Gelişmiş Arama
Ziyaret
18637
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
Hz. Müslim kimdi?
Soru
Hz. Müslim kimdi?
Kısa Cevap

Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) elçisi olarak Kufe şehrine gitti ama Kufelilerin vefasızlıklarıyla karşılaşınca Übeydullah b. Ziyad’ın askerleriyle yalnız başına mücadeleye girişti. Yiğitçe bir mücadeleden sonra yakalandı ve İbn. Ziyad’ın yanına getirildi. O, Müslim’i sarayın üstüne çıkarıp başını kesmelerini emretti. Çok geçmeden İbn. Ziyad’ın emri yerine getirildi ve Müslim şahadet makamına nail oldu. Onun değerli kabri Kufe şehrinde Ehli Beyt (a.s) sevenlerinin ziyaretgâhıdır.

Ayrıntılı Cevap

Müslim, Akil adındaki bir şahsın en kâmil evladıdır. Akil, Hz. Ali’nin (a.s) kardeşi ve Ebu Talib’in (a.s) ikinci oğludur.[1] Bu yüzden Müslim bir vasıtayla Ebu Talib ve eşi Fatıma b. Esed’in terbiyesinden geçmiştir. Onun değerli annesinin adı Halile idi ve o Akil’in Şam yolunda satın aldığı bir hizmetçiydi.[2] Değerli eşi ise müminlerin önderi Ali’nin (a.s) kızlarından “Rukiyye” idi.[3] Bu yüzden kendisi Hz. Ali’nin (a.s) damadı olma iftiharını taşıyordu. O, Allah Resulü’nün zamanını görmedi; zira şahadet esnasında (h. 60) onun yaşı kırktan fazla değildi. Yani yüce İslam peygamberinin (s.a.a) vefat zamanından hicri 60. Yıla kadar elli yıl geçmişti[4] ve bu esas uyarınca kendisi Peygamberin (s.a.a) vefatından on yıl sonra doğmuş idi. Onun evlatları şunlardır:

1 ve 2. “Rukiyye”den doğan Abdullah ve Ali.

3. Annesi Beni Amir olan Müslim b. Müslim.

4. Annesi Ümmü Veled olan Abdullah.

5. Muhammed.

6. İbrahim.

Onun Muhammed ve İbrahim dışındaki tüm evlatları Kerbela coğrafyasında şehit oldular. Bu ikisi bir yıl zindanda yattıktan sonra firar ettiler. Ama bir süre sonra yakalanıp Haris b. Ziyad adında bir zalimin eliyle şahadete erdiler.[5] Bu yüzden Hz. Müslim’in neslinden hiçbir çocuk kalmadı.[6] Müslim (a.s) üç imamın zaman ve dönemini görmüştür:

1. İmam Ali (a.s) Dönemi: O, bu dönemde İmam Ali’nin (a.s) damadı olma iftiharına kavuştu ve “Rukiyye” adındaki kızıyla evlendi. Bu vesileyle Alevi üniversitesine daha yakınlaştı. Tarihçilerin naklettiği üzere müminlerin önderinin (a.s) hâkimiyeti döneminde (h. 36-40) İmam Ali (a.s) tarafından orduda bir takım askeri görevlere atanmış idi. Bu cümleden olmak üzere Sıffin savaşında müminlerin önderi ordusunu sıralandırırken İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s), Abdullah b. Cafer ve Müslim b. Akil’i ordusunun sağ tarafında konuşlandırmıştır.[7] 

2. İmam Hasan (a.s) Dönemi: O, bu zamanda da hakkın saffındaydı ve İmam Hasan’ın (a.s) en vefalı yarenlerinden ve özel sahabelerinden sayılmaktaydı.[8]

3. İmam Hüseyin (a.s) Dönemi: Müslim b. Akil, İmam Hüseyin’inden (a.s) muhabbet ve himaye elini çekmedi, Kerbela hareketinin öncüsü olma iftiharına nail oldu ve Hüseyin kervanın ilk şehidi sayıldı. O, İmam Hüseyin’in (a.s) yolunda sekiz kardeşiyle birlikte canını feda etti.[9]

Şahadeti

İmam Hüseyin’in (a.s) ilk teşebbüsü Müslim’i Kufe’ye yollamak oldu. Müslim Mekke’den Medine’ye ve oradan da Irak’a hareket etti ve Kufe’de Muhtar’ın evinde konakladı. Müslim’in gelmesinden otuz beş gün sonra (h. 5 Şevval, 60. Yıl) yaklaşık on sekiz bin kişi kendisine biat etti. Bu, Kufe valisinin azledilmesi ve Übeydullah b. Ziyad’ın onun yerine atanmasıyla sonuçlandı. Übeydullah tehdit ve teşvik ile kabile reislerini onun etrafından dağıttı. Müslim yalnız başına kaldı ve yalnız kaldığını anlayınca Übeydullah onu tutuklaması için bir birlik yolladı. İş bu haldeyken Müslim (a.s) Tu’a adında bir kadının evine sığınmıştı. Übeydullah b. Ziyad’ın askerlerinin sesleri onun kulağına ulaşınca kendisini çarpışmaya hazırladı ve düşman birliklerine birçok darbe indirdiği için onlar hileye başvurdular. Müslim de mücadele etmek için hiçbir gücü kalmadığından çaresiz olarak teslim oldu. Onu Übeydullah’ın yanına götürdüler ve o ikisi arasında geçen sert ve açık bir tartışmadan sonra kendisinin eliyle yaralanan bir şahıs tarafından boynunun vurulması gayesiyle Übeydullah onu sarayın üstüne çıkarmalarını emretti ve o şahıs da Übeydullah’ın emrine yerine getirdi.[10] 

Hz. Müslim’in Faziletleri

A. Ailevi Faziletler

Belirtildiği gibi o Ebu Talib (a.s) gibi bir şahsın yetiştirdiği bir kimsenin oğludur. Kendisi müminlerin önderinin (a.s) damadı olma iftiharını taşımaktadır. Bu ikisinin ise insan terbiyesi ve yetişmesindeki etkisi inkâr edilemez.

B. Masumların (a.s) Sözlerinde Müslim

Allah Resulü (s.a.a), Ali’ye (a.s) şöyle buyurdu: Onun (Akil) oğlu senin oğlunun muhabbet yolunda öldürülecektir. Müminler ona ağlayacak yakın melekler kendisine selam gönderecektir.[11] İmam Hüseyin (a.s) Kufelilere yolladığı mektupta şöyle yazmaktadır: Size kardeşim, amcaoğlum ve ehli beytimden güvenilir bir şahsı yolluyorum.[12] Masum imamın (a.s) bu sözünde Müslim için aşağıdakilerden ibaret olan bir takım iftiharlar vardır:

1. Kardeş: İmam Hüseyin (a.s) ona kardeş sıfatı vermektedir; oysaki kendisi onun nesep kardeşi değildi. Ama çok vefakar olması nedeniyle İmam Hüseyin’in (a.s) kardeşi lakabını alma liyakatine erişti.

2. Güvenilir: Eğer İmam Hüseyin (a.s) Müslim hakkında sadece bu bir cümleyi söyleseydi bile onun faziletini ispat etmek için yeterli olurdu.

3. Ehli Beytim: Bu söz tıpkı Allah Resulü’nün (s.a.a) Salman-i Farisi hakkında söylediği söz gibidir.

C. Hz. Müslim’in Ziyaret Namesi

Müslim b. Akil’in ziyaret namesinde birçok faziletler işaret edilmiştir ve belki de en önemlisi şudur: ve O’na, Allah, Resulü, müminlerin önderi, Hasan ve Hüseyin’e (a.s) itaat eden ey Allah’ın salih kulu sana selam olsun.[13] Ey Allah’ım ruhunu masumların ruhuyla haşır et ve yolunu bereketli kıl.     


[1] Belazeri, Ahmed b. Yahya, Ensabu’l-Eşraf, c. 2, s. 77.

[2] Fazıl, Cevad, Tercüme-i Âli Ebi Talib, Tercüme-i Mekatilu’t-Talibin, 1/119.

[3] Ebu’l-Ferec İsfahani, Mekatilu’t-Talibin, 86, Tercüme-i Mekatilu’t-Talibin, 1/119.

[4] Caferyan, Resul, Taammuli Dar Nehzet-ı Aşura, s. 164.

[5] Belazeri, Ahmed b. Yahya, Ensabu’l-Eşraf, c. 2, s. 71 (Muhammed’in anne ismini belirtmemiş ve Muhammed’in bir kardeşi olduğunu söylememiş yani İbrahim’den bahsetmemiştir. Oysaki İbrahim’in Muhammed ile birlikte şehit olduğu meşhurdur); Necefi, Muhammed Cevad, Zındegani Hz. İmam Hüseyin (a.s), s. 131.

[6] Ebu’l-Ferec İsfahani, Mekatilu’t-Talibin, 86; Ferzendan-ı Ebi Talib, c. 1, s. 119.

[7] Sayt-ı Havza, Adsız, Kamil, İbn. Esir’den naklen.

[8] a.g.e.

[9] a.g.e., Mekatilu’t-Talibin, Tercüme-i Resuli.

[10] Caferyan, Resul, Taammuli Dar Nehzet-ı Aşura, s. 165-171.

[11] Sayt-ı Havza, Adsız, Kamil, İbn. Esir’den naklen.

[12] Deyneveri, el-İmame ve’s-Siyese, c. 2, s. 8.

[13] Kumi, Şeyh Abbas, Mefatihu’l-Cenan, s. 402.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8518 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13135 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • “Eğer melekler birbirleri ile tartışırlarsa Cebrail (a.s) Ali’nin (a.s) yanına nazil olur ve melekler arasında hüküm vermesi için Ali’yi (a.s) göğe çıkarır,” diye belirtilen hadis hakkında görüşünüz nedir?
    13048 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Dinsel öğretiler esasınca biz meleklerin kendilerine verilmiş görevler doğrultusunda hareket ederken hiçbir sapma ve itaatsizlik sergilemediklerine inanırız. Yüce Allah melekleri nitelerken şöyle buyurmaktadır: Onlar asla Allah’ın buyruğuna muhalefet etmezler ve emredildikleri şeyi (kâmil bir şekilde) yerine getirirler; yani melekler ilahi emir ve buyrukları kabul eder ve onlara ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9438 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Herhangi bir müçtehitten taklit etmeyen kimsenin humus konusundaki görevi nedir?
    5085 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Sorunuza taklit mercilerinin bürolarından verilen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Mallarınızın humsunun durumunu bilmek için Ayetullah Hamanei’inin burosuna veya onun bu konudaki yetkili vekillerinden birine başvurunuz. Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Amellerinizi ve görevlerinizibütün şartlara haiz bir müçtehidin görüşüne göre yapınız.
  • Kur'an'da namazın genel hükmü açıklanmıştır, ancak imametten genel olarak da söz edilmemiştir. Kur'an'dan imametin hak olduğuna dair bir kaynak verebilir misiniz?
    6152 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Kur'an'da bir çok ayet imamet konusuna değinmiştir. Allame Hilli, El-Feyn adlı eserinde ve Allame Meclisi, Biharu'l-Envar adlı eserinde bu ayetleri genişçe açıklamışlardır. Bu ayetlerden bazı örnekleri şöyledir: Tebliğ ayeti, velayet ayeti, ulu'l-emir ayeti ve sadıkın ayeti. ...
  • Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
    15475 Teorik Ahlak 2011/10/20
    Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz ...
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    15424 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10639 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
    21252 Tefsir 2012/09/09
    Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız. 1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u ...

En Çok Okunanlar