İrfan ile ilgili tabirlerde gözlemlenen nuranî hicaplar kavramı, yolcunun ruhanî seyir ve yolculuk merhalelerinde kendisinde durması durumunda yüksek merhalelere çıkmasını engelleyen her merhaleye denir. Gerçekte manevi tekâmül ve rüşt amillerine her tür bağımsız bakış nuranî hicap olarak adlandırılır. Bu manasıyla nuranî hicapların imamlar hakkında kullanışının negatif bir değer ifade ettiği apaçıktır ve Allah’a giden yolda imamların (a.s) hem nuranî hicaplar oldukları ve hem de yükselmeyi sağladıkları söylenemez. Ama rivayetlerde ilahi isim ve sıfatlar ve de Hz. Peygamberin (s.a.a) nuranî hicaplar olduğu belirtilmiştir[i] ve esasen bu rivayetlerin belirtilen negatif manayı ifade etmemesi gerekmektedir. Onların sadece Hakkı gösteren ayetler oldukları ve de yürüme ve ilerlemeyi sağladıkları ifade edilmektedir: "کلما اضاءلهم مشوا فیه واذا اظلم علیهم قاموا" Ama her haliyle güçlü ve baskın olması nedeniyle hicaplardan geçmeksizin ilahi mutlak nurun tecelli ve zuhur etmesi mümkün değildir. Artı, varlıklar da zayıflık ve güçsüzlük nedeniyle vasıtasız bir şekilde mutlak nuru idrak etmeye kadir değildir. Bu yüzden isimler, sıfatlar, Peygamber (s.a.a) ve Ehli Beytin varlıksal kanalıyla O’na bakmak gerekmektedir. Belirtilen negatif mana kastedilmeksizin onların hicap olarak değerlendirebilmesi bu açıdandır. İmamlara (a.s) tevessül etmenin ne ölçüde Allah’a yakınlaşmakta etkili olduğu hususunda ise sitedeki mevcut yanıtlara müracaat ediniz.
[i] بالاسم الذی احتجبت به (Biharu’l-Envar, c. 18, s. 427). محمد صلی الله علیه وآله حجاب الله (a.g.e., c. 58, s. 42). الامام حجاب الله وآیةاللّه (a.g.e., c. 3, s. 102). امر الله بعض الملائکة حتی یحجبوه (a.g.e., c. 61, s. 53; c. 85, s. 266). اول ما خلق الله حجبه (a.g.e., c. 36, s. 342).
“Hicap” kelimesi sözlükte gören ile görenin görmek istediği şey arasında engel ve mani olan örtüye denmektedir. Bu yüzden gözün görmesine engel olan her şey hicap olarak adlandırılmaktadır.[i] Yüce Kur’an ayetlerinde hicap ve türevleri yaklaşık sekiz defa kullanılmış ve birçok rivayette de bu kavram başka bir şeyi görmeye veya anlamaya engel olan şey anlamında zikredilmiştir. Ğıta, kalbin kilidi, setir, ekinne ve tab’ gibi kelimeler de hicapla eşanlamlı olarak kullanılmıştır. Hakeza gelin anlamındaki “hecal” kelimesi de hicap manasını çağrıştırmaktadır; çünkü genellikle namahremin görmemesi için gelin perde arkasında olur ve hicap taşır. Keşif, şuhud, muayene, ebsar ve basiret de hicap karşıtı bilinmiştir. Bu yüzden keşif ve şuhuda ulaşan kimsenin hicabı olmadığı ve hicapta bulunan herkesin Hakkın cemalini müşahede etmekten mahrum kaldığı iddia edilebilir. Merhum Seyid Ali Han Kebir şöyle demektedir: Hicap ve onun çoğulu olan hicaplar örtü manasındadır ve orijinalinde iki cisim arasında engel olan cisme denmektedir. Bu, cisim manası dışında da kullanılmıştır. Mesela bazen güçsüzlük insan ile hedefi arasında bulunan bir hicaptır veya günah kul ile Rabbi arasındaki hicaptır, diye söylenmektedir. İnsan ile Allah arasındaki hicabın hakikati ise yolcu insanın bir takım makam ve dereceler taşıması ve bunların her birinin Yüce Allah’a ulaşmadan önce onun engeli olmasıdır. İnsanların makamları sonsuz olması hasebiyle, hicapların mertebeleri de sonsuzdur.[ii]
Hicap Kısım Ve Türleri
Hicabın kısım ve türleri vardır, ama burada onun karanlık ve nuranî diye iki kısmına işaret ediyoruz:
Karanlık Hicaplar:
Meşhur bir hadiste şöyle buyrulmuştur: [iii]"إنّ لله سبعین ألف حجاب من نور و ظلمة"Yüce Allah’ın nur ve karanlıktan yetmiş bin hicabı vardır. Bu hadis-i şerif gereğince büyük arifler nuranî ve karanlık hicaplar konusuna değinmiş ve böylece tanıtıp bildikten sonra onları yırtmayı ve kenara atmayı hedeflemişlerdir. Çünkü ariflerin bakışında bin kelimesi kinaye olarak tümel demektir. Her tümelin bin tikel örneği vardır ve Allah nezdinde bir tümel gün bizim dünyevî tikel bin yılımıza bedeldir. Bu nedenle tümel hicaplar sıfatıyla nuranî ve karanlık yetmiş hicap belirtildiğinde, gerçekte yukarıdaki hadisin örneği beyan edilmiş olacaktır. Karanlık hicaplar "الظلم ظلمات یوم القیامة" tabirinin örnekleridir. Hicabın çokluğu vahdetten kaynaklanması ve karanlık âlemler nur ve kutsal âlemin hicabı olması gibi, bu hicaplar da insanı maddi ve duyusal şeylerle sınırlar ve onu âlemin melekûtuna yönelmesinden gafil kılar.
Nuranî Hicaplar
İrfan tabirlerinde gözlemlenen nuranî hicaplar kavramı, yolcunun ruhanî seyir ve yolculuk merhalelerinde kendisinde durması durumunda yüksek merhalelere çıkmasını engelleyen her merhaleye denir.[iv] Gerçekte manevi tekâmül ve rüşt amillerine her tür bağımsız bakış nuranî hicap olarak adlandırılır. Bu manasıyla nuranî hicapların imamlar hakkında kullanışının negatif bir değer ifade ettiği apaçıktır ve Allah’a giden yolda imamların (a.s) hem nuranî hicaplar oldukları ve hem de yükselmeyi sağladıkları söylenemez. Bu durumda onlar yükselmeyi sağlamayacaklardır ve sadece nuranî hicaplar olacaklardır. Ama rivayetlerde ilahi isim ve sıfatlar ve de Hz. Peygamberin (s.a.a) nuranî hicaplar olduğu belirtilmiştir[v] ve esasen bu rivayetlerin belirtilen negatif manayı ifade etmemesi gerekmektedir. Onların sadece Hakkı gösteren ayetler olduğu ve de yürümeyi ve ilerlemeyi sağladıkları ifade edilmektedir: [vi]"کلما اضاءلهم مشوا فیه واذا اظلم علیهم قاموا" Ama her haliyle güçlü ve baskın olması nedeniyle hicaplardan geçmeksizin ilahi mutlak nurun tecelli ve zuhur etmesi mümkün değildir. Artı, varlıklar da zayıflık ve güçsüzlük nedeniyle vasıtasız bir şekilde mutlak nuru idrak etmeye kadir değildir. Bu yüzden isimler, sıfatlar, Peygamber (s.a.a) ve Ehli Beytin varlıksal kanalıyla O’na bakmak gerekmektedir. Belirtilen negatif mana kastedilmeksizin onların hicap olarak değerlendirebilmesi bu açıdandır. Her haliyle bizim için önemli olan şu hususu bilmemizdir: Her ne kadar nuranî hicaplar Allah’ı gösterse ve nurlarının çokluğu oranında görüneni daha iyi gösterse de, Allah’ı hicaplar arkasından göstermektedir ve hiçbir zaman açık ve perdesiz bir şekilde Hakkı görmek mümkün değildir; zira O her zaman gayb perdesinde saklı bir gelindir ve hiçbir kalp gözünün O’nu görecek mahremiyeti yoktur. O, hiçbir akıl ve kalbin taşımadığı taharet ve temizliği taşıyacak kadar yüce ve mukaddestir. Bu yüzden hiçbir akıl ve kalp bu yüceliğin cemal ve celalini müşahede edecek enginliği gösteremez. İmamlara (a.s) tevessül etmenin ne ölçüde Allah’a yakınlaşmakta etkili olduğu hususunda ise şu adreslere müracaat edebilirsiniz:
2. 542. Yanıt (Site: 590)
3. 1321. Yanıt (Site: 1316)[i] Mecmeu’l-Bahreyn, c. 2, s. 34.
[ii] Riyazu’s-Salikin, c. 2, s. 29, Zeyl-i Duay-ı sevvom, talhis-i er-Riyaz ev Tahafatu’l-Talibin, c. 1, s. 142.
[iii] Biharu’l-Envar, c. 55, s. 45.
[iv] Abidi, Ahmed, Du Mahneme-i Ayine-i Pejuheş, şımare-i 79, Hicabhay-ı Nurani Ve Zulmani Ez Didgah-ı İmam Humeyni, 48-59.
[v] بالاسم الذی احتجبت به (Biharu’l-Envar, c. 18, s. 427). محمد صلی الله علیه وآله حجاب الله (a.g.e., c. 58, s. 42). الامام حجاب الله وآیةاللّه (a.g.e., c. 3, s. 102). امر الله بعض الملائکة حتی یحجبوه (a.g.e., c. 61, s. 53; c. 85, s. 266). اول ما خلق الله حجبه (a.g.e., c. 36, s. 342).
[vi] Bakara, 20.