Bu soru bağlamında iki noktaya dikkat etmek lazım:
Bir: İlahi yardımlar bazı şartlara bağlı, bu şartlar tahakkuk bulmadığı sürece ilahi yardım gerçekleşmez. Örnek bağlamında bedir savaşını göz önünde bulundurabiliriz. Bedir savaşında Müslümanlar gereken şartlara haiz oldukları için melekler kur’anın değimiyle onların yardımına geldiler. Ama Uhut savaşında meleklerin Müslümanların yardımına geldiğinden hiç söz edilmemiştir.
İki: Gaybetin felsefesi sadece imamın canı tehlikede ve canına kıyılacak bağlamında var olan korkuyla sınırlı değildir. Başka nedenlerde söz konusudur. İnsanları bu gaybetle imtihana tabi tutmak ta bir diğer sebep şeklinde ortaya atılmıştır. Ama bütün bunların yanı sıra Şia inancında gaybetin asıl felsefesi ilahi sırlardandır ve bu sırlar zuhur meselesi tahakkuk bulduğu sırada ancak anlaşılabilinir.
Şia âlimleri imamın canına kıyılacak bu bağlamında var olan korkuyu gaybetin hikmetinden saymışlardır. Soru soran değerli vatandaş soruyu sorarken Şia kaynaklarında mevcut olan hadislerin birisine dayanarak şunu söylemek peşindedir: Eğer melekler imama yardım ediyorlar ise artık neden düşmanlardan korkulsun? Başka bir beyanla: Zamanın imamının canının korunması için ilahi yardımlar söz konusudur. İlahi yardımların var olmasına rağmen İmamın gaybete çekilmesine ne gerek var? Dolayısıyla sorunun aslı gaybetin felsefesi ve hikmetine yöneliktir. Bu soruyu cevaplamak için iki konuyu açıklamak zorundayız: bir: ilahi yardımların toplumda tahakkuk bulmasın şartlar var. Bunlar nelerdir? İki: gaybetin asıl nedeni ve felsefesi nedir. Canına kıyılacak bağlamında var olan korku yalanız bunun için gerekçe olabiliyor mu?
1- İlahi yardımlarının bir düzene bağlı olması:
Soruda zikir edilen rivayetin doğru olup olmadığını bir kenara koyarak şu noktaya dikkat etmek kayda değer: Bu bağlamda var olan rivayetlerin tümünden anlaşılan şu ki, Hz. Mehdinin kıyamı mucizelere dayalı ve çok geniş bir şekilde olağan üstü imkânlardan yararlanarak gerçekleşmiyor. Ama buna rağmen bazı rivayetlerde ilahi yardımın yapılacağından ve zuhur esnasında bir grup melek onun yardımına geleceğinden söz edilmiştir.[1]
Elbette bilmemiz gerekir ki ilahi olan gaybi yardım bir düzen çerçevesinde gerçekleşir. Ali İmran süresinin 123. ve 124. Ayetlerinde bedir savaşına katılanlar hakkında gelen ilahi yardım için şöyle buyurmaktadır: "Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O hâlde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız. Hani sen mü’minlere, “Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?” diyordun". Allah u Teâlâ bir sonraki ayette melekler vesilesiyle müminlere yapacağı yardımı onların göstereceği sabra ve takvaya bağlıyor.
Ayetlere müracaat ederek ilahi yardımın hangi şartlara bağlı olduğunu anlamak mümkündür. Örneğin aşağıdaki ayetti kerimede şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır".[2] Bu ayetlerden ilahi yardımın gerekçesiz, kural ve kaide olmaksızın düzensiz bir şekilde gerçekleşmeyeceği anlaşılmaktadır. Bedir savaşında melekler vasıtasıyla ilahi yardım gerçekleşiyor ve Uhut savaşında böyle bir yardımdan söz edilmediğinden de ilahi yardımın bir düzen ve nizam çerçevesinde gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. Burada birisi "eğer müminler için melekler cinsinden bazı yardımcılar var ise neden Uhud savaşında bu melekler onların yardımına gelmediler ve onlar yenildiler" diyebilir mi? Müslümanlar Uhut savaşında ilahi yardımı gerektiren gerekli şartlara ve gerekçelere sahip olmadıkları için ilahi yardımdan mahrum kaldılar.
İmam Mehdi (a.f.) hakkında da durum böyledir. İmam Mehdi hakkında yapılacak yardım gerekli şartla tahakkuk bulduğu zaman gerçekleşir. İhlâslı ve fedakâr yardımcıların var olması bu şartlardan bir tanesi olabilir. Bedirde böyleli ihlâslı kimselerin olması gibi. Rivayetlerde şöyle nakledilmektedir: Masum İmamın yardımcılarının sayısı bedir savaşına katılanların sayısı kadar olursa kıyam etmesi üzerinde vaciptir. Şeyhi Mufid bu rivayetin tefsirinde şöyle yazmaktadır: "Önemli olan şu ki, ayni nitelikte, ayni ihlâsa ve imana sahip yardımcı var olursa kıyam etmesi vaciptir". [3] Buna binaen bedir savaşına katılanların sayısı kadar ve ayni nitelikte ve aynı ihlâsa sahip yardımcılar olurlarsa zamanın İmamı (a.f.) kıyam etmelidir. (Elbette bu kıyam, kıyam ve zuhur için gerekli olan diğer şartlar da tahakkuk bulmuş olularsa gerçekleşir. Bu şartlara daha sonra işaret edilecektir). İşte melekler bu durum meydana geldiğinde müminlerin yardımına gelecekler ve bu durumda ilahi yardım müminlere şamil geliyor.
2- Canına kıyılacak korkusu gaybetin hikmetlerinden birisi olması:
Şia âlimleri zamanın imamının (a.f.) gaybetini Peygamberin saklanmasına (bir seferinde Şaabi Ebu Talipte, ikinci defasında sevr mağarasında) benzetmişlerdir. Peygamber canına kıyılacağından korktuğu için gizlendiği gibi İmam da canına kıyılacağından korktuğu için gaybe çekildi.[4]
Elbette bu gaybetin hikmeti bağlamında ortaya atılan hikmetlerden bir tanesidir. Bu bağlamda başka hikmetlerde söz konusudur. Örneğin: 1) insanları imtihana tabi tutmak, 2) imamın başka bir kimsenin bey’atinin altına girmesini önlemek gibi hikmetler de Şia âlimleri tarafından nakledilen hikmetler arasındadır. [5]
Bunun yanı sıra Şia itikadınca gaybetin gerçek ve temel sebebinin ne olduğu açıklanmamış ve bilinmemektedir.[6] İmam Sadık dan (a.s.) şöyle nakledilmiştir: "emir sahibi olan imam mecburiyetten ötürü gaybete çekilecektir". İmam dan nedeni sorulunca şöyle buyurdu: "Nedenini açıklama iznine sahip değilim". Bu gaybetin hikmeti tekrar sorulunca sadece şununla yetindi: "Daha önceki hüccetlerin gaybettindeki hikmetinin aynısıdır. Ama bunun hikmeti Onun zuhuru tahakkuk bulmadığı sürece zahir olmayacaktır. Hz. Hızır'ın Musa'yla birlikte iken gemiyi delmesindeki sır, çocuğu öldürmesindeki hikmet ve duvarı düzeltmesindeki gerekçe ta Musa dan ayrılacağı zamana kadar Hz. Musa için açıklanmadığına benzer bu. Gaybetin gerçek hikmeti de zuhur gerçekleşmediği zamana kadar açıklanmayacak ve bilinmeyecektir”. İmam Sadık rivayetin davamında şöyle buyuruyor: "gaybet konusu ilahi sırlardan bir sırdır".[7]
Bu nedenle yukarıda açıklanan konulardan şu neticeyi almamız mümkün: İlkin ilahi yardımlar gelişi güzel bir şekilde değil’ bilakis belli bir düzen ve kanun çerçevesinde ancak gerçekleşiyor. İkinci olarak gaybetin sırrı ve hikmeti sadece İmamın canına kıyılacak korkusu değildir ta yardımcı meleklerin var olmasıyla bu gaybet anlamsız ve hikmetsiz olmuş olsun. Bilakis başka hikmetler de var olmaktadır ki bazılarına işaret edildi.[8]
Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edilsin:
1. Endex: “Delail akli zende buden imam zaman (a.f)”, soru no: 5456 (sayt: 5674).
2. “Fesefei ömri tulani imam zaman (a. f.)”, sual no: 209 (sayt: 1405).
3. “Hifzi imam zaman (a. f.) ba imdadhayi gaybi”, sual No: 1426 (sayt: 1437).
4. “Fevaidi vücudi imam zaman (a. f.) der asri gaybet”, sual no: 654 (sayt: 705).
[1] ALLAME MECLİSİ, "biharul envar", c. 52, s. 328, 361, 387.
[2] Muhammed, 7.
[3] ŞEYHİ MUFİD, "risaletun saliseh fi el-gaybeh" alau ali Cafer, baskı, 1, mütemiru’l - alemi li elfiyeti’ş-şeyhi el-Mufid.
[4] ŞEYHİ TUSİ, "el-gaybe" ba mukadimei aga buzurg Tahrani, mektebetu’s-sadık fi ecefi’l - eşref, s. 61.
[5] EMİNİ, İbrahim, "dadgusteri cihan", baskı 10, intişarati şefek, s. 147.
[6] A.g.e.
[7] ALLAME MECLİSİ, "biharul envar", Beyrut: daru’l-ihyau’l –turasu’l - Arabi, c. 52, s. 91.
[8] Zamanın imamının gaybetindeki hikmeti ve felsefesi hakkında bilgi edinmek için bkz. "kitabi ba gamhayi sebz intizar", intişarati hanei hıred.