Bu rivayet senet açısından sahih ve muteberdir.[1] Delalet ve muhteva açısından da bir sorun taşımamaktadır. Bunu açıklamak bağlamında birkaç noktaya işaret ediyoruz:
1. Rivayet metninde belirtilen şekillerden kastedilen şey, uzaktan görülen bir şeyin karanlık görüntüsüdür.[2]
2. Rivayette belirtilen gölgenin anlamı bellidir, ama bundan kastedilen şey rivayette de açıkça ifade edildiği gibi nurani bedenlerdir.
3. Nurani bedenlerden maksat ise cismani özellik ve hayvani güçlerden yoksun olan bedenlerdir.
4. Nur nedir? Bazı müfessirler bu rivayetteki nurdan maksadın kutsal ruh olduğunu söylemiştir.[3] Lakin anlaşıldığı kadarıyla nurdan maksat neden zatı mertebesinde eşyanın varlık mertebesine işarettir. Başka bir ifadeyle, her varlığın dünya âleminde tahakkuk etmesi için bir takım yaratılış merhaleleri ve varlık mertebelerini kat etmesi gerekir. İlk mertebe, nur olarak tabir edilip Allah’ın zatı huzurunda yer alır. Elbette rububi alan mertebesi olan zat mertebesi için yaratılış tabiri kullanılmaz, bunun için nur tabiri kullanılır. Bu değerli rivayette Hz. Peygamberin (s.a.a) ve Ehlibeytin (a.s) ilk yaratılışı hakkında şekil ve nur gölgeleri tabirinin kullanılması bu nedenden kaynaklanmış olabilir Bu, yaratılış mertebesinin nursal varlık mertebesinden sonra olduğuna işarettir.[4]
[1] Kuleyni, Kâfi, s. 442. Rivayetin metni şöyledir:
«الْحُسَیْنُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِنَانٍ عَنِ الْمُفَضَّلِ عَنْ جَابِرِ بْنِ یَزِیدَ قَالَ قَالَ لِی أَبُو جَعْفَرٍ ع یَا جَابِرُ إِنَّ اللَّهَ أَوَّلَ مَا خَلَقَ خَلَقَ مُحَمَّداً ص وَ عِتْرَتَهُ الْهُدَاةَ الْمُهْتَدِینَ فَکَانُوا أَشْبَاحَ نُورٍ بَیْنَ یَدَیِ اللَّهِ قُلْتُ وَ مَا الْأَشْبَاحُ قَالَ ظِلُّ النُّورِ أَبْدَانٌ نُورَانِیَّةٌ بِلَا أَرْوَاحٍ وَ کَانَ مُؤَیَّداً بِرُوحٍ وَاحِدَةٍ وَ هِیَ رُوحُ الْقُدُسِ فَبِهِ کَانَ یَعْبُدُ اللَّهَ وَ عِتْرَتَهُ وَ لِذَلِکَ خَلَقَهُمْ حُلَمَاءَ عُلَمَاءَ بَرَرَةً أَصْفِیَاءَ یَعْبُدُونَ اللَّهَ بِالصَّلَاةِ وَ الصَّوْمِ وَ السُّجُودِ وَ التَّسْبِیحِ وَ التَّهْلِیلِ وَ یُصَلُّونَ الصَّلَوَاتِ وَ یَحُجُّونَ وَ یَصُومُونَ»
[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Mir’atu’l-Ukul Fi Şerhi Ahbarı A’li’l-Resul, Musahhıh, Resuli, Seyit Haşim, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, c. 5, s. 196, Tahran, çapı dovvum, 1404 h.k.
[3] Mazenderani, Muhammed Salih b. Ahmed, Musahhıh, Şe’rani, Ebu’l-Hasan, Şerhi el-Kâfi, c. 7, s. 142 – 143, el-Mekteberu’l –İslamiye, Tahran, çapı evel, 1382 h.ş.
«الاضافة لامیة و الظل الفیء الحاصل من الحاجز بینک و بین الشمس مثلا و المراد به هنا على سبیل التشبیه أبدان نورانیة غیر جسمانیة کثیفة بلا أرواح حیوانیة و قوى جسمانیة کائنة فى الابدان الحیوانیة و النور المضاف إلیه اما الروح أو النور المعروف و کان ذلک الظل مؤیدا بروح واحدة و هى روح القدس و قد مر أنه کان مع النبی «ص» و هو أعظم من جبرئیل و غیره فبذلک الروح کان النبی و عترته صلّى اللّه علیهم یعبدون اللّه تعالى و «لذلک» یعنى لتأییدهم بذلک الروح فى أول الفطرة الروحانیة خلقهم فى النشأة الشهودیة حلماء علماء بررة أصفیاء فى أول الفطرة الشهودیة الجسمانیة»
[4] Daha fazla bilgi edinmek için bakınız: Soru: 4378, başlık: Hz. Peygamberin (s.a.a)nursal varlığının Âdem’den (a.s) önce oluşu, Soru: 12372, Başlık: Hz. Peygamberin (s.a.a) yaratılışın niteliği ve onun varlığının diğer varlıklar ile ilişkisi, Soru: 7884, Başlık: Muhammedi Hakikat.