Please Wait
6144
İnsanın ticaret, endüstri veya diğer işlerden elde ettiği mal kendi ve ailesinin yıllık harcamasından fazla olursa, bu zamanda onun humusunu yani beşte birini gerekli şartlara sahip bir müçtehide vermesi veya o müçtehidin harcanmasına izin verdiği yere ulaştırılması gerekir.[1] Bu hükümde şahsın Peygamberin soyundan olması veya olmaması arasında bir fark yoktur. O halde yoksul seyitler her ne kadar humusun verildiği yerlerden biri olsalar da kendilerine humusun farz olduğu seyitler de şerî otoritenin[2] izniyle seyitlerin payını yoksul veya yetim veyahut yolda kalmış bir seyide vermelidir.[3]
[1] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 2, s. 8, mesele. 1752 (İnsan ticaret, endüstri veya diğer işlerden her ne zaman bir mal elde ederse ve hatta örneğin bir ölünün namaz ve orucunu yerine getirir ve onun ücretiyle bir mal edinirse, kendi ve ailesinin yıllık harcamasından fazla olması durumunda sonradan belirtilecek emre binaen onun humusunu yani beşte birini vermesi gerekir).
[2] Ayetullah Sistani, Tebrizi ve Safi seyitlerin payının ödenmesi hakkında müçtehidin iznini gerekli bilmemektedirler. Bkz: Hüseyni, Seyid Müçteba, Risale-i Danuşcuyi, Ahkam-ı Humus, s. 98, Porseş-ı 98, çap-ı çarom, Nehad Nemayendegi Mekam-ı Muazzam-ı Rehberi Der Danışgahha.
[3] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 2, s. 60, mesele. 1834 (Humus iki kısma ayrılmalıdır: Birinci kısmı seyitlerin payıdır. Bu husus şerî otoriteye aittir ve onun gerekli şartlara haiz bir müçtehide teslim edilmesi veya onun izniyle yoksul veya yolda kalmış bir seyide verilmesi gerekir. Diğer yarısı ise İmamın (a.s) payıdır ve bu zamanda gerekli şartlara haiz bir müçtehide verilmesi veya onun harcanmasına izin verdiği yere ulaştırılması gerekir).