Gelişmiş Arama
Ziyaret
10861
Güncellenme Tarihi: 2010/04/06
Soru Özeti
Bir yaratıcısı olmaksızın baştan beri tanrı nasıl mevcuttur?
Soru
Benim on iki yaşında bir kızım var. Kendisi tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğunu sormaktadır. Lütfen kızıma söyleyebilmem için bana basit bir cevap verir misiniz?
Kısa Cevap

Tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğu sorusu, gerçekte neden tanrı kendi başına ve zatıyla vardır ve her varlığın bir yaratıcısı ve meydana getiricisi bulunmaktadır, diye belirtilen sorunun başka bir ifadesidir. Gerçekte soru şudur: Tanrı nasıl meydana gelmiş ve kim O’nu yaratmıştır? Cevap için birkaç soruya dikkat etmeniz gerekir; zira bu sorular asıl yanıtı idrak etmek için zihni hazır hale getirir. Her şeyin ıslaklığı sudandır. Suyun ıslaklığı nedendir? Tüm yemeklerin yağı yağdandır. Yağın yağı neredendir? Her şeyin tuzu tuzdandır. Tuzun tuzlu oluşu neredendir? Bu soruların cevabı şudur: Suyun ıslak oluşu, tuzun tuzlu oluşu ve yağın yağlı oluşu zatidir. Aynı şekilde her şeyin varlığı tanrıdandır, o halde tanrının varlığı kimdendir diye sorulduğunda da cevap olarak tanrının varlığının zati olduğu, kendisinden kaynaklandığı ve başka bir yerden alınmadığını söyleriz.

Ayrıntılı Cevap

Her sonucun bir nedeni olduğu kesin bir kaidedir. Lakin burada gerçekleşen yanıltmaca tanrının da bir sonuç var sayılmasıdır. Başka bir ifadeyle zatıyla var olan veya tanrı da dâhil olmak üzere her varlığın bir nedeni olduğu sanılmaktadır. Bu şekilde her fenomenin bir yaratıcıya ihtiyacı olduğu belirtilmelidir, lakin tanrı bir yaratıcıya ihtiyaç duyan bir görüngü değildir. Aksine her fenomeni icat edendir.[1]Başka bir ifadeyle tanrı gerçeğinin en basit mefhumu; hiç kimseye ihtiyaç duymayan, varlıkta ve eserlerinde başkasından yardım almayan kâmil, eksiksiz ve ihtiyaç duymayan varlıktır. O halde eğer bazen var olduğu ve bazen de olmadığı varsayılan bir tanrı, vehme dayalı bir tanrıdır; çünkü tanrının varlık ve eserlerini bir başkasından almayan bir varlık olduğunu belirttik. Bundan dolayı Tanrı her zaman var olmuş ve var olmaktadır. Bunun için tanrının bu tanımı ve bizzat tanrı olmak ihtiyaç ve sonradan olmaktan uzaktır. Bu salt bir zihni vesvesedir; insan zihni yaratma mefhumuna yöneldiği zaman, tanrının bir şeye ihtiyaç duymadığını ve varlığın onun gerçek zatı olduğunu unutmaktadır. Bundan dolayı zihin her şey kendinden üstün bir yaratıcıya sahipken neden tanrı da üstün bir yaratıcıya sahip olmamalıdır meselesini tasavvur edememektedir. Burada tanrı bir fenomen olarak varsayılmaktadır. Oysaki bu tanrı mefhumu zihnin bir ürünüdür, zatıyla var olan ve nedenden müstağni olan tanrı göz önünde bulundurulmamaktadır. Bundan dolayı eğer tanrı böyle bir varlıksa; hiçbir had, kayıt, eksiklik, zulmet ve ihtiyaç taşımayan mutlak ve sonsuz bir varlıksa ve de aşk, ihtiyaçsızlık ve feyiz merkezi ise, kendisinin yaratığı olan sınırlı ve eksik varlıklara kendinden daha üstün addedip muhtaç olamaz. Çünkü tüm varlığı, tüm üstünlükleri ve sınırları yaratan bizzat onun kendisidir. Onsuz hiçbir şey var olamaz ve onun için bir yaratıcı vehmedilemez. Lakin insanların çoğunun zihninde tanrı hakkında doğru bir tasvir bulunmamaktadır; çünkü tanrı her mefhumdan daha üstündür. Bunun için zayıf zihinlerin çoğu tanrı hakkında sadece onun yaratıcı sıfatını tasavvur eder ve bu da yaratılmış herhangi bir yaratıcıya benzer şekildedir. Elbette şu farkla ki; tanrı, gördüğümüz yıldızların, tüm evrenin ve her şeyin muhteşem yaratıcısı bir melek gibi tasavvur edilir. Elbette bu muhteşem tanrının bir yaratıcısı var mıdır diye sorulması yerindedir. Bundan dolayı bu tasavvur ve fikir her ne kadar muhteşem bir varlığı konu edinse de bu tanrı değildir. Çünkü tanrıdan kastedilen şey tüm kemal sıfatlarını kendinde toplayan, tüm eksik sıfatlardan arı olan ve hiçbir kayıt ile sınırlanmayan ve hiçbir had ile mahdut olmayan, mutlak ve yegâne varlık olan ve hiçbir şeye ihtiyaç duymayan bir zattır. Tanrı zatıyla bu sıfatlara sahiptir, hiç kimse bu sıfatları ona vermemiştir. Yaratıcıya ihtiyaç duyan ve hakkında yaratıcısı ve var edeni kimdir diye sorulabilen bir tanrı, gerçekte eksik bir mefhumu yansıtır. Elbette Tanrı bundan münezzehtir ve en kâmil ve doğru şekilde olsa da her anlayış, idrak ve zihniyetten daha üstün ve yücedir. Belirtilen hususlar bir takım örnek ve sorular ile zihne yakınlaştırılabilir ve basit kılınabilir. Örneğin biz her şeyin ıslaklığını sudan biliriz, lakin suyun ıslaklığı nedendir ve neredendir? Tüm yiyeceklerin yağı yağdandır, lakin yağın yağı neden ve neredendir? Her şeyin tuzu tuzdandır, tuzun tuzlu oluşu neredendir? Yanıt şudur: Suyun ıslak oluşu, tuzun tuzlu oluşu ve yağın yağlı oluşu zatidir. Aynı şekilde her varlığın mevcudiyeti tanrıdandır, o halde tanrının varlığı kimdendir diye sorulduğunda da, tanrının varlığının zati olduğunu, kendisinden kaynaklandığını ve başka bir yerden alınmadığını söyleriz.

İlgili başlık:

479 (Site: 520).

 


[1] Subhani, Cafer, Akaidi İslami der pertovu Kur’an, Hadis ve Akl, s. 120 – 121, Neşri Bustanı Kitab, 1386, Kum.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8366 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • basiret gözüyle Allah-ı görmek, kalp ile Allah-ı müşahede etmekle aynı mıdır?
    13739 Pratik İrfan 2010/12/18
    Hazreti Ali'nin (a.s.) kelamında söz konusu olan basiret gözü ile Allah-ı müşahede etme meselsi kelam ilmince Allah-ı görme meselesiyle ilgili bir konudur. Bu konuyla ilgili hak ve doğru olan görüşe göre kalbi rüyet ve tecelliden farklı olan gözsel rüyet hak Teâlâ hakkında imkânsızdır. Ama Allah ile buluşmak ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10642 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • Allah, taklit üzere Müslüman olmayı kabul eder mi?
    7867 Eski Kelam İlmi 2009/08/25
    Ahirette inancımız hakkında sorulan soruya “Atalarımızı taklit edip onları körü körüne takip ettik” demekten başka bir cevabımız yoksa bu cevap geçerli olmaz. Çünkü böyle bir durum insanın fıtrat ve yaratışına da aykırıdır. İnanç, ilim ve yakin üzerine olmalıdır. Elbette bu ilim ve yakini insan bir bilenin ...
  • Sol elin işaret parmağına yüzük takmanın hükmü nedir?
    7937 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Altından olan süs eşyalarını takmak ve altın yüzük kullanmak sadece erkekler için haramdır ve onunla kılınan namaz geçersizdir.[1] Ama kadınların altın yüzük takmasının veya erkeklerin altın olmayan yüzük kullanmasının hiçbir sakıncası yoktur. Bir bayan altın veya altın olmayan bir ...
  • Vaizlerin Sultanı Şirazi kimdir?
    3630 تاريخ بزرگان 2019/06/22
    Yirminci yüzyılın tanınmış meşhur Alim şahsiyetlerinden biriside Vaizlerin Sultanı Merhum Seyit Muhammet Şirazi (1314/1391.k) dir. Minberde, vaiz vermede, hitabette vede münazarada üstad ve yetenekli bir şahsiyettir. ‘Peşaver geçeleri’ adlı eser kendisinin ehlisünnet ulemasından bazı alimlerle peşaver şehrinde yapmış olduğu münazaraların metinleştirilmiş şeklidir. O dönemden günümüze bu eser ...
  • İnsan utangaçlıktan nasıl kurtulabilir?
    58986 Pratik Ahlak 2010/12/05
    Utangaçlığın olumsuz ve istenmeyen sonuçları olup, insanın yaşamda başarılı olmasına engel olmaktadır. İnsan, bu ruhsal özelliktende diğer kötü özellikler gibi kurtulabilir ve onun tedavisi mümkündür. Çocukları sohbetlere katmak ve onları topluma girmeye teşvik etmek çocukların bu hastalığa yakalanmasını önleyen çözümlerdendir.Telkinde bulunmak, kendine ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    14909 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • İslamla Hıristiyanlığın maneviyatları arasındaki farklılıklar nedir?
    10208 Yeni Kelam İlmi 2010/07/17
    Her dinin maneviyatının değer ve itibarı, o dinin kendisinin değer ve itibarıyla direkt olarak ilgilidir. Hıristiyanların kendi itiraflarına görede onların dini akla yatkın olmayan öğretilerle doludur. Dolayısıyla bu gibi kaynaklardan gelen menaviyatta doğal olarak bir sürü yanlışlıklarla dolu olacaktır. İslamın maneviyatıyla Hıristiyanlığın maneviyatı arasındaki temel fark işte buradadır; ...
  • Bismillahirrahamanirrahim’in Kuran ayetlerinden olup olmadığı hakkındaki görşler nelerdir? olAraf suresinin Genel anlamı ve okumasının fazileti nedir?
    6004 Tefsir 2012/04/07
    Bismillahirrahamanirrahim’in Kuran suresinin ayeti olup olmadığı bağlamında Müslümanlar arasında ihtilaf var olmaktadır. İmamiye (Şia),[1] şafi’iye,[2] Mekke ve Küfe karileri ve fakihleri[3] anlayışında hamd ve diğer surelerdeki bismillah surelerin bir ayeti saılmaktadır. Ama Medine, Basra ve Şam fakihleri ve ...

En Çok Okunanlar