Gelişmiş Arama
Ziyaret
5868
Güncellenme Tarihi: 2012/02/14
Soru Özeti
İmam Sadık (a.s) döneminde ismet ve masumlara tabi olma konularına değinildiği gibi Hz. Ali, İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) zamanında değinmemesinin illeti nedir?
Soru
İmam Sadık (a.s) döneminde ismet ve masumlara tabi olma konuları mevzu bahis olduğu gibi Hz. Ali, İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) zamanında konu edilmemesinin sebebi nedir? Gerçekten neden gönümüzde Şia’da revaçta olduğu gibi İmam Ali ve çocukları dönemindeki Arap edebiyatında, Masum İmam’a tabi olma konusuna rastlanmıyoruz?
Kısa Cevap

İsmet ve Masum İmamlara (a.s) tabi olma konusu, Hz. Resul’ün (a.s) kendi zamanından söz konusuydu, ama Masum İmamlar (a.s) arasında İmam Sadık (a.s)’ın asrı, kendine has bir dönem idi. Bu İmam’ın sosyal ve kültürel şartları, hiçbir imam’ın zamanında mevcut değildi. Zira o dönem, siyasi açıdan Beni Ümeyye hükümetinin zaaf ve sallantılı ve Beni Abbasi’nin ise güçlendiği bir dönemdi ve bu iki gurup, bir müddet birbirleriyle münakaşa ve savaş içindeydiler. Diğer taraftan İmam Sadık (a.s)’ın dönemi, öne çıkan konum sebebiyle fikri ve kültürel çalkantıların yaşandığı bir dönemdi.

Ayrıntılı Cevap

İsmet ve Masum İmamlara (a.s) tabi olma konusunu iki bölümde inceliyoruz:

Bir. Masumların (a.s) sözlerinde ismet konusunun incelenmesi

İslami metinlerin incelenmesi ve araştırılmasıyla, Masum İmamların (a.s) ismeti ve onlara tabi olma meselesinin İslam’ın başlangıcından ve Hz. Resul (s.a.a)’ün zamanından beri söz konusu olduğunu görüyoruz:

1-Meğazili b. Şafii “el-Menakıb” kitabında kendi senediyle “Abdullah b. Mes’ud”dan rivayet ettiği bir hadiste Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurduğunu söyler: “Benim risaletim, babam İbrahim’in duasıyladır.” Ey Allah’ın Resulü! Baban İbrahim’in duası neydi? diye sorduğumuz zaman, şöyle buyurdular: “Allah-u Teala, İbrahim (a.s)’e: “Ben seni insanlar için İmam yapacağım”[1] buyurduğunda İbrahim sevindi ve: “Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)”demişti.” Bunun üzerine Allah, İbrahim’e vahiy ederek şöyle buyurdu: “Benim ahdim (verdiğim söz) zalimleri kuşatmaz.” İbrahim Allah’a: Senin ahdine ulaşmayanlar kimlerdir? diye arz ettiğinde, Allah-u Teala şöyle buyurdu: “Puta secde eden kimsedir.” İbrahim arz etti: “Oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.”[2]

Peygamber Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdular: “İbrahim’in duası ben ve Ali’yle sonuçlandı ve hiçbirimiz putların karşısında secde etmedik. O halde Allah-u Teâlâ, beni kendi peygamberi, Ali’yi de benim halifem karar kıldı.[3]

 

2. Müminlerin Emiri (a.s)’nin sahabesinden olan ve İmam Seccad’in (a.s) dönemine kadar yaşayan Selim b. Kays şöyle diyor: Özel itaat; Allah-u Teâlâ’ya Resul’ü ve Ulu’l Emre olan itaattir. Ve Allah-u Teâlâ onları, kendi ve Peygamberine yakın kılmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah’a, Resu’le ve sizden olan ulu’l emre itaat ediniz”

Allah-u Teâlâ bu sebeple Peygamber (s.a.a)’e itaat edilmesinin emretmiştir ki; Allah’ın Resulü, masum ve paktır ve o, günah işlemeyi emretmez. Aynı şekilde Allah-u Teâlâ, Emir Sahiplerine itaat etmeyi emretmiştir; zira onlar, masum ve paktırlar ve günahı emretmezler.[4]

3. Müminlerin Emiri (a.s), Nehcü’l Belağa’da ismet meselesine işaret ediyor:

a) 147. Hutbede şöyle buyurur: “İmamlar (a.s), Allah’ın dinine ve O’nun emirlerine muhalefet etmezler ve bu bağlamda hiçbir ihtilafları yoktur. (Onlardan biri, dini hükümlerden habersiz olup bir diğeriyle çelişecek bir şekilde amel etmesi söz konusu olamaz).[5]

b) 131. Hutbede İmamdan bazı sıfat ve nitelikleri nefyederek şöyle buyururlar: “vela muattile lissünne,fe yühlike el-ümme” ümmetin helakine neden olan sünneti tatil eden birisi olamaz”. Yani Allah Resulü’nün sünnetini ve yöntemini boşa çıkaran bir kimse imam olamaz. Zira böyle bir kimse İslam ümmetini helak edecektir.”[6]

Bu ibarelerin imama tabi olmanın gerekliliğini ilan ettiği açıktır.

c) 105. Hutbede şöyle buyurur: “Ey insanlar! Kalp çırağınızı, öğüdüyle öğütlenmiş (yani söylediği öğütleriyle amel eden) bir kimsenin öğütleriyle aydınlatınız ve vücudunuzda var olan gönül kaplarınızı, suyu bulanık olmayan arı duru olan çeşmenin suyundan doldurunuz.”[7]

Masum İmamların (a.s) rivayetlerinde ismet konusu çeşitli bablarda bahsedilmiştir ve biz, bu kadarıyla yetiniyoruz.

İki. İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık (a.s) zamanında itikadi meselelerin diğer imamlardan daha çok söz konusu edilmesinin sebep ve etkenlerini şöyle özetleyeceğiz:

Siyasi açıdan İmam Bakır (a.s)’ın ve özellikle İmam Sadık (a.s)’ın dönemi, Beni Ümeyye hükümetinin zaaf ve karışıklık yaşadığı ve Abbasi oğulları’nın de güçlendiği bir dönemdi. O dönemde Ümeyye oğulları’nın pek çok siyasi sorunlara duçar olması sebebiyle, İmam’a ve Şialara (İmam’ı Seccad zamanı örneğinde olduğu gibi) baskı yapacak ve eziyet edecek fırsatı yoktu. Abbasiler de Peygamber ailesini himaye edileceği ve onların dökülen kanlarının intikamının alınacağı sloganı gölgesine sığınarak kudrete ulaşmak istediklerinden, İmam ve Şialara baskı yapmıyorlardı. Bundan dolayı bu zaman kesitinde İmamların ilmi ve kültürel faaliyet yapmaları için son derece güzel bir fırsat sayılıyordu ve kültürel özel şartlar, fırka ve mezheplerle yüz yüze gelme ve… gibi işlerin, bu meselelerin gerçeklik kazanmasında etkili olduğunun birer örnekleridir.[8]

 



[1] Bakara, 124.

[2] İbrahim, 35-36.

[3] Seyyid b. Tavus, Ali b. Musa, et-Taraif, Kum: Hayyam basımevi 1400 k, c. 1, s. 78.

[4] Selim b. Kays, Ebu Sadık, Kitabi Selim b. Kays, Kum: el-Hadi yayınevi 1415.

[5] Nehcü’l Belağa, Kum: Daru’l Hicret yayınevi, c. 1, s. 206.

[6] A.g.e.

[7] A.g.e.

[8] Daha fazla bilgi edinmek için bakınız: Pişvayii, Mehdi, Sire’i pişvayan, Kum: Müesseseyi İmam Sadık (a.s) 1374 şemsi, s. 353.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gün batımı vakti borç ödemenin sakıncası var mı?
    5731 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Borç, bir insanın üzerinde başkasına ait olan maldır. Bununda sebebi ya borç almaktır, ya insanın kendi elinde olan başka şeylerdir (örneğin borcun, selem muamelede mal kabul edilmesi veya onun borç muamelesinde para olarak sayılması yahut kirada kira ücreti veyahut nikahta mihr, hul talakta karşılık olması vb. ...
  • Ödünç (karz) olarak verdiğimiz malın humusunu vermeli miyiz?
    5523 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/14
    Söz konusu olan para kesb ve kazancından birikilmiş durumda ve humus yılı üzerinden geçmiş ise bütün taklidi Mercilerin bu bağlamdaki fetvası şöyledir: Humus yılının başı geldiği zamanda ödünç olarak vermiş olduğu parayı kolaylıkla (zahmetsizce) alınması mümkün ise o paranın humusunu çıkartmalısın. Ama eğer humus yılının geldiği sırada ödünç verilmiş olan ...
  • Allah ile görüşmek, insan için tasavvur edilen en son makamdır. Hal böyleyken bazı masumlar nasıl daha üstün bir makama sahip olabilmektedirler?
    10104 Teorik Ahlak 2012/07/24
    İnsanın yaratılmasındaki temel gaye kemale ermektir. İnsanın kemali Allah’a yaklaşma ile gerçekleşir ve buna velayet ve Allah ile görüşme makamı denir. Bu bağlamda peygamberler ve masumlar insanlar arasında en belirgin bireyler sayılır. Lakin bu bireyler arasında kimlerin daha üstün bir makama sahip olduğu hakkında şu noktaya dikkat ...
  • İnsan kendi güvenlik ve huzurunu bozan diğer varlıklar karşısında ne tür bir tepki göstermelidir?
    8171 Hayvan Barındırmak Ve Avlamak 2013/03/09
    Eziyet ve rahatsız eden haşerelerin eziyet ve rahatsızlıklarını önleme hakkında ilk önce iki noktaya işaret edilecek ve sonra İslami kaynaklardan alınmış iki tavsiye verilecektir: 1. Tabiat çarkında insanların tüm varlıklar ile en azından hâlihazırda barışçıl bir şekilde yaşaması olanaksızdır. Biz; insanlar ve yırtıcı hayvanların bir şehirde hiçbir ...
  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    11986 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesi nedir?
    12954 Eski Kelam İlmi 2010/12/22
    İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesini anlamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir:1. Kur’an değişik ayetlerde yüce insanlar ve din evliyalarının erdem ve ulvî sıfatlarını diri tutmayı vurgulamıştır.2. Yüce şahsiyetli Şia imamları (a.s) Kerbela hadisesini diri tutmak için matem merasimleri düzenlemeyi, ağlamayı ve ağlatmayı, şairlerin mersiye ...
  • Bakî'yi ziyaret edenler ve bunların içerisinde özellikle İranlılar, niçin ağlıyorlar?
    7355 Yeni Kelam İlmi 2008/02/17
    Bu soruya cevap verebilmek için, öncelikle ağlamanın içyüzünü ve nerelerde, nasıl kullanıldığını bilmemiz gerekmektedir.Ağlamanın bir dış yönü ve bir de iç yönü bulunmaktadır; öncelikle insanın iç dünyasında bir takım duygusal ve psikolojik etkileşimler olur, bununla birlikte beyinde bazı çalışmalar oluşur ve bu gözden yaşların dökülmesi olarak kendisini gösterir.İnsanın ...
  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    21206 Eski Kelam İlmi 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Kadınlar ailede nasıl cihat edebilir?
    3814 Hadis 2020/01/20
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10773 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...

En Çok Okunanlar