Gelişmiş Arama
Ziyaret
6348
Güncellenme Tarihi: 2012/10/01
Soru Özeti
Hırsızlık etmiş bir şahıs çaldığı parayla kazanç elde ederek parayı ikiye katlamıştır. Şimdi ise malının helal olmasını istiyor ama malını çaldığı adama bunu söylemeye cesareti yok; teklifi nedir?
Soru
Eşinin erkek kardeşinden çok miktarda para çalan ve bu parayı kullanarak iş kuran, bu işte çaldığı paranın iki katı kazanç sağlayan bir şahıs şimdi malının helal olmasını istiyor. Ayrıca yaklaşık on yıl bu olayın üzerinden geçmiştir. Eşimin erkek kardeşi zengin bir insan olduğu için malının çalındığını fark etmedi. Bu iş haram ve günah olduğu için bunu yapan hırsız hatasını düzeltmek istiyor ama malını çaldığı adama bunu söylemeye cesareti yok. Bunu yapması büyük bir münakaşaya yol açabilir. Birde elde ettiği kazancın hepsi onun malikiyeti ve tasarrufu dışında ise bu onun için büyük sorunlara ve iflas etmesine sebep olabilir. Bu durumda ne yapması gerekir dini görevi nedir?
Kısa Cevap
 
  1. Çaldığı malı (parayı) kesinlikle sahibine geri vermelidir. Ancak bunu yaparken bu miktar malı (parayı) neden ona verdiğini söylemek zorunda değildir.
  2. Eğer çalınan malla ticaret yaptıysanız veya iş kurduysanız elde ettiğiniz kazanç mal sahibine aittir. Ama eğer külli alışverişte[1] bulundunuz ve çaldığınız malla ödeme yapmadıysanız yani örneğin sadece işlem ücreti olarak kullandıysanız sadece çaldığınız miktarı ödemekle mükellefsiniz.
  3. Her halükârda çalınan para hesaplanırken veya ondan elde edilen kazanç hesaplanırken paranın güncel değeri göz önüne alınarak sahibine geri verilmelidir.
 
Ekler:
 Taklit mercilerin bu soruya verdikleri cevaplar şu şekildedir:[2]
Hazreti Ayetullah Hamaney:
Çaldığı malı sahibine geri vermelidir. Ancak bunu yaparken neden ona verdiğini söylemek zorunda değildir. Eğer çalınan mal para ise ihtiyatı vacip gereği paranın alım gücünde yaşanan değer kaybını anlaşma yoluyla çözmeli.
Hazreti Ayetullah Sistani:
Çaldığı parayı sahibine geri vermelidir.
Hazreti Ayetullah Safi Gulpeygani:
Eğer hırsızlık parasıyla ticaret yapar ve kazanç sağlarsa paranın hepsini çaldığı insana geri vermelidir. Ama eğer külli alışverişte bulunmuş ve çaldığı malla ödeme yapmadıysanız yani sadece işlem ücreti olarak kullandıysanız sadece çaldığınız miktarı ödemekle mükellefsiniz. Parayı çaldığı insanın hesabına yatırabilir veya posta havalesiyle onun adına yatırabilirsiniz kendisine açıklamak zorunda değilsiniz. Sadece bu parayı ona borçlu olduğunuzu bildirmeniz yeterlidir.
Hazreti Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani:
  1. Eğer çalınan malın kendisi mevcut ise onu kendisine teslim etmelidir. Çalınan malın kendisi mevcut değilse onun günümüz değerini mal sahibine ödemelidir. Her iki durumda mal sahibine bu parayı veya malı neden ona verdiğini açıklamak zorunda değildir.
  2. Eğer çalınan mal ile ticaret yapılmış ve bu ticaret toplumda yaygın olan şekliyle külli bir alışveriş ise elde edilen kazanç mal sahibine ait değildir. Ama eğer çalınan malın kendisiyle ticaret yapılmış ise kazançta mal sahibine iade edilmelidir. Fetva sitesinin linki
 
 
 
 
 
 

[1] Külli ve “eyni” alışverişten maksat; Eyni alışverişte satılacak veya alınacak ürün net olarak belirlenmiştir. Örneğin bu tükenmez kalemi sana sattım. Bu alışverişte mevzu bahis olan kalem alıcıya teslim edilmelidir bir başkası değil. Külli alışveriş ise örneğin alıcı mavi renkli tükenmez bir kalem almak istemektedir. Bu alışverişte satıcı anlaşmada belirlenen özelliklere sahip herhangi bir mavi tükenmez kalemi teslim edebilir. 
[2] Islamquest sitesi bu soruyu değerli taklit mercilerden Ayetullah Hamaney, Ayetullah Sistani, Ayetullah Safi Gulpeygani’nin resmi bürolarından sorarak cevaplandırmıştır.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar