Bankalar yahut borç sandıklarından kredi çekmek faize neden olmaması ve kredi hakkında yazılmış olan şartlara uyulması halinde bir sakınca taşımaz. Aşağıda gerekli hususlara özet olarak işaret edilmektedir:
1- Borç almak, söz konusu banka yahut sandığa daha önceden para yatırma şartına bağlı olmamalıdır.
Ayetullah Uzma Hameney bu konu hakkinda şöyle demektedir:
Eğer sandığa para yatırmak, paranın bir süre sandıkta borç olarak kalması ve sandığın da mevcut süre dolduktan sonra parayı yatıran şahsa borç vermesi gayesiyle gerçekleşiyorsa veya sandığın borç vermesi, şahsın daha önceden sandığa bir miktar para yatırmış olması şartına bağlı kılınmışsa, bu şart faiz hükmünde olup şeriat açısından haram ve geçersizdir. Ancak borç hususu her iki taraf bağlamında doğrudur.[1] Elbette herhangi bir mahallede oturma yahut oraya üye olma şartı veyahut şahıslara borç vermeyi kısıtlamaya neden olan şartların bir sakıncası yoktur. Sandıkta hesap açma şartı da eğer sadece belirli şahıslara borç verme gayesiyle koşuluyorsa, sakıncasızdır. Ama sandıktan gelecekte borç almak, borç almak isteyen şahsın daha önceden bankaya bir miktar para yatırmış olması şartına bağlı kılınmışsa, bu şart borçta hükümsel menfaat sayılır ve geçersizdir.[2]
2- Banka yahut kredi kurumlarından borç alma veya borç vermede kar şartı koşulmamalıdır.
Bankaya borç vermenin hükmü bankadan borç almanın hükmü gibidir. Anlaşmada fayda ve kar şartı koşulursa faiz ve haramdır. Bankaya verilen paranın belirli bir müddet boyunca para sahibinin anlaşma uyarınca parasından yararlanamayacağı sabit bir şekilde yatırılması veya istediği zaman parasından yararlanabileceği cari bir hesap şeklinde yatırılması arasında fark yoktur. Ama kar şartı koşulmamışsa ve para sahibi bir faydasının kendisine döneceği niyetiyle parasını bankaya yatırmıyorsa ve eğer ona bir kar vermemeleri durumunda kendisini alacalıklı görmüyor ve talepte bulunmuyorsa, bu durumda o bankaya para yatırmak caiz ve sakıncasızdır.[3]
3- Bankadan şirket yahut şerî bir muamele sıfatıyla borç almak doğru ve sakıncasızdır. Ayetullah Hamaney bu hususta şöyle demektedir:
Bankadan şirket yahut şerî doğru bir muamele sıfatıyla borç almak, borç almak ve borç vermek değildir ve bu tür şerî muameleler yoluyla bankanın elde ettiği gelir faiz sayılmaz. Netice itibariyle bankadan ev satın almak veya yapmak ve aynı şekilde harcamak için herhangi bir sıfatla para almanın bir sakıncası yoktur. Borç sıfatıyla ve bir miktar fazla alma şartı olması durumunda, her ne kadar faize dayalı borç yükümlülük açısından haram olsa da borç hususu vaziyete ait hüküm açısından borç alan için doğrudur ve kendisinin onunla yaptığı harcamanın bir sakıncası yoktur.[4] Şahısların bankalardan borç veya diğer sıfatlarla aldıkları ve fazlalıkla ödedikleri, muamelenin şerî bir şekilde yapılması ve faiz yönü taşımaması suretinde helaldir.[5] Son olarak şu noktaya işaret etmek lazımdır: Eğer insan bu gibi durumlarda haram işlemeyi caiz kılacak derecede zorlukta olursa, faiz almanın haram oluşu kalkar. Ayetullah Hamaney bu hususta şöyle demektedir:
Faiz vermek haramdır. Yani bankadan fazla bir miktar ödemek şartı sıfatıyla para almak haramdır. Haram işlemeyi caiz kılacak derecede zorlukta olmak bunun dışındadır. Ama insan haram işlememek için, her ne kadar onu kendisinden isteyeceklerini bilse de fazla miktarı ödemeyi niyet etmeyebilir.[6] Sizin sorularınızı yanıtlamaktan ve bu hususta size kapsamlı bilgiler sunmaktan mutlu olacağız.
[1] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, s. 405, s. 1786
[2] Ecubetu’l-İstiftaat (bi’l-Farisiyye), s. 423, s. 1787
[3] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, s. 906 Mulhakat-i Resale-i Ayetullah (Behcet)
[4] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, Ahkâm-i Bankha. s. 935. Makam-i Muazzam-i Rehberi
[5] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, s. 915. Mulhakat-i Resale-i Ayetullah (Mekarim) Şirazi
[6] Tevzihü’l-Mesail-i Meraci’, c. 2, s. 935, s. 1911. İktibas ez suâl-i 608.