Gelişmiş Arama
Ziyaret
11434
Güncellenme Tarihi: 2011/12/19
Soru Özeti
Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
Soru
Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
Kısa Cevap

Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Hem Yahudiler ve hem Hıristiyanlar, son zamanda gelmesi vaat edilen şahsın İshak’ın zürriyetinden olduğuna inanmaktadır. Hıristiyanlar, onun Yahudilerin eliyle öldürülmüş Mesih b. Meryem olduğuna, Allah’ın kendisini diriltip göğe yükselttiğine ve dünyanın sonunda vaadinin gerçekleşmesi için göndereceğine inanmaktadır. Yahudiler ise onun (vaat edilen önder) henüz doğmadığını söylemektedir.

Ayrıntılı Cevap

Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Mister “Hakes” Yahudiler arasında dünya çapında büyük bir kurtarıcının zuhuru ve gelmesi inancının yaygınlaşması hakkında şöyle yazmaktadır: “İbraniler eski nesillerden bugüne dek Mesih’in kutlu gelişini beklemektedir ve o mübarek varlığın gelme vaadi defalarca “Zebur”, peygamberlerin kitapları ve özellikle de “Eşiya” kitabında verilmiştir. “Vaftiz eden Yahya gelince onun kutlu adımlarını müjdeledi, ama Yahudiler bu öngörüleri anlamadılar, sürekli Mesih’in zamanın sultanı olacağını, kendilerini zalim ve zorbaların zulmünden kurtaracağını ve en yüce kemal derecesine çıkartacağını düşünmekteydiler.”[1] Tevrat ve onun değişik kitaplarında kurtarıcının geleceği ve ondan önce ve sonra dünyanın şartları hakkında birçok haber verilmiştir. Davud’un Zebur’unda “Mezmurları” adı altında “Eski Ahit” kitaplarının arasında kurtarıcı hakkında değişik tabirlerle müjdeler verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’in[2] Hz. Mehdi’nin (a.c) zuhuru hakkında Zebur’dan naklettiği konular mevcut Zebur’da aynen mevcuttur, tahrif ve yorum tasarrufundan korunmuştur. Zebur’da şöyle yer almaktadır: “… Kötüler bitecektir. Ama Tanrıya tevekkül edenler, yeryüzünün varisleri olacaktır.”[3] “Peygamber Hagay” kitabında şöyle yer almaktadır: Yahova şöyle demektedir: Bir kez daha gökleri, yeri, denizi ve karayı sarsacağım, tüm milletleri sarsacağım ve tüm ulusların erdemi gelecektir… Bu evi celalim ile dolduracağım.”[4] “Peygamber Danyal” kitabında da şöyle yer almaktadır: “… Senin kavmin için duran büyük önder gelecek. Yeryüzü toprağında uyuyanların birçoğu uyanacak.”[5] “Peygamber Zekeriya”, “Peygamber Amos” ve “Peygamber Hazekiel” kitaplarında da müjdeler verilmiştir.[6] O halde Yahudiler kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Hatta bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Yaklaşık yüz yıl boyunca bir grup Yahudi düşünür, ulusumuz bunca yıl Mesiha’yı bekleyerek zillete tahammül etmektedir, ama ondan bir haber çıkmadı. Artık bekleyişimiz bitmekte ve sabrımız tükenmektedir. Mevcut duruma son vermek için kendimizin hareket etmesi daha yerindedir. Onlar Siyonizm ekolünü tesis etti ve Filistin’i almamız gerekir dedi. Yahudilerin ekseriyeti buna muhalefet etti; zira onların inancına göre sadece Mesiha (soz zaman kurtarıcısı) böyle bir iş yapabilirdi. Siyonistler, biz Mesiha’nın kıyam etmesi için Filistin’de bir karargâh kuruyoruz dedi. Elbette asırlarca bu düşünceyle yaşamış bir ulusu ikna etmek zor idi, ama onlar bu işi sabır ve tahammül göstererek tebliğ etti ve göçmenleri Filistin’e taşıdılar. Henüz bir grup Yahudi, önceki inançlarını esas alarak Siyonist devletin kurulmasını Yahudiliğin Mesiha ülküsüne aykırı bilmekte ve bekleme geleneğini sürdürme gerektiğini söylemektedir. Bugün “Guşimonim” gibi Siyonist grupların en radikali ve “Nitvarikarya” gibi Siyonizm karşıtı grupların en radikali, Mesiha’nın gelişini beklemektedir.[7]

Yahudilerin Beklediği Mesiha

Hem Yahudiler ve hem Hıristiyanlar, son zamanda gelmesi vaat edilen şahsın İshak’ın zürriyetinden olduğuna inanmaktadır. Hıristiyanlar, onun Yahudilerin eliyle öldürülmüş Mesih b. Meryem olduğuna, Allah’ın kendisini diriltip göğe yükselttiğine ve dünyanın sonunda vaadinin gerçekleşmesi için göndereceğine inanmaktadır. Yahudiler ise onun (vaat edilen önder) henüz doğmadığını söylemektedir. Yaratılış kitabının on yedinci bölümünün yirminci ayetinde Tanrının İsmail’e vaadine işaret edilmiştir. Yahudi müfessir “Hannan İl” bu ayetin tefsirinde şöyle yazmaktadır: Bu ayetin öngörüsünden 2337 yıl geçmektedir ve Araplar (İsmail’in sülalesi) İslam’ın ortaya çıkmasıyla büyük bir ümmete dönüştü, ama İshak’ın zürriyeti olan bizler hakkında ise ilahi vaat günahlarımız yüzünden gecikti. Lakin gelecekte bizim hakkımızdaki ilahi vaat gerçekleşecektir.[8] Bazı yazılardan Yahudilerin Mesih’i bekledikleri ve Hıristiyanlar gibi son kurtarıcının Mesih olduğuna inandıkları sanılmaktadır. Gerçi Hz. İsa gelmeyinceye dek bu bir varsayım idi, ama son zaman kurtarıcısı hakkında böyle bir tasavvurun yanlış olduğunu bilmemiz gerekir; zira Yahudilerin beklediği vaat edilen kişi, “Maşeyh” (Mesih, mesh edilmiş) olarak okunmaktadır ve Maşeyh İsrailoğullarının kadim krallarının lakabıydı. Ama Mesih sözü Hz. İsa için kullanıldığından, araştırmacılar Yahudilerin vaat edilen şahsına işaret etmek için, İbranice “Maşeyh” kavramı üzerinden Latince telaffuz edilerek oluşturulan “Mesiha” kavramını kullanmaktadır.[9]       



[1] Kamus-ı Kitab-ı Mukaddes, s. 806, be nakl az mecelle-i tahassusi İntizar, şımare-i 15, s. 139.

[2] Enbiya, 105.

[3] Aht-i Atik, Kitab-ı Mezamir, Mezmur, 37, be nakl az: Tunei, Müçteba, Mevudname, s. 320, Kum, 1384.

[4] Kitab-ı Mukaddes, Hegay nebi, s. 1367, bab. 2, benhaya-i 6 – 9, be nakl az Mevudname, s. 232.

[5] Kitab-ı Mukaddes, Hegay nebi, s. 1309, bab. 1 - 12, benhaya-i 6 – 9, be nakl az Mevudname, s. 232.

[6] Ferheng-i Elifbayi, Mehdeviyet, s. 231 ve 232.

[7] Tevfiki, Hüseyin, Aşinayi Ba Edyan-i Bozorg, s. 124 ve 125, Sazman-ı Semt, Tahran, 1386.

[8] Mecelle-i tahassusi İntizar, şımare-i 15, s. 146 – 147.

[9] a.g.e. s. 121.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar