Gelişmiş Arama
Ziyaret
15770
Güncellenme Tarihi: 2011/08/16
Soru Özeti
Hz. Fatıma (s.a) Mushaf’ı nedir? Acaba Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’in (a.s) ondan haberdar idiler mi?
Soru
Kuleyni kitabında (Kâfi, 1.c, 239.s) diyor ki: “Ashabımızdan bir kısım Ahmet b. Muhammed’den, O da Abdullah b. Huccal’dan, Ahmet b. Ömer Halebî ve O da Ebu Basir’den naklederek şöyle diyor: “İmam Sadık’ın (a.s) huzuruna vardım ve Ona arz ettim: Canım sana feda olsun! Senden bir şey sormak istiyorum. Burada sesimi duyabilecek birisi var mı?” O sırada Ebu Abdullah (a.s) iki ev arasındaki perdeyi aralayarak baktı ve şöyle buyurdu: Her ne istersen sorabilirsin. …(Ben Hz. Fatma'nın mushafı ile ilgili soruyu sorunca) İmam sükût etti ve sonra : “Fatıma’nın (s.a) Mushaf’ı bizim yanımızdadır. Halk Fatıma (s.a) Mushaf’ının ne olduğunu bilmezler.” diye buyurdu. Dedim ki: “Fatıma (s.a) Mushaf’ı nedir?” Buyurdular ki: “Sizin elinizde bulunan Kuran’ın üç katı büyüklüğünde bir Mushaf'tır. Allah’a ant olsun sizin elinizdeki Kuran’ın bir harfi bile onda yoktur.” Dedim ki: “Allah’a ant olsun kâmil ilim budur.” İmam (a.s): “Bu da bir ilimdir ama kâmil ilim değil.” diye buyurdu.”
Acaba Peygamber (s.a.a) ve ashabı, Fatıma’nın (s.a) Mushafından haberdarlar mıydı? Eğer Allah Resulü (s.a.a), peygamber olmasına rağmen onu bilmiyor ve haberdar değildiyse, nasıl olur da Ehlibeyt’in (a.s) ondan haberi olur? Eğer ondan haberdardıysa neden onu ümmetten sakladı? Oysaki Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni ilet. Eğer bunu yapmazsan, O’nun mesajını iletmemiş olursun.”
Kısa Cevap

Fatıma (s.a) Mushaf’ı, Fatıma Zehra (s.a) zamanında Ali’nin (a.s) eliyle yazılmış olan bir kitaptır. Bu kitabın içeriği özel bir melek veya Cebrail (a.s) vasıtasıyla Hazreti Fatıma’ya (s.a) öğretilmiştir. Bu kitap, gaybî olayları ve Âli Muhammed’in (s.a) sırlarını içerir. Aynı zamanda İmametin bir nişanesi olup imamların birinden diğerine geçmiştir. Şu anda ise zamanın imamı Hazreti Mehdi’nin (a.f) elindedir. Birçok rivayete dayanarak bu kitabın Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonra yazılmasından ötürü, Allah Resulü’nden onun hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Ama bu, Peygamber’in (s.a.a) ondan haberdar olmadığı anlamını taşımaz. Zira bizler Peygamber’in (s.a.a) Allah’ın izniyle gelecekten de haberdar olduğuna inanmaktayız. Bu Mushaf’ın, imametin nişanelerinden olması ve Onlara has olması sebebiyle muhtevası halka bildirilmemiş ve umum için karar kılınmamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Fatıma Mushaf’ı

Ciltlenmiş olarak yani iki kapak arasında toplanan her yazıma, Mushaf denir. Bu yüzden her kitaba Mushaf demek mümkündür. İslam’ın ilk yıllarında Kuran’a da Mushaf denmiştir.[i]

İslam kaynaklarında Masumlara (a.s) has kılınan kitaplar zikredilmiştir ve onlar bu kitapların muhtevasından haberdardılar. Örneğin Ali’nin (a.s) kitabı, Ali (a.s) Mushaf’ı ve Fatıma (s.a) Mushaf’ı…

Bu kaynaklarda zikrettiğimiz son kitap için Fatıma (s.a) Mushaf’ı, Sahife-i Fatıma (s.a) ve Fatıma’nın (s.a) Kitabı gibi unvanlar kullanılmıştır.[ii] Bu konu ile ilgili birçok rivayet mevcuttur. Bu hadislerden bazıları senet yönünden zayıftır ama bazıları ise senet yönünden sahihtir. Bu nedenle, her ne kadar bu hadislerin teferruatlarında farklılık olsa da böyle bir kitabın varlığı hususu kesindir.

Fatıma Mushaf’ının Yazılması

Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra, mübarek kızı babasını kaybetmesinden ötürü çok üzülüyordu. Fatıma Zehra (s.a)’nın babasının ayrılığının tahammülü çok zordu.

Muteber bir rivayette Peygamber’in (s.a.a) vefatından Hazreti Zehra’nın şahadetine kadar olan süreçte, Allah tarafından görevli bir melek teselli vermek için Peygamber’in (s.a.a) kızına nazil oluyordu. Bazı rivayetlerde bu meleğin Cebrail (a.s) olduğu söylenir.[iii] O, Zehra’yı (s.a) babasının berzah âlemindeki durumundan ve gelecekteki olaylardan haberdar ediyordu.

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle naklediliyor:“Allah Resulü (s.a.a) vefat ettiğinde Fatıma (s.a) babasının vefatından dolayı o kadar mahzun olmuştu ki bu gam ve hüznün şiddetini sadece Allah bilir. Bu yüzden Allah-u Teâlâ, Ona (s.a) teselli vermesi ve kederini gidermesi için bir melek gönderdi. Fatıma (s.a), Ali’yi (a.s) bu konuda bilgilendirdi ve Ali (a.s) meleğin Hz. Fatma'ya ilettiği tüm o sözleri yazdı. Fatıma Mushaf’ı bu şekilde yazılmış oldu.”[iv]

Bu ve buna benzer başka rivayetlerden bu Mushaf’ın, Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra İmam Ali’nin (a.s) tarafından yazıldığı ve bir meleğin Hz. Fatma Zehra’ya (s.a.) aktarmış olduğu bilgi ve sözlerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Elbette önceki rivayetlere nispet daha az olan bazı rivayetlerde bu Mushaf’ın, Allah Resulü (s.a.a) zamanında yazıldığı nakledilmiştir. Seyit Cafer Murtaza Amili ( tarih alanında tanınmış muasır Şii âlimi) farklılıkların ortadan kalkması ve rivayetleri bir araya getirmek amacıyla şöyle diyor: Mushaf, Allah Resulü (s.a.a) zamanında yazılmaya başladı ve bir kısmı Peygamber'in hayatı döneminde yazıldı. Devamı ise Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra yazıldı.[v]

İlahi bir meleğin Hazreti Fatıma (s.a) ile konuşması uzak bir görüş değildir. Zira Kur'an'da seçkin kadınların meleklerle konuştukları açıkça beyan edilmiştir. Bu konuda Kur'an şöyle buyuruyor: “Hani melekler, “Ey Meryem! Allah seni seçti, arındırdı ve seni âlemlerin kadınlarına üstün kıldı.” dediler.”[vi] Oysaki Hazreti Meryem (s.a) sadece kendi zamanının kadınlarından üstündü ama Fatıma (s.a) tüm zamanlardaki kadınlardan daha üstündür.

Mushaf’ın Muhtevası

Rivayetlerin incelenmesiyle bu kitapta şu konuların işlendiğini görüyoruz:

1-     Gelecekteki olaylardan haberler.[vii]

2-     Hazret-i Fatma Zehra’nın (s.a) vasiyeti.[viii]

3-     Kıyamet gününe kadar, hüküm sürecek olan emirler.[ix]

4-     Hazret-i Fatma Zehra’nın (s.a) soyunun başına gelecek olanlar.[x]

5-     Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonraki berzah alemindeki durumu hakkında bilgi.[xi]

Burada örnek olarak bir rivayete değineceğiz: İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: “Şüphesiz Fatıma (s.a), Peygamber’den (s.a.a) sonra yetmiş beş gün yaşadı. Bu müddette babasını kaybetmesinden dolayı çok kedere büründü. Bu sırada Cebrail (a.s) O’nun yanına geliyor ve Zehra’ya (s.a) teselli veriyordu. Onu sakinleştiriyor ve babasının durumundan ve yerinden haberdar ediyordu. Çocuklarının geleceği konusunda bilgiler veriyordu. Ali (a.s) ise tüm bunları yazıyordu ve Mushaf bu şekilde yazılmış oldu.”[xii]

İmamların (a.s) Söz konusu Mushaf’ın Kuran’la Farklılığına Tekitleri

Bazı kimseler bu mushaf konusunu bahane ederek Şia'ya Kuran’da tahrif olduğunu ve bir takım ayetlerin bu Mushaf'ta olduğuna inandıkları isnat edebilirler. Bu yüzden İmamlar (a.s) bu Mushaf'ta herhangi bir Kuran ayetinin olmadığı vurgusunu yapmışlardır.[xiii] Allame Askeri şöyle yazıyor: “Bazı Ehli Sünnet yazarları, Ehlibeyt mektebi mensuplarına töhmet atıyor ve diyorlar ki: Onların Fatıma Mushaf'ı adında başka bir Kuranları var. Çünkü Fatıma’nın (s.a) kitabının adı Mushaf'tır ve İslam’ın ilk yıllarında beri bazı Müslümanlar Kuran’a Mushaf da demişlerdir.”[xiv] Bu şüphenin ortadan kalkması için Ehl-i Beyt'en gelen hadislere dikkat etmek yeterlidir. Onlar açıkça Fatıma'nın mushafının Kur'an'la bir alakasının olmadığını beyan buyurmuşlardır. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste şöyle diyor: “Allah’a ant olsun Fatıma Mushaf’ı bizim yanımızdadır ve onda Kuran’dan bir ayet dahi yoktur.”[xv]

İmamet Nişanesi

Uzunca bir hadiste İmam Rıza (a.s) imamın nişanelerini sayıyor ve buyuruyor ki: “İmamın alametlerinden birisi de Fatıma Mushaf’ının onun yanında olmasıdır.”[xvi] Ayrıca İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: “İmam Bakır (a.s) şehit olmadan önce Fatıma Mushaf’ını bana teslim etti.”[xvii]

Bu Mushaf, yazılışından sonra İmamların elindeydi ve imamlar arasında elden ele geçmiştir. Şu anda ise bu Mushaf zamanın imamı Hazreti Mehdi'nin (a.f) yanındadır.

Peygamberin (s.a.a) Mushaf Hakkındaki Bilgisi

Birçok rivayete dayanarak Mushaf’ın Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonra yazıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, Peygamber (s.a.a) bu Mushaf’a hiç işarette bulunmamıştır, ama bu Allah Resulü’nün (s.a.a) o Mushaf'tan haberdar olmadığı anlamına gelmez. Bizler, Peygamber’in (s.a.a) Allah’ın izni ile gelecekten haberdar olduğuna inanmaktayız. Hazret Resulullah (s.a.a), şu anda bile Kuran ayetinin de buyurduğu gibi bütün amellere ve olaylara şahitlik etmektedir. Elbette bu kitap İmamlara özel olup İmametin nişanelerinden olduğu için halkına geneline açıklanmamıştır.

Daha önce de söylediğimiz gibi, hatta bazı rivayetlere göre Mushaf’ın bir kısmı Peygamber'in (s.a.a) zamanında yazılmıştır.

Buna ilaveten Fatıma Mushaf’ı, Kuran’ın bir bölümü değildi ki Peygamber (s.a.a) onu beyan etmede vazifeli olsun. Diğer taraftan İslam Peygamberi (s.a.a) teferruatla ilgili bir çok hükmü veya Kur'an'ın gelecekle ilgili ayetlerinin tefsirini zamanı gelmediği için beyan etmemiş ve bunları İmamlara bırakmıştır.[xviii] Çünkü kendisinden sonraki masum olan mercileri yani Ehl-i Beyt imamlarını tanıtmakla gerçekte dinin her yönünün anlaşılmasını sağlamış ve her şeyi genel anlamda açıklamıştır. Buna binaen, Efendimizin bir konuda haber vermemesi ondan habersiz olduğuna delil sayılmaz.



[i] Lisan’ul-Arap, 9.c, 186.s

[ii] İbni Babeveyh Kummi, El-İmametu vet-Tebsire, 12.s

[iii] Kâfi, 1.c, 241.s

[iv] Kâfi, 1.c, 238.s

[v] Seyit Cafer Murtaza, Halfiyyatu Kitabi Me’setuz-Zehra, 6.c, 57-58.s

[vi] Âli İmran Suresi, 42. Ayet

[vii] El-İhticac, 2.c,134.s

[viii] El-İhticac, 1.c,241.s

[ix] El-İhticac, 2.c, 134.s

[x] Kâfi, 1.c, 241.s

[xi] Kâfi, 1.c, 241.s

[xii] Kâfi, 1.c, 241.s

[xiii] Muğniye, Muhammed Cevad, Eş-Şiatu fil-Mizan, 61.s

[xiv] Mealim’ul-Medreseteyn, 2.c, 32.s

[xv] Kafi, 1.c, 238.s

[xvi] Men La Yehzuruhul-Fakih, 4.c, 419.s

[xvii] Bihar’ul-Envar, 26.c, 47.s

[xviii] Mutevatir hadis olan Sakaleyn Hadisi’nde belirttiği gibi:  إِنِّی تَارِکٌ فِیکُمُ الثَّقَلَیْنِ مَا إِنْ تَمَسَّکْتُمْ بِهِمَا لَنْ تَضِلُّوا کِتَابَ اللَّهِ وَ عِتْرَتِی أَهْلَ بَیْتِی وَ إِنَّهُمَا لَنْ یَفْتَرِقَا حَتَّى یَرِدَا عَلَیَّ الْحَوْضَ Vesail’uş-Şia, 27.c, 33.s

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar