Mezkûr soru istediğiniz üzere, Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’den (ömrü uzun olsun) soruldu ve kendisinden alınan cevabın açıklaması şudur:
Vatan örf ve akıllıların bakışında şahsın yolcu sayılmadığı ve neticede yolculuğun şerî hükümlerinin kendisi için geçerli olmadığı yerdir. Vatanın değişik örnek ve kısımları vardır:
1. Bireyin ve ailesinin doğduğu ve yıllarca yaşadığı ve söz konusu yerin ehli sayıldığı yer. Böyle bir yerde şahsın bir kökü olması ve oraya gittiğinde örfî olarak yolcu sayılmaması durumunda, orası kendisinin vatanıdır. O halde örneğin anne ve babası orada yaşıyorsa ve kendisi arada bir onları görmek için oraya gidiyorsa, orada yolcu sayılmaz. Elbette şahsın birinci derecedeki ailesinden orada kimse kalmamışsa, kendisinin oraya dönme kasti bulunmuyorsa, orda bir mülkü de yoksa ve nadiren oraya gidiyorsa, artık o mekân kendisinin vatanı sayılmaz.
2. Bireyin daimi yaşam yeri ve vatanı sıfatıyla seçtiği ve bir müddet kaldığı yer. Böyle bir mekândan birey yüz çevirmeyinceye kadar orası kendisinin vatanı sayılır.
3. Bireyin nispeten uzun bir müddet kaldığı ve de örf ve akıllıların bakışında yolcu sayılmadığı yerdir. İnsanın tahsil veya iş için bir şehre gitmesi ve orada birkaç yıl kalmayı kararlaştırması bu kabildendir. Böyle bir şahıs söz konusu şehirde yolcu olmayacaktır.
4. Belirtilen kısımlar anlamında bir vatanı olmayan kimsenin sakin olduğu ve bir müddet kaldığı her yer kendisinin vatanı sayılır.
5. Hepsi örfî vatan olan ve şahsın örf ve akıllıların bakışında oralarda yolcu sayılmadığı önceki kısımlara ek olarak, şerî vatanın da olması uzak bir ihtimal değildir ve o, şahsın oturulabilecek bir eve sahip olduğu ve onda altı ay boyunca ardı ardınca veya aralıklarla kaldığı yerdir.[1]
Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edilebilir:
1. İndeks: Birinci Vatanda Namaz Ve Orucun Hükmü, Soru Sayısı: 3041 (Site: 3291).
2. İndeks: İkinci Vatan, Soru Sayısı: 444 (473).