Please Wait
6713
Müçtehitler arasında görüş ve fetvanın aynı olması birkaç şeye bağlıdır:
1- İçtihat kaynaklarının aynı olması.
2- İçtihadın bağlı olduğu öncül ilimlerde ekol birliği.
3- İçtihat kaynaklarından aynı şeyi anlamak.
4- Mevzuları olaylara uygulamada görüş birliği.
Şia fıkhında içtihat kaynakları müçtehitler arasında ortak olmasına rağmen ilmi meselelerde içtihat etmek için ihtiyaç duydukları temel ilmi ekolleri farklı olabilir ve doğal olarak kişilerin, ilmi güçleri, yetenekleri ve kavrama güçleri bir değildir. Bu yüzden onların kaynaklardan anladıkları şeylerde bir değildir. Bazı fetva farklılıkları bu nedenledir. Aynı şekilde uzmanlık isteyen mevzuların belirlenmesinde de bazı müçtehitlerin görüşlerinin farklı olması da fetvalarının farklı olmasına neden olabilmektedir.
Bütün bunlara rağmen ortak fetvalara oranla farklı mesele ve farklı fetvalar, çok az ve dikkate alınmayacak ölçüdedir.
İçtihat kelimesi lügatte hem zorluklara tahammül ve çaba manasına gelen ‘Cehd’[1] kökündendir, hem de kudret ve güç manasına gelen ‘cühd’[2] kökünden gelmiş olabilir. Fıkhi ıstılahta ise istinbat etmek için azami ilmi çabayı göstermek, şer’i hükmü kaynak ve delillerden çıkarmak demektir. Dolayısıyla müçtehitlerin görüş ve fetva birliği birkaç şeye bağlıdır:
1- İçtihat kaynaklarının aynı olması.
2- İçtihadın bağlı olduğu öncüllerde ekol birliği.
3- İçtihat kaynaklarından aynı şeyi anlamak.
4- Mevzunun dikkatli bir şekilde belirlenmesi ve onda aynı görüşte olmak.
Şii fıkhında içtihat edilecek kaynakların (Kur’an, sünnet, akıl ve icma’) müşterek olması ve müçtehitlerin onları muteber bilmesine rağmen bu kaynakları anlama, istifade ve istinbat etmek için Arap edebiyatı, Masum (a.s)’ın zamanındaki konuşmaların örfü anlamını tesbit, mantık, usul-u fıkh, rical ilmi, Kur’an, hadis vs.[3] gibi diğer bütün ilimlere de ihtiyaç vardır. Her fakih, bütün bu ilimleri bilmenin yanı sıra bu ilimlerden içtihat kaynaklarını anlamak amacıyla faydalanmak için onların bütün meselelerinde bir ekolünün olması gerekir. Örneğin, hadis ve rivayetlerden istifade için bir müçtehit rical ilminde kabul görmüş bir ekole göre bir rivayeti senet yönünden muteber bulmayıp ona isnat etmeyebilir ve bu meselede o rivayetin dışında başka rivayet ve deliller olmazsa o fakih bu meselede fetva veremez. Halbuki, başka bazı fakihler aynı senedi muteber bilip ona dayanarak fetva verebilirler. Yine müçtehitlerin yetenek, analiz ve tahlil güçleri de aynı değildir. Müçtehitlerden her biri ayet ve rivayetleri değişik şekillerde anlayabilirler. Aynı şekilde bir müçtehit belli bir mevzu ve mısdakı belli bir hükme ait bilebilirken başka bir müçtehit aynı görüşte olmayabilir.
Bu sayılanların her biri müçtehitlerin fetvalarının farklı olmasına neden olabilir. Ancak bütün bunlara rağmen müçtehitlerin fetvaları arasındaki farklılıklar pek azdır ve daha çok cüz’i meselelerdedir. Müçtehitlerin ilmihallerinde üç bine yakın mesele olması ve zaman ve insanların ihtiyaçlarına göre ortaya çıkan bir çok meseleden dolayı sayılmayacak kadar yeni güncel konu ve istiftaatlar dikkate alındığında onların fetva ve görüşlerinin genelde bir olduğu görülecektir.