Please Wait
10189
- paylaşmak
Anne ve babaya yapılan eziyetler; onları kızdırmak, incitmek ve hatta ikisinden birisi dahi olsa da anne ve babanın hatırını kırmaktan ibarettir. Bu konuda ayet ve rivayetlerin incelenmesiyle şöyle bir netice alınabilir: Anne ve babanın isteklerine amel edilmesi farz olan hakların ölçüsü, ahlaki açıdan bu hakların yerine getirilmesiyle onların incinmesine sebep olmamak ve onların da fıkhi açıdan çocuklarından haram işlemesini veya farza amel edilmemesini istememeleridir.
Anne ve babaya yapılan eziyetler “Kızdırmak, incitmek ve hatta ikisinden birisi dahi olsa da baba ve annenin hatırını kırmak” tan ibarettir.[1]
Din ve kültürlerin tamamında anne ve babanın çocukları yanında özel bir ihtiramı vardır, ancak İslam’da bu hakların yanında, anne ve baba için geniş ahlaki haklar sayılmış ve her türlü eziyet ve incitmenin, onların haklarının zayi edilmesini bilecek kadar bu hakları genişletmiştir. Bunun yanında bazı fıkhi hakları da çocukların amel etme sorumluluğuna bırakmıştır; muhtaç anne ve babanın nafakasının çocukların temin etmesinin farz oluşu bunun bir örneğidir.[2]
Anne ve baba hakkı konusunda Kur’an’ın çeşitli tabirleri vardır, nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle”.[3]
Görüldüğü gibi Allah-u Teâlâ’ya iman etmenin ve O’na şirk koşmamanın yanında, anne ve babaya iyilik etmek emredilmiş ve küçük bir kelimeyle dahi olsa da onların incitilmeleri yasaklanmıştır. Rivayetlerde de anne ve babayı incitmek büyük günahtan sayılmıştır.[4] Ancak Kur’an ayetlerinde olduğu gibi bu konu için bir sınır tayin edilmemiş ve onların saygın bilinmesi yönünde yalnızca anne ve babanın incitilmesine işaret edilmekle yetinilmiştir.[5]
O halde anne babanın farz olan haklarının dikkate alınmasıyla onların incinmesi ve hatırlarının kırılmasının ölçüsü vardır.[6] Bir konuda anne babasının görüşüyle muhalefet eden kimse bu muhalefetiyle, onların incinmesine sebep olmuştur. Ancak bazen onlara muhalefet etmek, onların incinecekleri ölçüde olmaması durumunda, her ne kadar onların incinmesine sebep olmasa da, anne babanın görüşüne uygun davranılması daha iyidir.
Çocukların anne babasına itaat kısmından sayılmayan çeşitli şer’i konular vardır örneğin; anne babanın çocuklarına ilahi ve İslami kanunlara muhalefet emri vermesi ve çocuklarından falan şer’i emre muhalefet etmelerini istemesi durumunda, onların emrine itaat etmek gerekli değildir ve onların incinmesine de sebep olmaz.[7]
Dolayısıyla şu neticeye varılabilir: Anne ve babanın isteklerine amel edilmesi farz olan hakların ölçüsü, ahlaki açıdan bu hakların yerine getirilmemesiyle onların incinmesine sebep olmamak ve onların da fıkhi açıdan çocuklarından haram işlemesini veya farza amel edilmemesini istememeleridir.
Elbette farz sayılmasa bile şeriatta anne ve babanın görüşüne riayet edilmesinin güzel olduğu başka konularda vardır.
[1] -Muhaddis Kummi, Şeyh Abbas, “Nehzetü’n-Nevazır fi Tercümeti Ma’deni’l-Cevahir”, Tahran, Birinci baskı, Neşri İslamiye, s. 128.
[2] -Daha fazla bilgi için bu sitede bulunan ilgili soruya bakınız: Soru 22660 (Site: fa9937) (Vücubu Nafaka-i Peder ve Mader).
[3] -İsra, 23.
[4] -Ubeyd b. Zürare şöyle diyor: İmam Sadık’a (a.s) büyük günahları sordum ve İmam şöyle buyurdu: Ali’nin (a.s) kitabında yedi büyük günah sayılmıştır ki bunlar şunlardan ibarettir: 1. Allah’a küfretmek, 2. Nefis öldürmek, 3. Anne babaya eziyet etmek, 4. Bilerek faiz yemek, 5. Zulmederek yetimin malını yemek, 6. Cihattan kaçmak ve 7. Hicretten sonra bedevi olmak. Bakınız: Amuli, Muhammed b. Hasan, “Vesailü’ş-Şia” (Nefisle cihat babının tercümesi), Tercümeyi Sıhhat, Tahran 1364, İntişarati Nas, s. 198.
[5] -Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur: Allah-u Teâlâ (anne ve babanın incinmesinde) “Of”tan daha küçük bir şey bilseydi ondan da sakındırırdı ve “Of”un en aşağı merhalesi incitmektir ve bir kimsenin, anne ve babasına bakışını dikmesi, bunun örneklerinden birisidir. Bakınız: Kuleyni Muhammed b. Yakup, “Usulü Kâfi” (tercümeyi Mustafavi), Tahran, Kitap Furuşiyi İlmiyeyi İslamiye, Birinci baskı, c. 4, s. 50.
[6] -İstiftaatların bazılarında da bu konuya işaret edilmiştir örneğin “Anne babanın incitilmesinin (Akkı Valideyn) anlamı nedir? Hangi şartlarda gerçekleşir? Eserleri (getirisi götürüsü) nedir?” şeklinde istiftaat edilmiş ve şöyle cevaplandırılmıştır: Onların incinmesine sebep olacak her iş, akkı valideyn (onları incitmek) manasındadır, ancak farz veya haram konularında mükellef olunmasının yanında onların bu emirlere muhalefet edilmesini istemeleri, bunun dışındadır. Bakınız: “İstiftaatı Cedid” (Ayetullah Mekarim Şirazi), c. 3, s. 559; Anne oğluna karısını boşamasını, boşamaması durumunda incineceğini; içtiği sütü helal etmeyeceğini söyleyebilir mi? Cevap: Allah’ın İsmiyle, Bu konuda anneye itaat etmek farz değildir. Bakınız: “Sıratü’n-Necat” (Ayetullah Tebrizi), c. 6 s. 257.
[7] -Daha fazla bilgilenmek için bu sitede bakınız: Soru 14948 (Site: tr14742) (Vezayifi Ferzendan der Beraberi Valideyn).