Gelişmiş Arama
Ziyaret
5445
Güncellenme Tarihi: 2011/10/17
Soru Özeti
Müstahdese meseleler ne demektir?
Soru
Müstahdese meseleler nedir? Ne manaya gelmektedir?
Kısa Cevap

Müstahdese meseleler, yeni meseleler demektir. Bundan maksat ya eski fıkhi eserlerde değinilmeyen meselelerdir veya gerektiği şekilde ele alınmamış ve yeniden gözden geçirilmeye ihtiyaç duyulan meselelerdir. Örneğin verilen cevap yeterli olamamakta ve uygulanamamaktadır. Oysa kanun koyucunun uygulanamayacak hükümleri göndermesinin manası yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Müstahdese meseleler zaman açısından çağımıza (son 50 yıl) dönmekte ve özellikle son 20-30 yıldır yani İslam devriminden sonra söz konusu olmuştur.

Bundan da maksat ya eski fıkhi eserlerde değinilmemiş meselelerdir veya değinilmişse de bazı sebeplerden dolayı fazlaca özen gösterilmemiştir. Bu yüzden ‘acaba müstahdese meseleler, önceden ele alınmış ama ortaya çıkan değişikliklerden dolayı onlara yeni bir bakışı gerektiren ve mevcut şartlara göre ele alınması gereken meseleleride kapsamakta mıdır?’ sorusuna cevap olarak diyoruz ki: Genel olarak yeni bir bakışa ihtiyaç duyduğumuzu düşündüğümüz meseleler müstahdese meselelerdendir. Bunlar ister önceden ele alınmış ama cevapları sağlam temellere dayandırılmayan eski meseleler olsun, ister yeterli olmayan cevaplar olsun farketmez. Zira dinin uygulanamayacak ahkam ve kanunları olduğu düşünülemez. Kanun koyucunun toplumda icra edilemeyecek ve dini kavramlarla uyuşmayan ahkamları göndermesinin manası yoktur. Yani şer’i hüküm icra edilebilmelidir. Örneğin şöyle bir soruyla karşılaşabiliriz: Tıp öğrenmek için, ölüyü eğitim amaçlı parçalamak gerekir, bir organı parçalamak ise dokunmayı ve bakmayı gerektirir; bir doktorun bir takım eğitimlerden geçmeden yetişmesi mümkün olmayacağına göre tıp eğitiminin hükmü nedir? Eğer cevap ‘tıp eğitimi haramdır’ olsa, o zaman ‘peki ne yapalım?’ sorusu karşımıza çıkacaktır. Buna verilecek cevap ‘fasıklar, facirler ve kafirler varken dindar Müslümanların bu dalda uğraşmalarına ne ihtiyaç var’ olursa bu mantıklı bir cevap olur mu? Kesinlikle hayır! Zira İslamdan böyle bir düşünce tarzı çıkarmak, bizim ondan edindiğimiz düşünce tarzından çok farklıdır. Bu dalda uzman olmak şeriata aykırı olsa İmam Zaman (a.f) zuhur ettiğinde acaba sağlık bakanlığını kafirlere, fasıklara ve facirlere mi bırakcaktır?

Öne sürülen yollar uygulanabilir şeyler midir? Bu yollar İslami meselelere nereye kadar uyar? Yani İslam toplumunda gerçekten tıp biliminin yeri yok mudur? Yani bir Müslüman doktor olamaz mı? Doktorsuz bir İslam toplumunun düşünülemeyeceği açıktır. Zira biz İslamın bütün dünyaya hakim olmak idealinde olduğunu, yeryüzünde hiç gayr-ı müslümin kalmamasını istediğini biliyoruz. Bununla birlikte İslam toplumunda -örneğin- hiç doktor olmadığı düşünülebilir mi? Tıbbın hükümleri Müslümanlara uygulanamaz mı? Tıp öğrenimi sadece fasıklara ve facirlere mi caizdir? Dolayısıyla yeni bir bakışa ihtiyaç vardır. Bu hususta verilen cevapların, İslamın cevabı olduğunu söyleyemeyiz.

Dolayısıyla diyoruz ki müstahdese meseleler, eski fıkhi kitaplarda gerektiği şekilde ele alınmamış meselelerdir.                   

  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar