Gelişmiş Arama
Ziyaret
9429
Güncellenme Tarihi: 2009/06/17
Soru Özeti
Şefaatin kıyametteki yeri ve önemi nedir?
Soru
Şefaatin kıyametteki yeri ve önemi nedir?
Kısa Cevap

Şefaat, zayıf birini güçlendirmek, takviye etmek demektir. Şefi' (şefaat edici) ise ihtiyacı olana yardım eden ve onu mutedil bir duruma getirip ihtiyacını gideren kimsedir.

 

Kıyamette şefaat etmek Allah'a mahsustur. Elbette Yüce Allah bazılarına da başkalarına şefaat etmeleri için izin vermiştir. Bu konu hakkında gelen birçok rivayetten kıyamette şefi'lerin çok olacağı anlaşılmaktadır. Peygamberler (a.s), âlimler, şehidler, melekler, 'minler, salih ameli olanlar, Masum İmamlar (a.s) ve Kur'an şefaat edicilerdendir.

 

Şefaate layık olan kimse ilahi iznin yanı sıra Allah’a, Peygamberlere (a.s), kıyamet gününe ve şefaat hakkının olması gibi Allah'ın peygamberlere nazil ettiği şeylere sağlam bir imanı olması ve bu imanını ömrünün sonuna kadar koruması gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için bir kaç noktaya dikkat çekmek zorundayız:

 

1- Şefaatın manası

 

Şefaat, zayıf birini güçlendirmek, takviye etmek demektir. Şefi ' (şefaat edici) ise ihtiyacı olana yardım eden ve onu dengeli ve normal bir duruma getirip ihtiyaçsız kılan kimsedir. [1]

 

2- Şefaat Ediciler

 

-Kur 'an'a Göre Şefaat edenler:

 

Kur 'an-ı Kerim'de birçok ayette kıyamet günü şefaatin Allah'a mahsus olduğu belirtilmiştir. [2] Allah, şefaat iznini istediği kimselere verecektir. Gaybi ilim nasıl Allah'a mahsus ise ve onu Resulüne (s.a.a) vermişse [3] şafaatte Allah'a mahsusutur ve onu Resulüne (s.a.a) ve başkalarına vermiştir.

 

Şefaat iki kısma ayrılır:

 

1- Tekvini

2- Teşrii

 

Tekvini şefaat, dünyada ki bütün sepeblerden kaynaklanmaktadır. Allah katında bütün sebepler şefaatçidir. Çünkü onlar Allah 'la yaratıkları arasında vasıtadırlar.

 

Teşrii ve kanuni şefaat iki kısıma ayrılır:

 

1- Dünyada ki şefaat; böylesi şefaat ilahi bağışlanmaya veya ilahi dergaha yakınlaşmaya neden olur. Bu kısım şefaatte Allah 'la kul arasındaki şefaatçi ve vasıta bir kaç gruptur:

 

a- Günahtan tövbe edenler [4]

b- Allah Resulüne (s.a.a) inananlar [5]

c- İnsanın salih ameli [6]

d- Kur 'an-ı Kerim [7]

e- Salih amelle ilgisi olan her şey; örneğin: Camiler, türbeler, Eyyamullah, Enbiya vs. gibi [8]

f- Melekler [9]

g- Kendisi ve din kardeşleri için istiğfar eden ' minle r [10]

 

2- Kıyamet günü şefaat edecek olanlar. Kur 'an'ın ayetlerinden kıyamet gününde fazlasıyla şefaatçilerin olacağı anlaşılmaktadır. Peygamberler (a.s), [11] alimler, şehidler, melekler, [12] ve ' minle r bu şefaatcilerdendir.

 

-Rivayetlere Göre Şefaatçılar

 

Sünni ve Şiiler bu konuda bir çok hadis rivayet etmişlerdir. Aşağıda onlardan bazılarını naklediyoruz:

 

1- Resul-u Ekrem (s.a.a) buyuruyor: “Kıyamet günü ' minle r Adem 'in yanına gider ve derler ki: Ey baba, cenneti(in) kapısını bize aç. Adem diyecek ki: “Ben buna layık değilim (ben bunu yapamam).” Onlar İbrahim'in yanına gidecekler, O da diyecek ki: “Bende bunu yapamam.” Musa ve İsa'da aynısını söyleyecekler. Onları benim yanıma yollayacaklar. Ben kalkıp Allah’tan izin alacağım ve siz Müslümanları şimşek gibi sırattan geçireceğim.” [13]

 

2- Yine buyuruyor: “Her peygamberin Allah 'tan bir isteği var, ben ise isteğimi kıyamete sakladım; o da ümmete şefaat etmektir.” [14]

 

3- İmam Sadık (a.s) buyruyor: “Kim üç şeyi inkâr ederse bizim Şiilerimizden değildir: Allah Resulünün (s.a.a) miracını, kabirde suali ve şefaati” [15]

 

4- İmam Bakır (a.s) buyurdular: “Allah Resulünün (s.a.a) ümmetine şefaat izni vardır, biz de şiilerimize şefaat edeceğiz ve Şiilerimiz de kendi ailelerine şefaat edecekler.” [16]

 

3-Şefaat Olunacakların Şartları:

 

İnsanların hak yoldan azmamaları ve doğru şekilde eğitilmeleri için, şefaatin kimlere erişeceği konusu kapalı tutulmuştur. [17] Nitekim Ku 'ran-ı Kerim'de şefaat olunacakları belirlememiş, sadece özelliklerini beyan ederek şöyle buyurmıştur:

 

“Herkes kazancına bağlıdır. Ancak sağ taraf ehli başka. Cennetlerdedir onlar, sorarlar, konuşurlar, mücrimlerin halinden. Nedir derler cehenneme sokan sizi? Derler ki: Namaz klmazdık ve yoksulu doyurmazdık ve boş laflarla azgınlığa dalanlarla bizde dalardık ve ceza gününü yalanlardık, bize ölüm gelip çatıncaya dek. Derken şefaaçilerin şefaati fayda vermez onlara.” [18]

 

Ayet demek istiyor ki, cehennem ehli bu dört sıfatlarından yani namaz kılmamak, Allah yolunda infakta bulunmamak, dünyaya dalmak ve hesap gününü yalanlamalarından dolayı cehennemlik oldular. Bu dört kötü sıfat dinin temellerini sarsan şeylerdendir. Bunların aksi yani namaz kılmak, infak etmek, dünya zevklerine dalmamak ve kıyamete inanmak Allah 'ın dinini ayakta tutar. Çünkü dindarlık masum olan hidayetçilere uymak demektir. Bu da ancak dünya ve onun insanı aldatan ziynetlerine gönül vermemek ve Allah'a yönelmekle olur. Bu ikisi gerçekleştimi hem dünyaya dalanlardan uzaklaşlaşılmış olunur, hem de kıyameti yalanlamaz.

 

Bu iki sıfat ardından Allah 'a yönelmeyi ve topluma hizmet etmeyi getirir. Bu da ayette namaz kılmak vasfı ve diğerine Allah yolunda infak etmek özelliği ile işaret edilmiştir. Demek ki, dinin temeli bu dört sıfatı bilmek ve onlara amel etmektir. Bu dördü dinin diğer rükünlerini de peşinden getirir; zira birisi muvahhid olmazsa veya nübüvveti inkar ederse bu dört sıfata sahip olması mümkün değildir. [19]

Kısacası aşağıdaki şartlara sahip olanlar şefaat edilmeye layıktırlar:

 

1- Allah 'a, peygamberlere, kıyamete ve Allah'ın peygamberlerine gönderdiklerine sağlam bir imanının olması. Zira Kur'an'ın bazı ayetlerinde kafir ve müşriklerden, neden ateşe atıldınız, diye sorulduğunda “Bize şefaat edecek kimse yoktu” [20] diye cevap verirler. Demek ki kafirlerin şefaat olunma liykatları yoktur. Enbiya suresinin 28. ayetinde de şöyle buyuruluyor: “Peygamberler ve melekler kendisinden razı olunmuş kimseye şefaat ederler.” İmam Rıza (a.s)'dan bu ayetin tefsiri sorulduğunda şöyle buyurdu: “Maksat, dinde beğenilmiş olmak demektir.” Dolayısıyla şefaat, din ve inançta kendisinden razı olunmuş kimseye mahsustur; çeşitli kısımlarıyla kafirler örneğin inkarcılar, müşrikler ve nasibiler şefaatten mahrum olacaktır.

 

2-Şefaatin hak olduğuna inan kimseler. Resul-ü Ekrem (s.a.a) buyuruyor: “Benim şefaat edeceğime iman etmeyen kimseye Allah şefaatimi nasip etmeyecektir.” [21]

 

3,4- Namaz kılan ve fakirlere yardım edenler.

Görüldüğü üzere Müddessir suresinde günahkârların cehenneme gitmesinin nedeni olarak namaz kılmamak, fakirlere yardım etmemek ve kıyameti yalanlamak sayılmaktadır. İmam Sadık (a.s) buyuruyor: “Bizim şefaatimiz namazı hafife alana ulaşmaz.” [22]

 

Kısacası şefaat şartsız bir mevzu değildir; hem şefaate mevzu olacak günah yönünden, hem şefaat eden yönünden, hem de şefaat olunacak yönünden bir takım şartları vardır. Bu ilkeye inanan kimseler bu çok değerli fırsattan yararlanmak ve şefaat olunmak için onun şartlarını yerine getirmek ve zulüm, şirk gibi şefaate engel olan günahlardan kaçınmak zorundalar.

 

Daha fazla bilgi için bkz:

 

1-       İslamda Şefaat Kavramı, 5010 soru (site: 5271)

2-       Çaba ve Onun Ahirete Etkisi (Ölülere iyilik ve ihsan), 4347. soru (site: 4621)

3-       Günahlardan Temizlenmenin Yolları, 798.soru (site:860)

4-       Peygamberden Fayda ve Zarar hakimiyetini Reddetmek ve Onlardan Şefaat ve Şifa Talep Etmek 84. soru (site: 2387)

5-       Şefaat ve İlahi Rıza, 124. soru



[1] - el-Mizan, c.1, s.157

[2] - Bakara/256, Zümer/44

[3] - Cin/27

[4] - Zümer/54

[5] - Hadid/28

[6] - Maide/9

[7] - Maide/16

[8] - Nisa/64

[9] - Mü min/7

[10] -Bakara/286

[11] -Enbiya/28

[12] -Zuhruf/86

[13] -Bihar-ul Envar, c.8, s. 35

[14] -Şeyh Müfid, el-İhtisas, s.37

[15] -Bihar-ul Envar, c.6, s.223

[16] -a.g.e

[17] - el-Mizan, c.1, s.159

[18]   -M üddessir/38-48

[19] - el-Mizan, c.1, s.259, (Farsça tercümesi)

[20] -Şuara/100

[21] - Bihar-ul Envar, c.8, s. 34

[22] - Vesail-uş Şia, c.4, s.25

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar