Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama uyurken cünüp olmak ise günah ve haram değildir. Haram bir amelin şerî ve ruhsal eseri ile haram olmayan bir amelin eseri arasında fark vardır.
Bu soru birkaç bölümden teşkil olmaktadır:
1. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri hakkında görüşü nedir?
2. Bir şeyle temas sağlanır ve ona ıslaklık sirayet ederse, o şey de temizlenmeli midir?
3. Şehvanî rüyalar görme neticesinde hâsıl olan cenabet ile mastürbasyondan hâsıl olan cenabet arasında ne gibi bir fark vardır?
Bu soruların yanıtı sırasıyla açıklanacaktır:
1. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri hakkında kendi ilmihalinde yer alan fetvası şudur: “Zina veya kulampara veyahut mastürbasyon gibi haram yollarla cünüp olan kimsenin teri necis değildir. Ama kendisinin beden veya elbisesi terli olduğu müddetçe, farz ihtiyat gereği onunla namaz kılmaması gerekir. Müstehap ihtiyat gereği, haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin terinden sakınılmalı ve bu ihtiyata riayet etmek amacıyla yıkanırken bedenin terlememesi için mülayim bir suyla gusül alınmalıdır. Bu az suyla gusül alması durumunda geçerlidir ve eğer çok su ve benzeriyle gusül alması durumunda ise sakıncasızıdır. Ama gusülden sonra (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır.[1]
2. Cünüp olmuş şahsın teriyle ıslanmış eşyalar necis değildir ve onları yıkamaya gerek yoktur. Ama bu elbiseler ile namaz kılınmaz.[2]
3. Sağlıklı beden taşıyan genç kız ve oğlanlar uyurken cünüp ve deyim yerindeyse ihtilam olurlar. Uyurken cünüp olmak tabii bir husustur ve evli erkek ve kadınlar için de bu vuku bulabilir. Bu durum bazen bir ameli yapmayla birliktedir; yani insan rüyada biriyle yattığını ve onunla bir amel işlediğini görür ve bazen de bu amel gerçekleşmeksizin vuku bulur. Her iki durum da İslam açısından günah değildir; zira aziz Allah uykuda olan fertten yükümlülük istemez ve onu uyurken yaptığı işlerden dolayı cezalandırmaz.[3] Her halükarda cenabet olduktan sonra kendisine gusül abdesti almak farz olur.[4] Mastürbasyon (insanın kendini tatmin etmesi), ardından acı verici bir azabı getirecek bir haram ve günahtır[5] ve doktorların ve uzman psikologların görüşüne göre bedensel ve ruhsal olarak birçok tahrip edici eserleri vardır. İki bölümde bu tahriplerin bazılarına işaret ediyoruz.
1. Bedensel Zararlar: Bu tabii olmayan amel beş duyu organıyla yakın bir ilişki içinde olması açısından, birinci derecede göz ve kulağı etkiler; yani gözü zayıflatır ve duyma duyusunu da dikkate değer bir ölçüde faaliyetten alıkoyar. Sürmesi durumunda bu amel baş dönmesine ve kulakta anormal seslerin duyulmasına neden olur. Bedensel güçlerin zayıflaması, bedendeki kanın azalması, rengin solması, zayıflık, tahammülün azalması, iştahsızlık ve diğer birçok bedensel tehlikeli hastalıklar mastürbasyonun neticelerindendir.
2. Ruhsal Ve Psikolojik Zararlar: Istırap ve içlenme mastürbasyona müptela olmuş şahsı sürekli rahatsız eden hususlardandır. Karmaşık fikirler ve düşünsel ikircik her zaman bu tür bireyleri kuşatır. Depresyon, duyarsız olmak, mutsuzluk, inziva, ahlaksızlık, saldırganlık, tahsil ve okumaya meyilli olmamak, yaratıcılığın yok olması, yeteneklerin bastırılması, irade zayıflığı, günah işleme duygusu ve başka birçok tehlikeli hasar bu hastalığın neticelerindendir. Daha fazla bilgi edinmek için 10010. yanıta (site: 9972) ve Civanan Çıra… gibi ilgili kitaplara müracaat edebilirsiniz.[6]
[1] Mekarim Şirazi, Tevzihü’l-Mesail-i Meraci’, c. 1, s. 90, mesele. 116.
[2] a.g.e. s. 91.
[3] Şeyh Saduk, Hisal, Tercüme-i Fehri, c.. 2, s. 417, Camia-i Müderrisin, Kum, 1362 ş.
[4] Danışcu, Cıvanan Çıra, s. 132, Peyam-i İslam, Kum, 1368 ş.
[5] Şeyh Saduk, Hisal, c. 1, s. 120, İntişarat-ı İlmiye-i İslamiye, çap-ı evvel, Tahran.
[6] Danışcu, Cıvanan Çıra, s. 69, Peyam-i İslam, Kum, 1368 ş.