Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında şöyle bir ihtimal verilebiliriz: İslam’da Müslümanın kafirin sultasına girmesi yasaktır. Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi Müslümanın kafir sultasına girmesi demektir. Bu yüzden Müslüman kadına, kendisini gayri müslim bir erkeğe teslim etme izni verilmemiştir.
İmam Humeyni (r.a) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Müslüman kadın kafir bir erkekle evlenemez. Müslüman erkekte daimi olarak ehl-i kitap olmayan kafir kadınla evlenemez. Ve farz ihtiyat gereği kafir ehl-i kitap kadınlarla da evlenmesi de caiz değildir. Ama Yahudi ve Hıristiyan gibi ehl-i kitap kadınlarla muta yapmanın sakıncası yoktur.’[1]
Diğer müctehitlerin farklı görüşleri vardır. Bilgilendirme amacıyla aşağıda onlara yer veriyoruz:
Ayetullah Gulpaygani ve Safi: Ehl-i Kitap kadınla daimi evlilik yapmak güçlü bir görüş olabilir, ama Müslüman kadınla evlenme imkanı varsa (ehl-i kitap kadınla daimi evlilik) şiddetle mekruhtur. Hatta bu durumda ihtiyat terkedilmemelidir.[2]
Ayetullah Hoi ve Tebrizi: Müstehap ihtiyat gereği onlarla daimi evlilik yapılmamalıdır. Hariciler, Guluvcular ve Nasibiler gibi kendilerini Müslüman bilen fırkalar kafir hükmündedirler. Müslüman kadın ve erkekler, onlarla ne daimi ve ne de geçici olarak evlenmemelidirler.
Ayetullah Nuri Hemedani: Onlarla daimi evlilik yapmak güçlü görüşe göre caizdir. Ancak ihtiyat olarak Müslüman kadınla evlenme imkanı olmadığı zaman bu evlilik yapılmalı ve bu ihtiyat terkedilmemelidir.
Ayetullah Fazıl: Müslüman erkekler kafir kadınlarla Yahudi ve Hıristiyan olsalarda farz ihtiyat gereği daimi olarak evlenemezler. Ama onlarla muta yapmanın sakıncası yoktur.
Ayetullah Mekarim: Müslüman erkek kafir kadınla ihtiyat gereği daimi olarak evlenemez Ama Yahudi ve Hıristiyan gibi ehl-i kitap kadınlarla geçici evlilik yapmanın sakıncası yoktur.
Ayetullah Behcet: Müslüman erkek ehl-i kitap olmayan kafir kadınla evlenemez, ama Yahudi ve Hıristiyan kadınlarla geçici evlilik yapabilir.
Ayetullah Zencani: Müslüman bir erkek, mecusi ve ehl-i kitap olmayan kadınla ne daimi olarak, ne de geçici olarak evlenemez, galiba Yahudi ve Hıristiyan kadınla daimi ve geçici evlilik yapmak batıl değildir, ama mekruh ya da müstehap ihtiyata aykırıdır, özellikle daimi evlilikte.
Ayetullah Sistani: Müslüman erkek, ehl-i kitap olmayan kafir kadınla evlenemez, ama Yahudi ve Hıristiyan kadınlarla geçici evlilik yapmanın sakıncası yoktur, ancak lazım ihtiyat gereği onlarla daimi evlilik yapmamalıdır.[3]
Buna göre Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla geçici evlilik yapabilir. Daimi evlilikte ise bazı fakihlerin görüşüne göre Müslüman erkek ehl-i kitap kadınlarla daimi evlilik yapamaz.
‘Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınlarla muta ya da daimi evlilik yapması caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi neden caiz değildir?’ sorusuna gelince bu konuda iki cevapla yetineceğiz:
1- Allah-u Teala, Müslümanların kafirlerle evliliğini yasakladığı ayetin sonunda şöyle buyuruyor: ‘İşte budur size Allah'ın hükmü, o hükmeder aranızda ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.’[4]
Bunlar ilahi ilim ve hikmetten kaynaklanan ahkamdır ve İslamın adaletine tamamen uygundur. Bütün hükümlerin kaynağının Allah-u Teala olduğu gerçeği bu hükümlerin icrasının en büyük garantisidir.[5] Bu hükmün felsefesini bilmek iyi bir şeydir, ama ona amel etmek için nedenini keşfetmeye gerek yoktur. Böyle bir hükmün her şeyi bilen, bütün işlerini ilim ve hikmete göre yapan ve herkesten daha çok kullarına merhametli olan Allah’tan olduğunu bilmemiz, kendimizi O’nun kulu olarak gören bizler için yeterlidir. Kul sorgusuz sualsiz mevlasının fermanını yerine getirmelidir. Allah’ın bazı düsturları belki de kim daha iyi kulluk ediyor bilinsin diye sırf bizlerin kulluğunu imtihan etmek içindir. Ve kim bir hükmün nedenini bilmediğinde de Allah’ın emrine itaat edecek ve kim şahsi menfaatinden dolayı itaat edecek, bununla ortaya çıkar. Bu, Kur’an’ın ısrarla üzerinde durduğu bir konu olup ona sırat-ı müstakim demektedir: ‘Ve bana kulluk edin, budur ancak doğru yol.’[6]
2- Diğer cevapta şudur: İhtimal olarak bu hükmün delili veya delillerinden biri kafirin Müslümana sulta etmesine izin vermemektir. Nitekim ‘Allah, kafirlere, müminler aleyhine bir yol, bir başarı vermez.’[7] ayet-i kerimesi bu konuya işaret etmektedir. Yani Allah, kafirlere müminlere asla zarar verme (musallat olma) yolu vermez. Buna göre kafirlerin müminlere musallat olmasına neden olan herşey Allah katında yasaktır. Müslüman kadının kafir veya ehl-i kitapla evlenmesi bunun açık örneklerinden biridir. Çünkü karı koca ilişkilerinde erkeğin kadın üzerinde bir tür sultası düşünülebilir ve kadın erkeğin sultasının altına girer.