Şimdiki mercilerin çoğu bakire kız ile nikâh akdini (geçici veya daim) babanın veya baba tarafından atanın izni şartına bağlamışlardır. Ama kız bakire değilse yahut baba veya baba tarafından atası yoksa (vefat etmişlerse) bir başka şahsın iznine gerek yoktur. Ama bu evliliğin annenin üzülmesine de neden olmaması gerekir; çünkü farzları yerine getirmek dışında her nedenle olursa olsun anne ve babayı üzmek haramdır.
Şimdiki mercilerin çoğu bakire kız ile nikâh akdini (geçici veya daim) babanın veya baba tarafından atanın izni şartına bağlamışlardır. Ama kız bakire değilse yahut baba veya baba tarafından atası yoksa (vefat etmişlerse) bir başka şahsın iznine gerek yoktur. Yüce taklit mercileri şöyle demişlerdir: Erginlik sınırına ulaşan yani maslahatını tespit eden bir kız, evlenmek isterse ve bakireyse, babası yahut baba tarafından atasından izin almalıdır, anne ve kardeşin izni lazım değildir. Ayetullah Fazıl, hatta baba ve baba tarafından atanın olmaması durumunda dahi bunun böyle olduğunu belirtmiştir.[1] Ama burada söz konusu olan başka bir mesele de baba ve anneyi üzmenin haram oluşudur. Bundan dolayı, onların üzülmesine öncül olacak her iş haramdır. Öyleyse evlat annesinin izni olmadan evlenmek istiyorsa, şeriat açısından bir engel yoktur ama annenin üzülmesine neden olacak hususları giderecek tedbirleri almalıdır.
[1] Tevzihü’l-Mesail-ı Meraci’, c. 2, s. 458, m. 2376.