Gelişmiş Arama
Ziyaret
7205
Güncellenme Tarihi: 2011/04/12
Soru Özeti
Neden Peygamberin şahsiyeti güç kazandığında değişmektedir?
Soru
Neden Peygamberin şahsiyeti güç kazandığında değişmektedir?
Kısa Cevap

Her ne kadar bu iddiaya yönelik bir delil belirtilmemişse de her davranış değişikliğinin şahsiyet değişiminin göstergesi olmadığını bilmemiz gerekmektedir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) değişik durumlarda içinde bulunduğu zaman, mekân ve konum gereği zahirde farklı davranışlarda bulunmuş olabilir, ama bunların hiçbirini onun şahsiyetindeki farklılığa isnat edemeyiz. Bunun birçok başka delili vardır ve ayrı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soru daha dikkatli bir bakışla iki bölümde incelenebilir:

1. Her davranış değişikliği olumsuz sayılır mı ve Peygamberin şahsiyetinin değiştiğinin delili addedilir mi?

2. Zahiri gücü artıktan sonra yüce İslam Peygamberinin şahsiyetinde olumsuz değişiklikler meydana gelmiş midir?

Birinci bölüm hakkında, her davranış değişikliğini şahsiyet değişikliğinin göstergesi olarak

eğerlendiremeyeceğimizi ve onu olumsuz bir husus sayamayacağımızı söylememiz gerekir. Numune olarak akıl ve din perspektifinde negatif olmayan bir takım değişikliklere işaret ediyoruz.

1-1- Bazen insan başkalarıyla samimi bir ilişki içinde bulunur ve yaşamının birçok vaktini onlar için ayırır, ama sonraları kendi iş konumunda bir takım değişiklikler meydana gelir ve bu da fırsatının sınırlanmasına neden olur. Bu yüzden geçmişte olduğu gibi arkadaşlarının tümünü görmeye gidemez ve bundan ötürü ilişkilerini telefonla sürdürür. Böyle bir davranış değişikliği onun şahsiyetinde meydana gelen bir dönüşüm olarak değerlendirilemez ve kendisi yerilemez. Lakin aynı şahıs belirli bir konuma geldikten sonra dostlarının selamına cevap vermezse veya onlarla olan eski tanışıklığını temelden inkâr ederse, onun şahsiyetinin negatif cihette değiştiği neticesi alınabilir! Bu durumun bir benzerini yeni bir evlatları olduktan sonra anne ve babanın önceki evlatlarına yönelik davranışlarında da gözlemlemek mümkündür.

1-2- Eğer bir şahsa dindar ve tevazu sahibi olduğu için özel bir saygı gösteriyorsak, ama sonra kendisi dünyevî bir makama ulaşınca mütekebbir ve dinsiz bir insana dönüşüverirse, kesinlikle bizim ona karşı davranışımız da değişecektir. Böyle bir davranış değişikliğinin nedeni bizim şahsiyetimiz değildir, karşı tarafın şahsiyetindeki dönüşümdür!

1-3- Eğer davrandığımız insan Müslümanlar ile savaşa kalkışmış kâfir ve dinsiz bir şahıssa, savaşırken ona karşı alacağımız tavır sert ve şiddetli olacaktır.[1] Ama aynı şahıs İslam dini hakkında bir araştırma yapma kararı alırsa, Allah’ın buyruğu esasınca onun için azami güvenlikli bir ortam oluşturmakla yükümlü oluruz.[2] Hatta böyle bir kararı olmasa bile yanı başımızda komşumuz veya misafirimiz olursa, dinî öğretiler ona karşı saygılı bir şekilde davranmamızı gerektirir.[3] Aklî ve dinî açıklaması da olan bu gibi davranış değişikliklerinden birçok örnek verilebilir. Bu anlamda, mevcut sebeplerden ötürü veya benzer durumlar nedeniyle Peygamber-i Ekrem’de de önceki davranışından farklı gözüken bir davranış gözlemlememiz muhtemeldir ve bu husus sorunuzun ikinci bölümünü teşkil etmektedir. Örneğin nakledildiği üzere Peygamber (s.a.a) bir gün misafirle dolu olan evine gelir ve Cerir adındaki yarenlerinden biri de evin içinde yer olmadığından evin dışında oturmuştur. Peygamber (s.a.a) onu görünce kendi elbisesinin bir parçasını katlar, ona verir ve onu yere ser ve üzerinde otur diye buyurur! Bu sahabe Allah Resulü’nden (s.a.a) böyle bir saygı görünce, elbiseyi yere sermek yerine onu öper ve yüzüne sürer![4] Dikkat edin: Peygamber (s.a.a) böyle bir davranışı sayılı yarenlerine yapabilme imkanına sahipti, ama Allah Resulü’nün takipçileri yüz binlere varsaydı ve hepsi de onunla görüşmek ve oturmak isteseydi, böyle bir davranışın sürmesi onun şahsi ve toplumsal hayatını sekteye uğratmaz mıydı?! Bu nedenle Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez…”[5] Bundan dolayı bu iki tarihsel vakıayı kıyaslayarak Peygamberin (s.a.a) şahsiyetinin değiştiği ve kendisinin takipçilerine eskisi gibi davranmadığı neticesini alamayız. Aksine değişen şartlar insan için bu şekilde davranmayı zorlaştırmış ve hatta imkânsız kılmıştır. Peygamberin davranışının değiştiği başka örneklere rastlamamız durumunda da onları detaylıca incelemeli ve delillerini öğrenmeliyiz. Yoksa kendisinin şahsiyeti güce ulaştıktan sonra değişmiştir diye hızlı bir şekilde netice almamalıyız! Siz sorunuzda bu iddiaya dönük bir örnek aktarmadığınızdan zihninizde olan şey hakkında tam bir tahlilde bulunmamız olanaksızdır. Allah’ın yardımıyla bu husustaki iphamlarınızı bertaraf edebilmemiz için arzu etmeniz halinde onları tek tek ve belirgin bir şekilde bize yollayabilirsiniz. Ama kesin olan husus şudur: Peygamber (s.a.a) hayatı boyunca şahsiyetinde istikrar taşımıştır ve bizzat kendisi yeni konumlara gelebilmek için şahsiyet sarsılmasına duçar olan bireylere itiraz etmiş ve onları eleştirmiştir. Bu doğrultuda İmam Ali’ye (a.s) hitaben şöyle buyurmaktadır: Benim için elimi dirseklerime kadar zehirli bir yılanın ağzına koymam sonradan görmüş kimselerden bir istekte bulunmaktan daha kolayıdır![6] Bu konuyla ilgili başka birçok tarihsel delil daha mevcuttur ve biz iki örneğe işaret edeceğiz:

1. İmam Bakır (a.s), Peygamberden (s.a.a) şöyle aktarmaktadır: Ben beş işi ölünceye dek terk etmeyeceğim ve onlar köleler ile birlikte yerde ve sofra olmadan yemek yemek, bir süslü olmayan bineğe binmek, elimle keçi sütü sağmak, yün elbise giymek ve çocuklara selam vermekten ibarettir. Bütün bunları başkalarının da benim gibi davranması için yapmaktayım.[7] Biz de kendisinin ahdine vefa gösterdiğine ve bu tarzı mübarek ömrünün sonuna dek sürdürdüğüne tanıklık etmekteyiz.

2. Sahabelerden biri Peygamberin (s.a.a) yanına gelir, bedeninde hasır izinin kaldığını görür ve keşke daha iyi bir yatak seçseydiniz diyiverir! Peygamber (s.a.a) şöyle cevap verir: Benim dünyayla ne işim var? Ben dünyadan istifade etmede sıcak bir yaz günü bir ağacın gölgesinde bir süre istirahat eden ve sonra yola koyulan bir misafir gibi davranmaktayım![8]

Evet, tüm dünya ve içindekileri helak olmuş ve sadece Allah’ı baki ve daim bilen[9] yüce şahsiyetler, dünyevî hayatlarındaki değişiklikler ile kendilerini kaybetmekten, kibirli davranmaktan ve Allah’ın buyruğundan başka şeyler yapmaktan öteye bir şahsiyet taşırlar. Biz de Peygamberimizin bu çizgisinin takipçisi olmayı ümit ediyoruz. Elbette belirtildiği gibi tüm insanlar ve bu cümleden olmak üzere Peygamber (s.a.a) kendi hayatında değişik konumlar sebebiyle değişik davranışlar sergileyebilir, ama bu onların şahsiyetinin değiştiğine delil teşkil etmez.      


[1] Fetih, 29; Tevbe, 73.

[2] Tevbe, 6.

[3] Eş-Şairi, Tacuddin, Camiu’l-Ahbar, s. 84, Daru’r-Razi lil-Neşr, Kum, 1405 h.k.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 16, s. 235, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[5] Ahzab, 53.

[6] Hür Amıli, Muhammed b. el-Hasan, Vesailu’ş-Şia, c. 9, s. 440, rivayet. 12439, Müessese-i Alû’l-Beyt, Kum, 1409 hk.

[7] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 16, s. 214, rivayet, 2.

[8] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 16, s. 249.

[9] Kasas, 88.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8366 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • basiret gözüyle Allah-ı görmek, kalp ile Allah-ı müşahede etmekle aynı mıdır?
    13739 Pratik İrfan 2010/12/18
    Hazreti Ali'nin (a.s.) kelamında söz konusu olan basiret gözü ile Allah-ı müşahede etme meselsi kelam ilmince Allah-ı görme meselesiyle ilgili bir konudur. Bu konuyla ilgili hak ve doğru olan görüşe göre kalbi rüyet ve tecelliden farklı olan gözsel rüyet hak Teâlâ hakkında imkânsızdır. Ama Allah ile buluşmak ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10642 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • Allah, taklit üzere Müslüman olmayı kabul eder mi?
    7867 Eski Kelam İlmi 2009/08/25
    Ahirette inancımız hakkında sorulan soruya “Atalarımızı taklit edip onları körü körüne takip ettik” demekten başka bir cevabımız yoksa bu cevap geçerli olmaz. Çünkü böyle bir durum insanın fıtrat ve yaratışına da aykırıdır. İnanç, ilim ve yakin üzerine olmalıdır. Elbette bu ilim ve yakini insan bir bilenin ...
  • Sol elin işaret parmağına yüzük takmanın hükmü nedir?
    7937 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Altından olan süs eşyalarını takmak ve altın yüzük kullanmak sadece erkekler için haramdır ve onunla kılınan namaz geçersizdir.[1] Ama kadınların altın yüzük takmasının veya erkeklerin altın olmayan yüzük kullanmasının hiçbir sakıncası yoktur. Bir bayan altın veya altın olmayan bir ...
  • Vaizlerin Sultanı Şirazi kimdir?
    3630 تاريخ بزرگان 2019/06/22
    Yirminci yüzyılın tanınmış meşhur Alim şahsiyetlerinden biriside Vaizlerin Sultanı Merhum Seyit Muhammet Şirazi (1314/1391.k) dir. Minberde, vaiz vermede, hitabette vede münazarada üstad ve yetenekli bir şahsiyettir. ‘Peşaver geçeleri’ adlı eser kendisinin ehlisünnet ulemasından bazı alimlerle peşaver şehrinde yapmış olduğu münazaraların metinleştirilmiş şeklidir. O dönemden günümüze bu eser ...
  • İnsan utangaçlıktan nasıl kurtulabilir?
    58986 Pratik Ahlak 2010/12/05
    Utangaçlığın olumsuz ve istenmeyen sonuçları olup, insanın yaşamda başarılı olmasına engel olmaktadır. İnsan, bu ruhsal özelliktende diğer kötü özellikler gibi kurtulabilir ve onun tedavisi mümkündür. Çocukları sohbetlere katmak ve onları topluma girmeye teşvik etmek çocukların bu hastalığa yakalanmasını önleyen çözümlerdendir.Telkinde bulunmak, kendine ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    14909 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • İslamla Hıristiyanlığın maneviyatları arasındaki farklılıklar nedir?
    10208 Yeni Kelam İlmi 2010/07/17
    Her dinin maneviyatının değer ve itibarı, o dinin kendisinin değer ve itibarıyla direkt olarak ilgilidir. Hıristiyanların kendi itiraflarına görede onların dini akla yatkın olmayan öğretilerle doludur. Dolayısıyla bu gibi kaynaklardan gelen menaviyatta doğal olarak bir sürü yanlışlıklarla dolu olacaktır. İslamın maneviyatıyla Hıristiyanlığın maneviyatı arasındaki temel fark işte buradadır; ...
  • Bismillahirrahamanirrahim’in Kuran ayetlerinden olup olmadığı hakkındaki görşler nelerdir? olAraf suresinin Genel anlamı ve okumasının fazileti nedir?
    6004 Tefsir 2012/04/07
    Bismillahirrahamanirrahim’in Kuran suresinin ayeti olup olmadığı bağlamında Müslümanlar arasında ihtilaf var olmaktadır. İmamiye (Şia),[1] şafi’iye,[2] Mekke ve Küfe karileri ve fakihleri[3] anlayışında hamd ve diğer surelerdeki bismillah surelerin bir ayeti saılmaktadır. Ama Medine, Basra ve Şam fakihleri ve ...

En Çok Okunanlar