Please Wait
7265
Namaz, oruç ve hac gibi tüm ibadetler birçok bireysel ve toplumsal esere sahiptir. Namazın en üstün eserlerinden biri, Allah’a yakınlaşmak ve kötülük ve haramlardan sakınmaktır. Oruç da birçok esere sahiptir. Bedensel sağlık, dertleşme hissinin icat edilmesi ve takvalı olmak bunlardandır. Hac da ruhanî ve manevî yolculuk sıfatıyla kendine has adap ve şartlara göre yapılması ve zahiri amel, adap ve ibadetlerin yanı sıra onun batınî ve manevî boyutları da göz önünde bulundurulması durumunda, insanda derin ve bereketli eserler meydana getirmekte ve bazen ömrün sonuna dek insan varlığında yer edinmektedir. Kulluk şekil ve özellikleriyle süslenmek, Allah karşısında teslim ve mutlak itaat boyutunun tahakkuk etmesi, büyük ilahi peygamberler, Allah’ın özel evliyaları ve liyakatli kullarıyla kutsal Mekke ve Medine topraklarında ve de Arafat, Meşer ve Mina gibi görkemli yerlerde beraber olmak ve de ölümü hatırlatan beyaz bir elbise giymek insan varlığında derin eserler yaratır. Ama amellerimiz özel eserlere sahip olmazsa ve davranış ve ahlakımızı etkilemezse, bu eksikliği kendi amel ve niyetlerimizde incelemeli ve onları ıslah etmeye koyulmalıyız.
Amel ve ibadetlerin insan ahlak ve davranışına etkisi, ruhî ve manevî altyapılar ve ibadetlerin tüm adap ve şartlarla yapılması ile tam ve direkt bir irtibat taşır. Eğer amellerimiz özel eserlere sahip olmazsa ve davranış ve ahlakımızı etkilemezse, bu eksikliği kendi amel ve niyetlerimizde incelemeli ve onları ıslah etmeye koyulmalıyız. Ama her halükarda bu farzları yerine getirmek birey ve toplum üzerinde değişik etkiler yaratır ve her insaflı insan bunu itiraf eder.
Namazın Eserleri
Her ne kadar kâmil bir namaz insan ruh ve şahsiyetinde derin eserler yaratsa ve bu namazdan uzaklaştığımız ölçüde onun eserleri azalsa da sizden soruyoruz: Halis niyet taşımayan günahkâr bir birey namazı tek eder ve namaz kılmazsa, daha iyi bir durum ve hal mi kazanacaktır? Gönlü arı ve aydın mı olacaktır? Kuşkusuz bu kirli ve hatalı bireyde bile namaz bir ölçüye kadar eser sahibidir. Öyle ki; namaz terk edildiği takdirde bu bireyin kirlilik ve günahı daha fazla ve çok olacaktır. Kötülük ve haramların çirkinliğinden sakındırmaktan [1] ibaret olan namazın eseri, bu bireyde az ve naçiz bir düzeyde olsa bile zahir olur ve kendi haddince onu kirlilik ve çirkinliğin fazlasından alıkoyar. Böyle açık eserler nasıl inkar edilebilir?! Bir rivayette şöyle belirtilmiştir: Ensar’dan bir genç namazını Peygamber (s.a.a) ile kılıyordu, ama yanı sıra günah ve haramlara da mürtekip olmaktaydı. Meseleyi Peygambere (s.a.a) bildirirler ve Peygamber (s.a.a) şöyle buyurur: Netice itibariyle namazı bir gün onu kötülük ve çirkinlikten alıkoyacaktır. Bir müddet geçtikten sonra onun tövbe ettiğini ve de kötü ve çirkin işlerden elini çektiğini gördüler. [2] Yine sizden soruyoruz: Arı bir niyet ve temiz bir kalbe sahip namaz kılmayan bir birey, eğer namaz, ibadet, dua, tevessül ve Allah’a münacat etme ehli olursa, kalbi daha temiz ve arı olmayacak mıdır? Daha nurlu ve ak olmayacak mıdır? Herkesin namazının tesiri marifet ve bilgi, niyette ihlâs ve kalp huzuru ölçüsü ve de riayet ettiği diğer şart ve adaplara tabidir. Bu hususlar bireylerde farklılık gösterdiği için, onların namazları ve eserleri de değişiktir. Ama her haliyle eserlerin ölçüsü farklı olsa da hiçbir namaz esersiz değildir. [3]
Orucun Eserleri
Oruç için birçok ruhsal, bedensel ve toplumsal eser ve fayda sayılmıştır. [4] Bunlardan bazılarına işaret ediyoruz:
1. Oruç insan ruhunu latif hale getirir ve onun iradesini güçlendirir ve de güdülerini dengeli kılar. [5]
2. Oruç fakir ve zengin arasında eşitliği sağlamak içindir; halkın açlığı tadarak yoksul ve mahrumları düşünmesi ve onların hakkını eda etmesi hedeflenir.
3. Oruç sağlık ve tedavi açısından birçok esere sahiptir ve cismin esenlik ve afiyetine neden olur. [6] Rusyalı bilgin Aleksi Sufurin oruç tutmayı kan azlığı, bağırsak problemleri, romatizma, gut hastalığı, göz rahatsızlıkları, şeker hastalığı ve böbrek ve ciğer hastalıkları gibi birçok hastalığın tedavi etme yolu görmektedir. [7]
4. Resmi rakamlara göre, mübarek Ramazan ayında suç, cinayet ve günah oranı çok azalmaktadır.
Haccın Eserleri
Hac ruhanî ve manevî yolculuk sıfatıyla kendine has adap ve şartlara göre yapılması ve zahiri amel, adap ve ibadetlerin yanı sıra onun batınî ve manevî boyutları da göz önünde bulundurulması durumunda, insanda derin ve bereketli eserler meydana getirmekte ve bazen ömrün sonuna dek insan varlığında yer edinmektedir. Kulluk şekil ve özellikleriyle süslenmek, Allah karşısında teslim ve mutlak itaat boyutunun tahakkuk etmesi, büyük ilahi peygamberler, Allah’ın özel evliyaları ve liyakatli kullarıyla kutsal Mekke ve Medine topraklarında ve de Arafat, Meşer ve Mina gibi görkemli yerlerde beraber olmak ve de ölüm ve göçü hatırlatan beyaz bir elbise giymek, Allah’ın evini ve tevhid merkezini tavaf etmek, Allah’ın gösterişiz ve itaatkâr kullarıyla gönüldeş ve birlik olmak tümüyle hac yapan şahısta derin ve temelli bir değişimin altyapısını teşkil eder. Milyonlarca Müslüman’ın aynı zamanda Mekke ve Medine gibi kutsal bir yerde toplanması, İslam dünyasının birlik ve kudretini sembolize eder. Dinsel metinlerde ibadetler için belirtilmiş olan tüm eser ve faydalara karşın, amellerimiz özel eserlere sahip olmazsa ve davranış e ahlakımızı etkilemezse, bu eksikliği kendi amel ve niyetlerimizde incelemeli ve onları ıslah etmeye koyulmalıyız. Bu nedenle örneğin eğer namaz bir kötülük ve çirkinliklerden alıkoymuyor veya bizi Allah’a yakınlaştırmıyorsa, bunun kâmil bir namazın şart ve özelliklere sahip olmadığına ve sadece görünüş ve şekilde bir ibadet olduğuna dikkat etmeliyiz. Netice itibariyle bu, ilahi yakınlaşma ve haramlardan sakınmayı sağlayan bir ibadetin eserlerini taşımayacaktır. Diğer ibadetler de bu şekildedir.
[1] Ankebut, 49.
[2] Reyşehri, Muhammed, Mizanü’l-Hikmet, c. 5, s. 371, h. 10254, Çap-ı Defter-i Tabliğat-ı İslamî, 1362.
[3] Namazın diğer eserlerini görmek için, 13683. soruya (site: 13512) (Namaz Eserleri Ve Manası) müracaat ediniz.
[4] Bkz: Kuleyni, Usul-i Kâfi, c. 4, s. 62, Bab-ı Fasl-i Sovm Ve Saim, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Kum, 1365.
[5] Kur’an şöyle buyurmaktadır: “ Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.”
[6] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 59, s. 267, Müessesetü’l-Vefa, Beyryt, 1404.
[7] Ba istifade ez nerm efzar-ı Porsiman.