Please Wait
8947
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Sorunun cevabına ulaşmak için bir kaç noktayı açıklamamız gerekir:
Bu gibi saygısızlıkların tarihi geçmişi:
Peygamberlere ve Hz. Muhammed’e saygısızlık etmek yeni ortaya çıkmış bir şey değildir. Uzun bir geçmişe sahiptir. Nitekim Kur’an-i Kerim bu konuyu değişik şekillerde açıklamıştır.
A. Alay şeklinde saygısızlık
Ne yazık şu kullara! Kendilerine gelen her elçiyi alaya alıyorlar. [1]
B. İftira şeklinde saygısızlık
“Aynı şekilde, onlardan öncekilere de ne kadar peygamber geldiyse, "O bir büyücüdür veya delidir." dediler. [2]
C. yalancılık ve sihirbazlık iftirası[3]
Elbette peygamberlere ve son Peygambere saygısızlık etmek bunlarla da sınırlı değildir. Örneğin Niçin Allah bizimle konuşmuyor? Niçin biz mucize göstere bilmiyoruz? Niçin melekler bize inmiyor? Niçin vahiy bizim büyüklerimize inmiyor? Niçin Allah’ı ve melekleri bize göstermiyorsun? Ve…[4]
2- Bu saygısızlıkların fikri ve ruhi faktörleri
Kur’an-i Kerim peygamberlere ve Son Peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.a) saygısızlığı kafirlere, inkarcılara, zalimelere ve cahillere isnat etmektedir.[5] Bu tür davranış bu gün bile görülmektedir. Yani bugün Batı toplumunda Resulullah’a ihanet edildiğini müşahede ediyorsak bu iş uluslar arası istikbari güçler ve Siyonizm tarafından yönetilmektedir.
Bu tür ihanetlerin sebebi ise Peygamberlerin ve Son Peygamber’in hayat ve hedeflerini kâfirler ve zalimlerin yaşantısıyla karşılaştırdığımızda belli olur.
Bu işin saik ve sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
A. Peygamberler (a.s) insanları Allah’a kulluğa, hakka sarılmaya çağırırken[6] Küfür ve zulmün başları halkı kendilerine boyun eğmeye hatta kendilerini ilahlaştırmaya davet etmekteler.[7]
B. Peygamberler sürekli adaletin yayılması için çaba sarf ederken[8] küfür ve zulmün başları halkın malları ve hakları konusunda her türlü tasarruf yetkisine sahip olduklarını ileri sürüyordular.[9]
C. Peygamberler dini ve insani değerlerin örneği olarak bunları ihya etmeğe çalışırken[10] küfür ve zulüm önderleri toplumda zulüm ve fesadı yaygınlaştırmayı hedefliyordular.[11]
D. Peygamberler sürekli halkın acılarını hissedip onları azaltmak ve halkı kalkındırmak uğruna çalışırken[12] küfür ve zulüm önderleri kendi menfaatleri doğrultusunda halkın geri kalmışlığı yolunda çaba sarf etmişlerdir.[13]
Peygamberler halk arasında insancıl ilişkilerin güçlenmesine ve aralarında birliğin oluşmasına çalışırken[14] küfür ve zulüm önderleri onların arasında ihtilaf çıkarmaya ve muhaliflerini çeşitli suçlama, tehdit ve propagandalarla saf dışı etmeğe hatta onları katledip dinleri kendi istekleri doğrultusunda tahrif etmeğe çalışmışlardır.[15]
3- Yukarıda açıklananlar ışığında küfür ve zulüm odaklarının bu tür işlerden hedeflerini şöyle sıralayabiliriz:
A. İslam’la mücadele etmek ve İslam’ın ve İslam Peygamberi’inin sevilmesini önlemek böylece insanların bu İslam’a yönelmesini önlemek ve kendi çıkarlarının tehlikeye düşmesini önlemek.
Çünkü İslam dininde bütün peygamberlere iman etmek son peygamber’e iman etmek gibi gereklidir. Ancak son Peygamber (s.a.a)’in özelliği onun ilahi dinlerin en kâmili olan bir dini getirmiş olması ve bu dinin her türlü tahriften uzak olarak bize ulaşmış olması ve bu vasfıyla bütün geçmiş peygamberler ve ilahi dinlerin gerçek ihyacısı oluşudur.
Açıktır ki eğer gerçek anlamda son peygamber’in dinine iman İslam dünyasında ve dünya genelinde yerleşecek olursa artık zulüm ve sultacılık ortamı yok olacaktır.
Bu yüzden bugünün zalimleri bu ilahi nuru söndürmeğe çalışıyorlar oysa bu çabaların boşuna olduğu apaçıktır. Çünkü en çok sevilen insanın Hz. Muhammed olduğunu tarihi ve sosyal gerçekler kanıtlamaktadır.
“De ki hak geldi batıl ise ne yeni bir iş yapabilir ve ne de onu tekrarlayabilir.”[16]
“Hak geldi ve batıl zevale uğradı gerçekten batıl yok olmaya mahkumdur.”[17]
B. Milletlerin ve kamuoyun dikkatini emperyalistler ve Siyonistler tarafından bölgede özellikle Lübnan ve Filistin’dek İslam’i direnişe karşı uygulanan planların yenilgiye uğradığı konusunda odaklaşmasını önlemeğe ve böylece milletler aleyhine yürüttükleri insan dışı siyaset ve oyunlarını devam ettirmek istiyorlar.
C. İslam dünyasının merkezi durumuna gelmiş İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı geniş çaplı komplolar uygulamak için dünya genelinde kamu oyu hazırlamak.
[1] Yasin: 30, Bk. Zuhruf: 7; Hicr 11; Enbiya: 36; Furkan: 41
[2] Zariyat: 52-53 Yine bk. Kasas: 25; Müminun: 25; A’raf: 6 ve 27; Şuera: 39; Zariyat: 66; Hicr: 51; Kalem: 14; Duhan: 36; Saffat: 36; Enbiya: 30, Tur: 29 ve 47; İsra: 47; Hakke: 40-41 Yasin: 69 ve diğer ayetler.
[3] Al-i İmran: 183 ve Furkan: 8
[4] Furkan, 21- 32; Al-i İmran: 183; Nisa: 153; En’am 8, 124 Zuhruf 31, 118
[5] Furkan: 21-33; Enbiya: 36 Mutaffifin: 29, En’am: 23; İsra: 47, Lokman: 23
[6] Al-i İmran: 79-80; Maide: 116-117
[7] Kasas: 38; Müminun: 46-47
[8] Hadid: 25
[9] Zuhruf: 51
[10] Ahzap: 21, Hucurat: 93; Zumer: 9; Nisa: 95; Hadid: 10; Mumtahine: 40
[11] Neml: 36; Bakara: 205-206 ve 49 İbrahim: 6
[12] Tevbe: 128; Cum’a: 2; Hud: 88, Kehf: 6, A’raf: 62, 68 ve 79
[13] Zuhruf: 51-54; Nehl: 34
[14] Şuara: 215; Al-i İmran: 159, Nehl: 125; Nisa: 141, Bakara: 190,
[15] Kasas, 4; Taha: 63-64; A’raf: 120- 124 Şuara: 46- 49
[16] Sebe’: 49
[17] İsra: 81