Please Wait
8041
v
Sözünü ettiğiniz rivayet kaynaklarda şöyle gelmiştir: Habbar b. Esved’in de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Mekke’den Medine’ye hicret eden Resulullah’ın (s.a.a) üvey kızı Zeynep’e eziyet etmek için onun peşinden gitmişti. Zeynep’e ilk ulaşan kişi Habbar b. Esved’di. O, Zeynep’in kecavesine mızrak fırlattı. Zeynep bu saldırıdan korktu ve hamile olduğu için çocuğunu düşürdü. Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) Habbar b. el-Esved’in nerede görülse öldürülmesi emrini verdi.[1]
Habbar b. Esved’in öldürülüp öldürülmediği konusunda tarihçiler şöyle yazarlar: Habbar b. Esved sonradan Müslüman oldu ve affedildi.[2]
Bu rivayet güvenilir kaynaklarda gelmiştir. Ancak bu gibi rivayetlerde dikkat edilmesi gereken şey bazıları böyle olayları naklederek, İslam’ın hükümlerine ve Resulullah’a (s.a.a) eksiklik getirmeyi amaçlamaktadırlar. Bu yüzden bilinmesi gerekir ki, Allah Resulü (s.a.a) herkes için rahmet olsa da,[3] toplumsal ve halkın hakları konularında -bu olayda görüldüğü gibi- emniyeti sağlamak ve suçlulara engel olmak için cezalar ön görmüştür. Bu şekilde halk, İslam toplumunda güven içinde yaşayacak, halkın haklarına tecavüz edenlerede ibret olacaktır.
Unutmayalım ki bu mesele yalnızca İslam’a özgü değildir. Bütün toplumlarda savunmasız olan sivillere ve halka silahlı saldırıda bulunma, korku ve dehşete düşürme suç olup, bunu yapanlar cezalandırılırlar. İster yöneticilerin yakınlarından olsun, ister normal kimselerden savunmasız halkın haklarını korumak devletin görevidir. İslam Peygamber’inin (s.a.a) bu meselede Habbar b. Esved’e karşı tepkisini bu bağlamda değerlendirmek gerekir.
[1] -İbn-i Abdulbir, Ebu Amr Yusuf b. Abdullah b. Muhammed, el-İstiab Fi-Marifeti’l-Ashab, Tahkik: el-Becavi, Ali Muhammed, c.4, s.1536, Daru’l-Ciyel, Beyrut, 1. Baskı, 1412/1992; İbn-i Esir el-Cezri, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed, Usdu’l-Gabe Fi-Marifeti’s-Sahabe, c.4, s.608, Daru’l-Fikr, Beyrut, 1409/1989; et-Temimi es-Sem’ani Ebu Said Abdulkerim b. Muhammed b. Mansur, el-Ensab, Tahkik: el-Muallimi el-Yemani, Abdurrahman b. Yahya, c.10, s.535, Meclis-i Dairetu’l-Maarifi’l-Osmaniyye, Haydar Abad, 1. Baskı, 1382/1962; ez-Zehebi, Şemsuddin Muhammed b. Ahmed, Tarihu’l-İslam ve Vefiyyatu’l-Meşahir ve’l-A’lam, Tahkik: Tedmiri, Ömer Abdusselam, c.3, s.102, Daru’l-Kitabi’l-Arabi, Beyrut, 2. Baskı, 1413/1993; Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Tarihu’l-Ümem ve’l-Müluk (Tarih-i Taberi), Tahkik: İbrahim, Muhammed Ebu’l-Fazl, c.11, s.594-595, Daru’t-Teras, Beyrut, 2. Baskı, 1387/1967; el-Beyhaki, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hüseyin, Delailu’n-Nübüve ve Marifet-u Ahval-i Sahibu’s-Şeriat, Tahkik: Kal’aci, Abdu’lmu’ti, c.3, s.156, Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 1. Baskı, 1405/1985.
[2] -Bel’ami, Tarihname-i Taberi, Tahkik: Ruşen, Muhammed, c.5, s.1499, c.1-2, Suruş, Tahran, 2. Baskı, HŞ. 1378, c.3,4,5, Elborz, 3. Baskı, HŞ.1373.
[3] -‘Allah Teala, Muhammedi yarattıklarına gönderdi, alemlere rahmet olsun diye.’ (Kuleyni, Kafi, c.1, s.527, c.3, s.422, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365; Şeyh Tusi, et-Tehzib, c.4, s.305, Daru’l-Kutubi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.)