Gelişmiş Arama
Ziyaret
17448
Güncellenme Tarihi: 2011/07/24
Soru Özeti
Acaba peygamber nurdan yaratılmış mı yoksa çamurdan mı? Acaba varlıklar peygamberin hatırası için mı yaratılmış yoksa peygamber diğer varlıklar için mi yaratılmış?
Soru
Ehlibeyt rivayetlerinde İslam peygamberi Allahın nurundan yaratılmış söylenmektedir. Vahabiler bunun yalan olduğunu söylerler ve diyorlar ki peygamberde bizim gibi çamurdan yaratılmıştır. Hakeza bütün varlıklar onun için yaratıldığını da kabul etmiyorlar. Bilakis onlar peygamber diğer varlıklar için yaratılmış olduğunu söylüyorlar. Sizin bu bağlamdaki görüşünüz nedir?
Kısa Cevap

Yukarıdaki soru iki ayrı bölüme sahiptir. Dolayısıyla her birisini ayrı cevaplandırıyoruz. 

Bir: Birçok rivayetlerde peygamberin (s.a.a) yaratılışı nurdan olduğunu açık bir şekilde (tasrih) dile getirilmiştir. Ama bilinmelidir ki bu rivayetlerin maksadı peygamberin (s.a.a) nurani hakikatidir, onun cismani boyutu değildir. Bilakis peygamber (s.a.a) maddi ve cismani merhalede diğer insanlar gibi doğmuş ve diğer insanlar gibi yaşamıştır. Buna binaen Hz. Muhammed (s.a.a) iki hakikate sahiptir. Birincisi onun nurani hakikatidir ki nuranidir. İkincisi onun cismani hakikatidir ki diğer insanlarla farklı bir yönü yoktur. 

İki: Varlıklar peygamberin (s.a.a) vücudunun bereketiyle yaratılmışlardır (ki rivayetler bu hakikati açıklıyor). Diğer taraftan peygamber (s.a.a) beşeriyeti hidayet etmek ve onları kamala ulaştırmak için peygamberlik makamına ulaşmıştır. Dolayısıyla vücutsal bakımından beşeriyet peygamber için yaratılmış ama hidayetsel ve kılavuzluk bakımından peygamber (s.a.a) diğer varlıkları hidayet ve onları kamala ulaştırmak için yaratılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

Yukarıdaki soru iki meseleye işaret etmektedir. Birincisi: Acaba peygamber-i Ekrem (s.a.a) Allahın nurundan ve diğer insanlar da çamurdan yaratılmışlar mıdır? 

İkinci soru şudur: Acaba varlıklar peygamberin (s.a.a) vücudunun hatırası için mi yaratılmış yoksa peygamber diğer varlıkların hatırası için mı yaratılmıştır?

Birinci Sorunun İncelenmesi:

İslami rivayetlerde peygamberin (s.a.a) nurdan yaratılmış olduğu meselesi oldukça fazla konu edilmiştir. Konuya başlarken söz konusu rivayetlerden bir kısmını hatırlatacağız:

Peygamber-i ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Allahın yaratığı ilk yaratık benim nurum idi”.[1]

Cabir’den nakledilmiştir ki peygamber şöyle buyurmuş: “Yaratılan ilk şey benim nurumdur ki Allahın nurundan vücuda gelmiştir”.[2]

Cabir b. Abdullah diyor: Allahın resulünden sordum: Allahın yaratığı ilk şey nedir? Peygamber (s.a.a) şöyle cevap verdi: “Senin Peygamberinin nuru idi”.[3]  

Cabir İmam Muhammed Bakırdan (a.s) naklediyor ki İmam şöyle buyurmuştur: “Allah u Teala on dört bin sene ademin yaratılışından önce kendi büyük nurundan on dört nur yarattı. O nurlar bizim ruhlarımızın nuru idi”. Cabır diyor: İmamdan o on dört nurun isimlerini sordum? O şöyle buyurdu: “Muhammed, Ali, Fatime, Hasan, Hüseyin ve Hüseyin’in çocuklarından dokuz kişidir ki dokuzuncusu onların kaimidir””.[4]

İmam Bakır (a.s.) şöyle buyuruyor: “Ey Cabir Allahın yaratmış olduğu ilk varlık Muhammed ve onun hidayet edilmiş itretidir. Dolayısıyla bunlar Allah karşısında nurun eşbahleridirler”. Cabir diyor: Eşbah nedir diye sorudum?   Buyurdu: “nurun gölgesi, nurani bedenle ruhsuz bedenler ki tek ve vahit bir ruhla teyit edilmiş ve o tek ruh ruhu’l – kudustur”.[5]  

Yukarıdaki rivayetlerin bütününden şöyle anlaşılıyor ki peygamber-i Ekrem (s.a.a) nurani bir vücuda sahiptir ki her şeyden önce yaratılmıştır. Buna binaen rivayetlerin tasrihine göre o nurdan yaratılmıştır. Diğer taraftan tarihte beyan edilen şey şudur: Peygamber (s.a.a) fil senesinde Cuma gününde rabiül evvel ayının 17 sinde dünyaya gelmiştir. Burada akla gelen soru şudur: Bu durum peygamberin nurdan (varlıkların yaratılmadan önce) yaratıldığını söyleyen bu rivayetlerle nasıl bağdaşır?

Bu sorunun cevabı şudur: Rivayetlerde anlatılan şeyden maksat peygamberin (s.a.a) nurani hakikatidir, onun cismani hakikati değildir. Ama peygamberi (s.a.a) cismani hakikati diğer insanlar gibi ana babadan doğarak içinde yaşadığımız dünyaya gelmiştir. Yaşam süresindeki merhaleleri, sabır, cihad ve ibadet sahnelerini yaşamıştır. Bu kabiliyetlerini sahip olduğu özgür iradesiyle zuhur merhalesine ve fiiliyette geçiriyor. Bu cihetiyle biz insanlar için örnektirler[6]  buna binaen hazreti Muhammed (s.a.a) iki hakikat sahibidir. Bir: onun nurani hakikati ki nurdandır. İki: Onun cismani hakikatidir ki dünya âlemindeki diğer insanlardan farklı bir yönü yoktur. Onun (s.a.a) cimsi de diğer insanların cisminin çamurdan, nutfeden ve…yaratıldığı gibi çamurdan, nutfeden ve…yaratılmıştır.  

 

İkinci Sorunun İncelenmesi:

İkinci soru iki konuya sahiptir ki Acaba varlıklar O hazretin hatırası için yaratılmış mı yoksa o Hazret diğer varlıklar için yaratımlı mıdır?

Bu konunun aydınlanması için allame Tabatabai’nin “el-Mizan” tefsirinde zikrettiği rivayeti inceleyeceğiz.

“Cabir b. Abdullah’tan rivayet edilmiştir ki peygambere (s.a.a) arz ettim: Allahın yarattığı ilk varlık ne idi? Peygamber (s.a.a) buyurdu: “Ey Cabir Peygamberin ruhu idi. Allah ilkin onu yarattı. Sonra ondan her şeyi yarattı. Sonra onu kendi mahzerinde “kureyş” makamında korudu. Allah onu ne kadar sakladığını biliyor. Sonra o nuru kaç kısma ayırdı. Arşı onun bir kısmından, kürsüyü onun bir diğer kısmından, arşın taşıyıcılarını ve arşın sakinlerini onun üçüncü kısmından yarattı. Dördüncü kısmı sevgi (hübb) makamında kendisinin bildiği miktarda sakladı. Sonra bunu kaç kısma ayırdı. Kalemi onun bir kısmından, levh-i onun bir diğer kısmından, cenneti onun üçüncü kısımdan yarattı ve dördüncü kısmı da kendisinin bildiği miktarda korku (havf) makamında sakladı. Sonra onu da kaç kısma ayırdı. Melekleri onun bir kısmından, güneşi onun ikinci kısmından, ayı onun üçüncü kısımdan yaratı. Dördüncü kısmı kendisinin bildiği miktarda “reca” makamında sakladı.  Sonra onu da kaç kısma ayırdı. Aklı onun bir parçasından, ilim ve Hilmi onun bir diğer cüzünden, ismet ve tevfiki de başka bir parçasından yarattı. Hakeza dördüncü kısmı kendisinin bildiği miktarda “haya” makamında sakladı. Sonra heybet gözüyle nurumdan kalan kısma baktı bu nurdan nur yağmaya başladı. Nihayet ondan da yüz yirmi dört bin damla ayrıldı. Allah bu damlaların her birisinden bir peygamber ve resul yarattı. Sonra o ruhlar nefes vermeye başladılar. Allah onların bu nefeslerinden evliyaların, şehitlerin ve Salihlerin ruhlarını yarattı”.[7]   

Başka bir rivayette şöyle zikredilmiştir:

Ey peygamber sen olmamış olsaydın dünyayı yaratmazdım”.[8]Ey Muhammed izzetim ve celalime yemin ederim eğer sen olmamış olsaydın Ademi yaratmazdım”.[9]

Yukarıdaki rivayetlerden şu netice alınabiliniyor: Allah u Teala peygamberin nurundan her şeyi ve vücutsal kemali yaratmıştır. Yani vücut ve varlık hayırdır. Her vücut vücutsal bakımından –sahip oldukları had ve sınır ve noksanlıkları dikkate almaksızın- hayırdır. Bu esasa binaen bütün varlıklar ve bütün mevcudat ve vücutsal kemal bu ilk varlığın cilveleri ve masumun nurundandır. Yaratıkların tümü bu nurun farklı mertebelerin tecellileridir. Başka bir ifadeyle “masumun nuru” diğer varlıkların var olmasına neden olmuştur. Diğer varlıklar bu hakikatin eseri ve nüzul etmiş farklı mertebelerde yer alan suretidirler.[10]

Öyle ise şöyle denilmesi mümkündür: bütün varlıklar peygamberin değerli ve kapsamlı nurundan yaratılmışlardır. Bu gerçek felsefe bakımından da ispatlanmıştır ki “vacibu’l-vücut” ile “mümkünü’l – vücut” arasındaki bağı kuran halka, varlıkların en değerli yaratığıdır.[11] Bu halka Allah ile diğer varlıklar arasında feyiz vasıtasıdır. Yaratıkların en hayırlısı hazreti Muhammed’iyenin hakikatidir.

Buna binaen bir taraftan beşeriyet peygamber-i erkemin vücudunun bereketiyle yaratılmış. Şu anlamda ki hiçbir varlığın yaratılışı peygamber yaratılmadan önce mümkün değildi. Bu nedenle alemdeki (beşeriyet olmak üzere) bütün varlıklar peygamberin kamil vücuduna borçludurlar ve onun yaratılışın vasıtasıyla varlık alemine ayak basmışlardır. Diğer taraftan peygamber-i ekrem beşeriyeti hidayet etmek ve ahlakı tamamlamak[12] ile görevlendirilmiştir.

Nihai sonuç şudur: Bir taraftan varlıklar o hazretin vücudunun bereketiyle yaratılmışlardır. (göründüğü gibi rivayetler de bunu açıklamışlardır). Diğer taraftan o hazret beşeriyeti hidayet etmek ve onları kemale ulaştırmak için peygamberlik makamına varmıştır. Dolayısıyla vücutsal bakımından beşeriyet peygamberin hatırası için yaratılmıştır. Hidayet ve kılavuzluk bakımından peygamber de diğer varlıkları kemale vardırmak için yaratılmıştır.          

 


[1] MECLİSİ, Muhammed Bakır, “Biharu’l Envar”, Beyru: Müesesei el-vefa, 1404, hicri/kameri, c, 1, s, 97.

[2] A.g.e., c. 15, s. 24.

[3] A.g.e., c. 25, s. 21.

[4] A.g.e., c. 25, s. 4.

[5] Küleyni, ebu Cafer b. Yakubi Razi, “Usuli Kafi”, baskı, 1,Tahran: el-Mektebetu el-islamiye, 1388, h.ş., c. 1, s. 442; Küleyni, ebu Cafer b. Yakubi Razi, “Usuli Kafi”, baskı, 4,Tahran: Darul Kutubul İslamiye, 1365, h.ş., c. 1, s. 442. 

[6] Nerm efzar pursiman, (CD).

[7] Tabatabayi, Muhammed Hüseyin, “Tefsiri el-Mizan”, farsça tercümesi; Musevi Hemedani, Seyit Muhammed Bakır, baskı, 5, Kum: defteri intişarat-i camietu Mudderisin Havze ilmiye Kum, 1374, ş, c. 1, s, 185 ve186.  

[8] MECLİSİ, Muhammed Bakır, “Biharu’l Envar”, Beyru: Müesesei el-vefa, 1404, hicri/kameri, c, 16, s, 406.

[9] MECLİSİ, Muhammed Bakır, “Biharu’l Envar”, Beyru: Müesesei el-vefa, 1404, hicri/kameri, c, 40, s, 18- 21.

[10] Nerm efzar pursiman, (CD).

[11] Gaffari, seyit Muhammed Halid, “Ferheng Istılahai Asar Şeyhi İşrak, encümen-i, Asar ve Mefahiri ferhengi, s, 84.

[12] Nuri, “Mustedrekil- Vesail”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1408, h. k., c. 11, s. 18.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8518 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13135 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • “Eğer melekler birbirleri ile tartışırlarsa Cebrail (a.s) Ali’nin (a.s) yanına nazil olur ve melekler arasında hüküm vermesi için Ali’yi (a.s) göğe çıkarır,” diye belirtilen hadis hakkında görüşünüz nedir?
    13048 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Dinsel öğretiler esasınca biz meleklerin kendilerine verilmiş görevler doğrultusunda hareket ederken hiçbir sapma ve itaatsizlik sergilemediklerine inanırız. Yüce Allah melekleri nitelerken şöyle buyurmaktadır: Onlar asla Allah’ın buyruğuna muhalefet etmezler ve emredildikleri şeyi (kâmil bir şekilde) yerine getirirler; yani melekler ilahi emir ve buyrukları kabul eder ve onlara ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9438 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Herhangi bir müçtehitten taklit etmeyen kimsenin humus konusundaki görevi nedir?
    5085 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Sorunuza taklit mercilerinin bürolarından verilen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Mallarınızın humsunun durumunu bilmek için Ayetullah Hamanei’inin burosuna veya onun bu konudaki yetkili vekillerinden birine başvurunuz. Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Amellerinizi ve görevlerinizibütün şartlara haiz bir müçtehidin görüşüne göre yapınız.
  • Kur'an'da namazın genel hükmü açıklanmıştır, ancak imametten genel olarak da söz edilmemiştir. Kur'an'dan imametin hak olduğuna dair bir kaynak verebilir misiniz?
    6152 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Kur'an'da bir çok ayet imamet konusuna değinmiştir. Allame Hilli, El-Feyn adlı eserinde ve Allame Meclisi, Biharu'l-Envar adlı eserinde bu ayetleri genişçe açıklamışlardır. Bu ayetlerden bazı örnekleri şöyledir: Tebliğ ayeti, velayet ayeti, ulu'l-emir ayeti ve sadıkın ayeti. ...
  • Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
    15475 Teorik Ahlak 2011/10/20
    Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz ...
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    15424 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10639 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
    21252 Tefsir 2012/09/09
    Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız. 1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u ...

En Çok Okunanlar