Gelişmiş Arama
Ziyaret
12023
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
acaba kurandaki bütün ayetler şeni nüzul’e sahip midirler? Ve kuranı kerimin anlaşılması noktasındaki şeni nüzulün yeri ve rolü ne konumdadır?
Soru
acaba kurandaki bütün ayetler nüzul sebebine sahip midirler? Ve kuranı kerimin anlaşılması noktasındaki şeni nüzulün yeri ve rolü ne konumdadır?
Kısa Cevap

Kuranı kerimin ayetleri iki bölümden oluşmaktadır: onlardan bir bölümü şeni nüzul’e sahiptir bir diğer bölüm ise şeni nüzul’e sahip değildir. Mebde, mead, ölümden sonraki alemin cüzi yatlarıyla alakalı ve … olan bir kısım ayetler gibi.

Şeni nüzulün kuranı kerimin ayetlerini tefsir etme noktasındaki yeri ve konumu hakkında birkaç görüş var olmaktadır:

a)   Bazı Müslüman bilginleri ayetlerin şeni nüzulü tanımadan her çeşit tefsirin imkânsız olduğunu savunurlar.

b)   Bir diğer grup ise ayetlerin nüzul sebebini araştırmak ve onları tanımak sadece tarihsel bir konu ve geçmişte gerçekleşen bir olayı keşif etmekten öteye geçecek bir duruma sahip değildir diyor. Dolayısıyla ne ilmi bir değeri vardır ne kuranın anlaşılmasında bir etkisi.

Ancak doğru olan görüş şudur ki; şeni nüzulün kuranın ayetlerini doğru tefsir etmekte büyük bir role sahip oldukları kesindir. Öyle ki nüzul sebebine dikkat etmeksizin kuranın birçok ayetlerinin anlaşılması çok zordur. Ancak bunun yanı sıra buna dikkat edilmesi gerekir ki, ayetlerin nüzul sebebi ayetlerin içeriğini ve anlamlarını hakkında nazil olduğu olaya haslaştırmıyor ve ayetlerin manasını nazil olduğu döneme ve hakkında nazil olmuş olaya münhasır kılmıyor.

Ayrıntılı Cevap

Kuranın ayet ve süreleri iki kısımdır.

a)   Onlardan bir kısmı her hangi bir olay gerçekleşmeden ve her hangi bir soru sorulmadan inmişlerdir. İnsanları tevhit anlayışına, mebde, mead, nübüvvet inancına, ahlaki yüksek ve insanın yaratılışına uyumlu olan yüce değerlere davet eden ve ölümden sonra berzah ve kıyamet âlemleri hakkında, iyi ve kötü kimselerin karşılaşacakları durumları anlatan ayetler veya ibret verici ve ders alınmasını hedefini güden daha önceki ümmetlerin başına gelenleri ve geçmiş peygamberlerin kendi ümmetleri tarafından karşılaştıkları durumu ve onların kendilerine gönderilen peygamberlere karşı takındıkları tavırlarından ötürü başlarına gelen akıbeti kıssalar şeklinde anlatan bu bölümden olan ayetlerden bazılardır.[1]

b)   Bir diğer kısmı ise gerçekleşen bir olayın veya bir hadisenin ardından veya sorulan her hangi bir sorununun akıbetinde inmişlerdir. Müfessir ve ulumul-kuran bilginleri anlayışında gerçekleşen olay ve hadise veya sorulan soru gereğince ayetin bir kısmı, ayetin tamamı, birkaç ayet veya bir sürenin tamamı inmişse, ayetin inişine neden olan bu olaya, hadise ve soruya şeni nüzul (ayetin iniş sebebi) denilmektedir.[2] Şeni nüzulün kuran ayetlerinin anlaşılmasındaki yeri ve konumu noktasında birkaç görüş var olmaktadır:

1-   Bazı Müslüman bilginler ayetlerin şeni nüzulü bilinmeden kuran ayetlerinin tefsir edilmesi kesinlikle mümkün değildir diyorlar. Vahidi şöyle diyor: ayetleri nüzul sebebinden haberdar olmak çok önem arz ediyor. Öyle ki, kuran ayetlerini doğru anlamak ayetlerin nüzul sebebinden haberdar olmaksızın imkânsızdır.[3] Celaluddin-i Suyuti de aynı sözü dikkate almaktadır.[4]

2-   Bir diğer grup ise ayetlerin nüzul sebebini araştırmak ve onları tanımak sadece tarihsel bir konu ve geçmişte gerçekleşen bir olayı keşif etmekten öteye geçecek bir duruma sahip değildir diyor. Dolayısıyla nüzul sebebi hakkında bilgi edinmenin ilmi bir değeri olmadığı gibi kuranın anlaşılmasında da hiçbir konuma ve yere sahip değildir.[5]

3-   Doğrusu ve hak olan görüş şudur ki bir taraftan kuran ayetlerini anlamakta ve tefsir etmekte nüzul sebebinin büyük bir konumu ve yeri vardır. Kuranın açıklama akışıyla ve yöntemiyle aşına olan herkes kuranın birçok ayetlerinin tefsiri ve açıklaması kuranın nazil olduğu zamana hâkim olan atmosferde var olan karinelere yetinerek yapıldığını görecektir. Bu nedenle bu tür ayetlerde var olan belirsizliklerinin kaldırılmasında ve manalarının anlaşılmasında bu ayetlerin nüzul sebebine, gereksinimlerine, içinde indiği şartlara, zamana, mekâna ve hakkında indikleri şahıslara dikkat etmek ve onlardan haberdar ve bilgi sahibi olmanın büyük bir etkisi ve konumu vardır. Allame Tabatabai şöyle yazıyor: “İslam’a davet olgusunun gerçekleştiği günlerde peygamberin (s.a.a.) kendisi için meydana gelen olaylar, İslami kanunlara ve İslami ahkâmlara duyulan zorunlu ihtiyaçlar birçok ayet ve birçok sürelerin inişine neden oldu. Bu nedenleri ve sebepleri bilmek ayetlerin anlamını, ayetlerdeki sırları ve ayetlerin manasını anlamakta büyük bir miktarda yardımcı oluyor”.[6]   Diğer taraftan kuranın ayetlerinin sebebi nüzulü açıklayacak şeklinde gelen rivayetler eğer senet bakımından güçlü ve güvenilir olursa ayetlerin anlaşılmasında çok faydalı olacağı kesindir. Ancak bilinmeli ve dikkat edilmelidir ki, nüzul sebebi ayetlerin anlamını ve içeriğini haslaştırmıyor. Manasını hakkında nazil olmuş nesneye münhasır kılmıyor. Bilakis ayetin muhtevası ve manası evrensel ve bütünseldir.



[1] SAİDİ RUŞEN, Muhammed Bakır, “esbab ya zeminehayı nüzul ayat-i kuran”, intişarati yemin, 1376. S. 18.

[2] RECEBİ, Mahmut, “reviş tefsiri kuran”, pejohişgah-i havza ve danışgah, 1385, s. 119.

[3] SAİDİ RUŞEN, Muhammed Bakır, “esbab ya zeminehayı nüzul ayat-i kuran”, intişarati yemin, 1376. S. 24. , alıntı: “esbabi nüzul”, vahidi, s. 4.

[4] a. g. e. alıntı: “el-itkan” c. s. 61.

[5] a. g. e. s. 20.

[6] a. g. e. alıntı: “kuran der İslam”, s. 123 ve 176.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar