Please Wait
7407
Belli bir hedef veya hedeflere ulaşma yolunda, birbirleriyle uyum içinde olan ve birbirlerine bağlı cüzlerden oluşan bütünlüğe sistem denir. Belli bir felsefi ve mektebi temel esasınca, belirli hedeflere ulaşma yolunda uyum içinde olan ve insanın iradesine dayalı davranışlar bütününe siyasi, iktisadi… sistemler denir.[1]
Dolayısıyla “İslam’ın değersel sistemi”nden maksat; teorik, yöneliş ve pratik ( yapılmalı ve yapılmamalı sistemi) gibi farklı ve uyum içinde olup belli bir hedefi takip eden sistemlerin bütünüdür.[2] Çeşitli alanlarda İslam’ı değerlerden oluşmuş sistemler bütününe “değersel sistem” denir. Örneklendirirsek, “İslam’ın değersel sisteminde iş”, “İslam’ın değersel sisteminde yargı”, “İslam’ın değersel sisteminde cihat”, “İslam’ın değersel sisteminde evlilik” ve…
İslam, bir çok büyük sistemlere sahiptir. İtikat ve inanç sistemi, toplumsal sistem, aile sistemi, ekonomik sistem, siyasi sistem, yargı sistemi ve…
Bu sistemlerde değerler, öncelikler ve aile, iktisat, siyaset ve yargı alanlarında İslam’ın programlarından bahsedilir. Ne var ki aile veya aile çatısı altında yer alan “evlilik” gibi işlerin her birinin İslam’ın değersel sisteminde kendine has bir yeri ve konumu vardır. İslam’ın değersel sistemi, muhtelif sistemlerde İslam’ın değersel bütünlüğünü konu eder.
Bu değersel sistemde, çoğunlukla her birinin özel ehemmiyete sahip olan çeşitli unsurlar vardır. Değerler arasındaki ölçü ve mevcut şartlardaki ihtilafı[3] ve İslam’ın değersel sisteminin geniş olması ve sistemlerin çeşitliliği dikkate alınmasıyla, İslam’ın geniş olan değersel sisteminin mertebeler silsilesini açıklanması muhal gibi veya son derece zordur. Ne var ki bu değerlerden bazılarının yüksek bir dereceye sahip olduğu son derece açıktır. Şayet bu sistemde, Tevhidin (şirk koşmamanın) birinci derecede yer aldığı söylenebilir; zira tevhit olmaksızın din ve İslam’ın temeli gerçekleşmez.[4]”Cihat” bu değerlerden bir tanesidir. Din ve mezhebin aslı tehlikeye düştüğü zaman, toplumsal tabakaların tamamı için, değerler bütünü içinde cihat en değerlisi olur. Adil hükümetin kurulması ve ispatından sonra, İslam’ın toplumsal programları açısından en iyi değer toplumsal adalettir.[5] Bazen değersel ve intiza’i olan (elde edilen) bazı şeyler (değer) İslam’ın düsturlarından istihraç edilir. Hakkı söyleme ve adalet bağlamındaki değer anne-baba ve akrabalara karşı göstermesi gereken saygı değerine oranla daha değerli olduğu bu tür değerlerdendir.[6]
Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kaynaklara müracaat ediniz:
1- “Sistemi ahlakiyi İslam”, Ayetullah Cafer Sübhani,
2- “Mektep ve nizami iktisadiyi İslam”, Ayetullah Mehdi, Hâdevi’yi Tehrani, birinci bölüm (Nazariyeyi endişeyi müdevven der İslam) kitaplarına müracaat edebilirsiniz.
[1] Museviyan, Seyit Abbas, “külliyati nizami iktisadiyi islam”, Kum: daru’s-sakaleyn, 1379, s. 11.
[2] “Mecelle’i marifet”, şomare 33, makale: ehmiyet ve arzeşi tahkik der zemineyi “müdiriyeti İslam”.
[3] Konuyla ilgili bkz. “sual 5210 (sayt: 5538)”.
[4] Allah-u Teâlâ Nisa Suresi’nin 48. Ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimlere için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.”
[5] “Andolsun, biz elçilerimizi açık delillerle gönderdik ve beraberinde (semavi) kitabı ve (hakkı batıldan ayırt eden ve adaletli kanunları) mizanı indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler.” (Hadid Suresi), 25.
[6] Allah u Teala şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun…”(nisa 135).