Hadis kaynaklarında bu konuya işaret eden/değinen rivayetler vardır; Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “İdrardan sakının ve kendinizi ondan temizleyin, çünkü kabir azaplarının çoğu ondan kaynaklanmaktadır.”[1]
İmam Sadık’da (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kabir azaplarının geneli idrardan kaynaklanmaktadır.”[2]
Hükümlerin felsefesi hakkında şunları söylemek gerekir; hükümler her ne kadar maslahat ve mefsedeler üzerine olsa da her hükmün felsefesi ve illeti vardır. Ama hükümlerin bütün sır ve hikmetlerini cüz’iyatlarıyla keşif ve beyan etmek çok zor bir durumdur. Hükümler konusunda yapılabilecek en son iş külli kanunları beyan etmektir. Elbette buradaki külliyetten maksat ekseriyet manasındadır ki istisna kabul edebilir anlamındadır.[3]
İdrarın necasetinden korunmasına riayet etmeme noktasında insan aklı şunu derk edebilir ki namaz gibi taharet şartına bağlı olan amellerde aksaklığın meydana gelmesine sebep oluyor. Akıl külli olarak insan amellerinin hayatındaki maddi ve manevi alanlarıyla alakalı olumlu veya olumsuz eserlerinin kesin olduğunu idrak edebilir ama onların dakik anlamda ve detaylı bir şekilde derk edemiyor. Necasete riayet etmeme ile kabir azabı arasında var olan ilişkinin ne olduğunu dakik bir şekilde idrak edememesi de onlardan bir örnektir.