Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır.
Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu söylenebilir.
Bu ayetten başka nazardan korunmak için diğer bazı sureleri de okumak tavsiye edilmiştir Örneğin Nas, Falak, Hamd ve Tevhit Sureleri bu cümledendir. Yine bir çok tefsirde söz konusu ayetin tefsirinde bu sureleri okumak tavsiye edilmiştir.
Nefsin etkilerinden olan nazar defalarca pratikte gerçekleşmiş bir çok örnekleri vardır öte yandan onu inkar etmeğe de bir delil yoktur.
Bazı rivayetler de nazarın hak olduğunu ispatlamaktadır. Ed-Duru'l-Mansur'da Resulullah (s.a.a)'dan şöyle nakledilir: "Nazar haktır,sağlam kişiyi kabre ve sağlam deveyi kazana sokar."[1]
Hz. Emiru'l-Müminin Ali (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) şöyle dediğini buyurur: "Peygamber (s.a.a), İmam Hasan ve İmam Hüseyin için dua (nazarlık duası) hazırladı. Ve şu duayı okudu:
« أُعِیذُکُمَا بِکَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ وَ أَسْمَائِهِ الْحُسْنَى کُلِّهَا عَامَّةً مِنْ شَرِّ السَّامَّةِ وَ الْهَامَّةِ وَ مِنْ شَرِّ کُلِّ عَیْنٍ لَامَّةٍ وَ مِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ »
"Yani Allah'ın kamil kelimeleri, bütün güzel isimleri hakkına; her sıkıntı getiren, üstünlük taslayan ve insana nazar dokunduran her göz ve hasetçilik yaptığında her hasetçinin şerrinden size sığınak istiyorum." Sonra Peygamber (s.a.a) şöyle dedi: Hz. İbrahim de işte böyle İsmail ve İshak için sığınak diliyordu.[2]
Nehcü'l-Belağa'nın 400. hikmetinde şu cümle yer alır: "Nazar haktır ve ondan korunmak için duaya tevessül etmek de haktır."[3]
Bu hadislerden anlaşılacağı üzere nazar örnekleri var olan bir gerçektir ve bir hurafe ve kuruntu değildir.
Yaygın bir inanışa göre Kalem'in 51. ayetini okumak nazardan korunmak için faydalıdır, Allah Teala: bu ayette şöyle buyurur:[4]
"Doğrusu, kâfirler Kur'an'ı dinlediklerinde, neredeyse gözleriyle seni devireceklerdi. "Şüphesiz, o bir delidir." derler."
Bu ayetin nüzul sebebi hakkında şu rivayet nakledilmiştir: Beni Eset Kabilesinden bir kişi bazen üç gün boyunca aç kalıyor ve ondan sonra neyle karşılaşsa şöyle diyordu: "Bunun gibi bir şey bu güne kadar görmedim". Böylece o şey bozulur veya ona bir darbe iniyordu. Bazıları bu tesirden Peygamber (s.a.a)'ın aleyhine yararlanmak istediler. Allah Peygamber'ini bundan korudu.[5]
Allame Tabatabi bu ayetin açıklamasında şöyle diyor: İzlak'tan maksat bütün müfessirlerin görüşüne göre nazardır. Bu da nefsin oluşturduğu etkilerden biridir. Böyle bir şeyin olmadığına dair aklı bir delil ortada yoktur. Hatta nazarı onaylayan bazı olaylar görülmüştür. Buna göre bunu inkar edip hurafe olduğunu söylememize bir gerekçe kalmaz.[6]
Zimehşeri, Ehl-i Sünnet nezdinde büyük bir şahsiyet sayılan Hasan Basri'den nazardan korunmak için bu ayetin okunmasını tavsiye ettiğini nakleder.
Mefatihu'l-Cinan kitabının sahibi Şeyh Abbas Kumi, nazardan korunmak için naklettiği duaları açıklarken şöyle diyor: Nazar için İn Yekadu… ayetini okumak tavsiye edilmiştir.[7]
Elbette bu ayetin tefsiriyle ilgili rivayetlerde bu ayetin nazar için okunmasını tavsiye eden bir rivayet bulunmamaktadır.[8]
Allame Meclisi nazarı uzaklaştırmak konusunda Ed-Duru'l-Mensur'dan nakledilen hadisi aktardıktan sonra, İmam Cafer Sadık (a.s)'ın nazarı uzaklaştırmak konusunda şöyle dediğini nakleder: "Gözünün bir kimsede veya başkasının gözünün kendisinde etki yapmasında korkan kimse üç defa şöyle demelidir: "Maşaallah la kuvvete illa billah elaliyyilazim." Veya şöyle buyurmuştur: "Kul euzu birebinnas ve kul euzu birebbilfelek" surelerini okusun ve diğer bir hadiste Fatiha ve Tevhit sureleri de eklenmiştir. Ama bu duaları naklederken söz konusu ayetten söz edilmemiştir.[9] Buna göre kesin olan şu ki nazarın olduğu örneklere sabittir ve onu uzaklaştırmak için de bazı dualar etkilidir.[10]
Daha geniş bilgi için bk. Tefsir-i Numüne c. 24, s. 426
[1] Ed-Durru'l-Mensur, s. 651
[2] El-Kafi, c. 2 s. 569 hadis: 3
عَلِیُّ بْنُ إِبْرَاهِیمَ عَنْ أَبِیهِ عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِهِ عَنِ الْقَدَّاحِ عَنْ أَبِی عَبْدِ اللَّهِ ع قَالَ قَالَ أَمِیرُ الْمُؤْمِنِینَ ع رَقَى النَّبِیُّ ص حَسَناً وَ حُسَیْناً فَقَالَ أُعِیذُکُمَا بِکَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ وَ أَسْمَائِهِ الْحُسْنَى کُلِّهَا عَامَّةً مِنْ شَرِّ السَّامَّةِ وَ الْهَامَّةِ وَ مِنْ شَرِّ کُلِّ عَیْنٍ لَامَّةٍ وَ مِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ثُمَّ الْتَفَتَ النَّبِیُّ ص إِلَیْنَا فَقَالَ هَکَذَا کَانَ یُعَوِّذُ إِبْرَاهِیمُ إِسْمَاعِیلَ وَ إِسْحَاقَ ع
[3] Nehcu'l-Belağa, s. 547
[4] Kalem: 51
،وَ إِن یَکاَدُ الَّذِینَ کَفَرُواْ لَیزُْلِقُونَکَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سمَِعُواْ الذِّکْرَ وَ یَقُولُونَ إِنَّهُ لمََجْنُونٌ
[5] Keşşaf, Zimehşeri, c. 3 s. 1274
[6] El-Mizan, c. 19, s. 648
[7] Keşşaf, Zimehşeri, c. 3 s. 1279
[8] Mefatihu'l-Cinan, Şeyh Abbas Kummi, s. 319
[9] Tefsiru'l-Mizan, c. 19, s. 651, Tefsir-i Nesim-i Rahmet, s. 71, Tefsir-i Nuru's-Sakaleyn, c. 5 s. 400 Tefsir-i Numune, c. 24, s. 424
10] Hilyetu'l-muttakin, Allame Meclisi, s. 319,