Gelişmiş Arama
Ziyaret
6293
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Peygamberin (s.a.a) soyundan gelenlerin de humus vermesi gerekiyor mu?
Soru
Peygamberin (s.a.a) soyundan gelen kimselerin de humus vermesi gerekiyor mu?
Kısa Cevap

İnsanın ticaret, endüstri veya diğer işlerden elde ettiği mal kendi ve ailesinin yıllık harcamasından fazla olursa, bu zamanda onun humusunu yani beşte birini gerekli şartlara sahip bir müçtehide vermesi veya o müçtehidin harcanmasına izin verdiği yere ulaştırılması gerekir.[1] Bu hükümde şahsın Peygamberin soyundan olması veya olmaması arasında bir fark yoktur. O halde yoksul seyitler her ne kadar humusun verildiği yerlerden biri olsalar da kendilerine humusun farz olduğu seyitler de şerî otoritenin[2] izniyle seyitlerin payını yoksul veya yetim veyahut yolda kalmış bir seyide vermelidir.[3]    



[1] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 2, s. 8, mesele. 1752 (İnsan ticaret, endüstri veya diğer işlerden her ne zaman bir mal elde ederse ve hatta örneğin bir ölünün namaz ve orucunu yerine getirir ve onun ücretiyle bir mal edinirse, kendi ve ailesinin yıllık harcamasından fazla olması durumunda sonradan belirtilecek emre binaen onun humusunu yani beşte birini vermesi gerekir).

[2] Ayetullah Sistani, Tebrizi ve Safi seyitlerin payının ödenmesi hakkında müçtehidin iznini gerekli bilmemektedirler. Bkz: Hüseyni, Seyid Müçteba, Risale-i Danuşcuyi, Ahkam-ı Humus, s. 98, Porseş-ı 98, çap-ı çarom, Nehad Nemayendegi Mekam-ı Muazzam-ı Rehberi Der Danışgahha.

[3] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 2, s. 60, mesele. 1834 (Humus iki kısma ayrılmalıdır: Birinci kısmı seyitlerin payıdır. Bu husus şerî otoriteye aittir ve onun gerekli şartlara haiz bir müçtehide teslim edilmesi veya onun izniyle yoksul veya yolda kalmış bir seyide verilmesi gerekir. Diğer yarısı ise İmamın (a.s) payıdır ve bu zamanda gerekli şartlara haiz bir müçtehide verilmesi veya onun harcanmasına izin verdiği yere ulaştırılması gerekir).

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi imamın başka imamlardan farklı kendine özgü özellikleri vardır?
    7614 Masumların Siresi 2012/03/04
    Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve ...
  • Eğer elimiz necis olursa ve su da yoksa teyemmüm yeterli midir?
    6169 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bu soru bir takım iphamlar taşımaktadır ve biz bu iphamları ortadan kaldırmak için onu iki bölüm halinde inceleyeceğiz: 1. Abdest yerine ve namaz kılmak için alınan teyemmümün kastedilmesi.2. Teyemmüm ile necis elimizi temizlemek ve necaseti gidermek istememiz.Abdest ve yıkama imkânı olmadığı yerlerde batıni temizliği elde etmek ...
  • Müstehcen filmlere bakmaktan nasıl tövbe edebiliriz?
    23907 Teorik Ahlak 2010/02/01
    Günah, kötü kokulu bir lağım kuyusu gibidir, insan ona ne kadar çok dalsa kokusunu o kadar az alır. Zira insanın koku alma duyusu iş yapamaz hale gelir ve daha fazla battığının farkında olmaz. Öte yandan, insanın bu ...
  • Acaba iki yıldır süt veren bir kadına emzirme kefaretinin yanı sıra geciktirme kefareti de farz mıdır?
    12703 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/01/14
    Ayetullahe'l-uzma SİSTANİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Bebek emziren kadının sütü az olduğunda, eğer oruç tutması emzirdiği bebeğe zarar verecek olursa, oruç tutmak ona farz değildir. ister bu kadın bebeğin öz annesi olsun, isterse dadısı olsun veya ücretle süt veren bir kadın olsun, fark etmez. Ancak ...
  • Cennette uyumak mümkün müdür?
    30741 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Uyku bedenin taşıdığı yorgunluklara verdiği tabii bir reaksiyondur ve bildiğimiz gibi cennete giren hayırsever insanlar Kur’an-ı Kerim’in açıkça belirttiği üzere orada hiçbir yorgunluğa duçar olmayacaktır. Bu nedenle, rivayetlerde açıklandığı üzere cennete giren insanlar ölüm, uyku, rahatsızlık ve fakirlik gibi maddî dünyayla irtibatlı hususlarla karşılaşmayacaktır. ...
  • Hz Zeyneb’in (s.a) defnedildiği mekân hangi ülkededir?
    34816 تاريخ بزرگان 2012/06/16
    Hz Zeynep’in (s.a) temiz kabrinin mekânı hakkında üç ihtimal mevcuttur[i]: Medine, Şam ve Kahire. Bu üç ihtimalden her birinin taraftarları mevcuttur ve onlar kendi görüşlerini ispatlamak için bir takım deliller getirmişlerdir. Kesin bir şekilde Hz. Zeyneb’in (s.a) kabrinin nerede olduğu belli olmasa bile, bu ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3898 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • İslam ve imanın şartları nelerdir?
    11382 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/17
    İslamın ve imanın dereceleri vardır. Şehadetyni yani ‘Eşhedü en la ilahe illallah’ ve ‘Eşhedü enne Muhammeden Resulullah’ı söyleyen herkes Müslümandır ve bu İslamın ilk derecesidir. Dolayısıyla kendisinin ve çocuklarının bedeninin pak olması, Müslüman kadınla evlenmesi, Müslümanlarla yaptığı ticaretin doğru oluşu, mal, can ve ırzının haram ve özel ...
  • Eğer necis bir su bir yokuştan aşağı akar ve yokuşun altında kur suya ulaşırsa, onun üst kısmı da temizlenir mi?
    6195 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Hz Ayetullah Hadevi Tahrani’nin (Ömrü uzun olsun) cevabı şöyledir: Eğer örf ve akıllı insanlar onu bir su biliyorsa, kur suya ulaşmasıyla onun tümü temizlenir. Kur veya akan suya ulaşan necis suyun tümü temizlenir ve örfi olarak kur suya ulaşmamış kısımlar ister daha aşağıda olsun veya ...
  • Dinin usul ve fürû’u Masum İmamların (a.s) hadislerinden mi alınmıştır? Eğer böyle ise lütfen kaynak gösteriniz. Değilse ne zaman ve kimin tarafından böyle bir ayırım yapılmıştır?
    9448 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Dinin usul ve fürû’unun şu anda ki şekli Masum İmamların (a.s) hadislerinden alınmamıştır. Din ilimleri alimleri, dini öğretileri bu şekilde bölümlere ayırmışlardır. Bu iki asıl’ın geçmişi hicri birinci yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Ama bu ismi (usul-u din) kimin verdiği tam olarak belli değildir. Böyle ilmi konular genellikle alimlerin ...

En Çok Okunanlar