Please Wait
26388
- paylaşmak
Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ve yaşadığı toplumun şartlarından kaynaklanıyordu.
Evlilik, eskiden beri sürüp gelen insanlığın güzel sünnetlerinden biridir. İnsanlık, yaşama canlılık veren evliliğe verdiği önem kadar hiç bir şeye belkide önem vermemiştir. Zira hem içeriği insan fıtratıyla tamamen uyumludur, hem de insanın doğal garizeleri ve temel ihtiyaçlarını doğru bir yoldan gidermektedir.
Kur’an-ı Kerim, birçok ayette evliliğin önemine ve faydalarına dikkat çekmiştir. Evliliğin insanın manevi ve ahlaki ilerlemesine engel olduğu görüşünü red ve onu Peygamberlerin sünnetine aykırı bulmaktadır. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Andolsun ki senden önce de peygamberler gönderdik, onlara eşler ve evlatlar verdik.’[1]-[2]
Ancak hatırlatalım ki Allah’ın kullarına koyduğu hükümler iki kısımdır. Bir kısmı istisnasız bütün insanların yerine getirmeleri gereken değişmez hükümlerdir, diğeri de müstehaplar[3] gibi insanın bireysel ve toplumsal konumuna bağlı olan Allah’ın tavsiye niteliğindeki hükümleridir. Böyle hükümlerde insan bireysel veya toplumsal konumunun gerektirdiği şekilde onları yerine getirebilir. Mesela evlilik her ne kadar güzel bir şey olsa ve rivayetlerde tekit edilse de bu iş, insanların değişik ruhsal durumlarına göre eşit derecede değildir. Evlenmemekle harama düşecekse veya kafası bulanık olacaksa, sıcak bir yapıya sahip ve yaşamının diğer vazifelerini yerine getiremeycekse böyle birinin evlenmesi iyi, hatta farzdır. Rivayetlerin vurguladığı evliliğin böyle bir durum için olma ihtimali vardır. Ama evlilik, insanın okuması, dini tebliğ etmesi vb. gibi diğer önemli görevlerini sıkntıya sokacaksa bundan vaz geçebilirler.
Şimdi Hz. İsa’nın neden evlenmediği konusunda söyleneneleri inceleyelim:
a) Dünyaya düşkünlüğün hakim olduğu toplumdan kaçınmak.
Hz. İsa’nın (a.s) evlenmemesinin bazı nedenleri rivayetlerde şöyle gelmiştir:
1- İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Hz.İsa’dan neden evlenmediği hakkında sorulduğunda dedi ki: ‘Evlenmek ne içindir?’ Dediler ki: ‘Evlat sahibi olmak için.’ Dedi ki: Evlat ne içindir? Yaşarsa dert verir ve ölürse üzüntüye sebep olur!’[4]
2- İsa (a.s) ashabına dedi ki: ‘Yerin bitkileri yiyeceğimdir, sularını elimle içtiğim ırmaklar ve pınarlar suyumdur, Ayın ışığı ışığımdır; yatağım yeryüzü, yastığım taşlardır; elbisem hayvanların kıllarındandır. Evladım yok ki ölsün, eşim yok ki üzülsün, evim yok ki viran olsun, malım yok ki telef olsun. Öyleyse ben Adem oğullarının içinde ihtiyacı en az olan kimseyim.’[5]
Yukarıdaki rivayetlerin evlilikle ilgili olduğu söylenemez. Zira Ra’d suresinin 38. ayetine göre Allah’ın sünneti peygamberlerinin evlenmesi üzerinedir. Dolayısıyla diyebiliriz ki Hz. İsa bu sözleri muhataplarına ve şartlara göre söylemiştir.
Hz. İsa’nın muhatapları dünya lezzetlerine haddinden fazla düşkün olduklarından onlardan kurtulmak kendileri için zordu. Nitekim Kur’an-ı Kerim’in evliliğe verdiği onca öneme rağmen mal ve evladı bazı yönlerden imtihan olarak görmektedir: ‘Ey inananlar, şüphe yok ki eşlerinizin ve evlatlarınızın bazısı size düşmandır, artık sakının onlardan... Mallarınız ve evlatlarınız, size bir sınamadır; Allah katındaysa pek büyük bir mükafat var.’[6] Bu ayetler kesinlikle evlenmeye, mal ve evlat sahibi olmaya karşı değildir, sadece onlara bağlanmayı kınamaktalar.
b) Kısa ömür ve daima tebliğ için seferde olmak
Hz. İsa’ya Mesih denilmesinin nedeni Seyyah (çok gezen) olduğu içindir. Seyahat, ibadet için yeryüzünde gezip dolaşmak ve halktan kopmak demektir.[7] Onun da yeryüzünde gezip dolaştığı ve akşamları kalkıp sabaha kadar namaz kıldığı söylenir.[8] Tabersi’nin Hz. Ali’den naklettiği bir rivayette bir Yahudi’ye verdiği cevapta Hz. İsa’nın (a.s) seyyah olduğu belirtilmiştir.[9]
Buna göre Hz. İsa’nın evlenmemesinin nedeni olarak ömrünün kısalığı ve tebliğ için devamlı çeşitli bölgelere gittiğinden dolayı evlenme imkanını bulamadığını söyleyebiliriz. Evlenmek güzel bir iş olsa da kendiliğinden farz değildir. Önemli bir iş ona engel olursa evlenmeyi terketmenin bir sakıncası olmaz. Hz. İsa’nın mesuliyeti, evlenmesinden daha önemliydi. Kendisi Allah’ın Peygamberi olduğu için bunun farkındaydı.
c) Hıristiyanların bu konudaki görüşü:
Şehid Mutahhari şöyle diyor: Hıristiyanların, dünya dinlerine soktukları yanlış inançlardan biri, Hz. İsa’nın evlenmemesini kadını günahın kaynağı ve küçük şeytan olarak görmesine bağlamalarıdır. Onlara göre evlilik ve cinsel konular insanın ilerlemesinin önünde engeldir. Erkeğin kendi başına günah işlemeyeceğini, küçük şeytan olan kadının erkeği vesvese ettiğini ve onu günaha sürüklediğine inanmaktalar. Hıristiyanlara göre Adem, Şeytan ve Havva’nın kıssası da böyle başladı. Şeytan Adem’e nüfuz edemediği için Havva’yı kandırdı, O da Adem’in kandırılmasına vesile oldu. Bütün tarihlerde büyük şeytanın kadını, kadınında erkeği vesvese ettiği yazılıdır. Adem, Havva ve Şeytan’ın kıssası Hıristiyanlar arasında böyle bir hal aldı. Ama Kur’an bunun tam tersini demektedir. Kur’an, Adem ve Şeytanın olayını anlattığı zaman, Havva’yı Adem’in takipçisi diye tanıtmamaktadır. Dinler adına uydurulan yalanı reddederek, insanın isyanı macerasında Şeytan’ın önce kadına sonra onun vasıtasıyla erkeğe vesevese verdiği ve yoldan çıkardığı meselesinin yalan olduğunu ortaya koymuştur. Aksine Şeytan her ikisini de muhatap almış ve yalan yere yemin etmiştir. Dolayısıyla Adem ve Havva’nın ayaklarının sürçme ölçüsü eşit olup, birinin diğerinden üstün olması söz konusu değildir. Belkide bu yüzden Kur’an temiz erkeklerin yanında temiz kadınları da zikretmiş ve bazı yerlerde kadının konumunu üstün tutmuştur.[10]
Şunu da hatırlatalım ki bu konu Hıristiyanların da içinde tartışmalı olup bazıları (iddia da olsa) Şehid Mutahhari’nin sözünün karşısında yer alarak hatta kadını boşamanın bile haram olduğunu söylemişleridir. Hz. İsa’nın (a.s) evlenmemesini, keşişlerin ve rahiplerin Onu bu konuda takip etmelerini başka nedenlere bağlamaktalar.
d) Bazı amellerde Peygamberlerin hesabının normal insanlardan farklı olması.
Dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğeri, Peygamberlerin toplumdaki özel konumlarından dolayı Allah’ın veya kendilerinin belirledikleri işler olabilir ki o işler başkalarından istenmemiştir. Gece namazının Allah Resulüne (s.a.a) farz olması,[11] Hz. Ali’nin (a.s) kişisel yaşantısında dünyadan uzaklaşması bunun örneklerindendir. Halbu ki kendileri: ‘Böyle bir yaşam sizin altından kalkacağınız bir yaşam değildir; zaten sizden istenmemiştir.’[12] diye buyurmaktadır. Hz. İsa’nın da (a.s) kişisel yaşamında böyle sebepler olabilir.
[1] -Rad/38
[2] -Evliliğin önemi hakkında daha fazla bilgi için bkz: Evliliğin Felsefesi, Soru:1300, (Site:1283)
[3] -Evlenmek birincil hükümde müstehaptır, insan harama düşerse farz olur.
[4] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.14, s.238, Hadis:15, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404
[5] -a.g.e. c.67, s.314, 19. Hadisin devamı.
[6] -Teğabun/14-15
[7] -İbn-i Manzur, Lisanu’l-Arap, c.2, s.492, Daru’l-Fikr, Beyrut, HK.1414.
[8] -Vasıti Zübeydi, Seyyid Murtaza, Tacu’l-Arus Min-Cevahiru’l-Kamus, c.4, s.98, Daru’l-Fikr, Beyrut, HK.1414.
[9] -Tabersi, Ahmed b. Ali, el-İhticac, c.1, s.225, Neşr-i Murtaza, Meşhed, HK.1403.
[10] -Mutahhari, Murteza, Mecmuay-ı Asar, c.17, s.402, İntişarat-ı Sadra, Kum, HŞ.1383
[11] -Tusi, Muhammed b. Hasan, Tehzibu’l-Ahkam, c.2, s.242, Hadis:28, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.
[12] -İmam Ali (a.s), Nehcü’l-Belağa, s.52, İntişarat-ı Daru’l-Hicret, Kum.