: Şia'nın hangi inancı, hangi fıkhi hükmü yahut ahlaki ve diğer kabul ettikleri Kuran ile çelişmekte ve Kuran ayetlerine ters düşmemektedir?
Şia mezhebi Peygamber efendimiz (s.a.a) ve onun Ehlibeyt'inin (a.s) yolunu dili, kalbi ve ameliyle devam ettirmektedir ve dolayısıyla hem Kuran ile uyuşmakta ve hem de sünnet ile.
Eğer bunun aksini düşünüyorsanız, hangi inanç ve hükümde çelişki yahut paradoks bulunmakta tek tek onu söylesin!
Tüm Şia alimleri şöyle demektedir: Bizler Kuran ve sahih sünnetin yolundan gitmekteyiz, her inancımız Kuran ayetlerine ve tüm Müslümanların kabul ettiği hadislere dayanmaktadır. Bu ayet ve hadislerden biz şunu anlamaktayız:
Bir: Allah Resulü (s.a.a) kendisinden sonra Müslümanları başsız bırakmamıştır ve yerine geçecek olan kimseyi belirlemiştir.
İki: Muteber kaynaklara göre; Peygamberimizin (s.a.a) açıklamış olduğu, vefatından sonra yerine geçecek kimse Hz. Ali'den (a.s) başkası değildir.
Üç: Hiçbir mezhepte Resulullah'ın (s.a.a) kendi yerine geçecek olarak Hz. Ali'den (a.s) başkasını tayin ettiğine bir delil dahi bulunmamaktadır.
Buna göre Şia Kur’an’ın emirlerine tam bir bağlığın yanı sıra Peygamber’in kendisinden sonra İmam ve halife tayin etmekle ve Ehl-i Beyt’i ilmi merci kabul etmekle ilgili açık emirlerine umakla gerçekte sünnete tam bir bağlılığını sergilemiştir oysa diğer mezhepler önderlerinin açıkça ifade ettiği üzere Kur’an bize yeter şiarıyla Peygamber’in sünnetine tam bir teslimiyetle bağlılığı reddetmişlerdir.