Büyük taklit mercileri şöyle buyurmaktadır: “Kendisine ramazan orucunun kefareti farz olan kimse, bir köle özgürleştirmelidir (bugün köle özgürleştirme diye bir şey söz konusu değildir) veya iki ay oruç tutmalıdır (orucun otuz bir gününü ardı ardına tutmalıdır, geri kalanının ardı ardına olmaması bir sakınca taşımaz[1]) veyahut atmış fakiri doyurmalıdır veya her birine yaklaşık yedi yüz gramlık buğday veya arpa veyahut buna benzer yiyecekler vermelidir ve yiyecek verememesi durumunda bir defalığına da olsa “esteğfirullah” diyerek istiğfar etmelidir. Son varsayımdaki farz ihtiyat, her ne zaman edebiliyorsa kefaret vermesidir.[2] Bu nedenle, imkân dâhilinde sonraki ramazandan önce kefareti eda etmelidir ve eda edemiyorsa istiğfar etmeli ve ramazandan sonra güç elde ettiğinde kefareti eda etmelidir.
Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin (ömrü uzun olsun) belirtilen soru hakkındaki cevabı:
Ramazan kefaretinin sonraki ramazana kadar eda edilmesi gerekli değildir ve makul olarak ortadan kalkma ihtimali bulunmayana dek şahıs onun eda edilmesini geciktirebilir.
Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edilebilir: