Gelişmiş Arama
Ziyaret
5604
Güncellenme Tarihi: 2010/11/08
Soru Özeti
bazı vacip ve müstahaplara önem verilmesi namazın yerine geçebilir mi?
Soru
acaba fakirlere, hastalara, camilerin yapılmasına vb. gibi yerlere yardım etmek namazın kılınmamasını telafi ediliyor mu?
Kısa Cevap

Cevaba geçmeden önce bir noktayı açıklamamız lazım, oda şudur: İslami hüküm ve yasalarda, her ne kadar maslahat ve mefsede konusunu göz önünde tutulmuş ise de, insanın aklı bu hükümlerin tüm fayda ve zararlarını tek başına derk edebilmesi olanaksızdır. Bu bağlamda kesinlikle Allahın vahyine ve masumların sözlerine tabi olması gerekir. Bu nedenle sorduğunuz yukarıdaki sorunun[1] cevabı noktasında ayet ve rivayetlere bakıp ayet ve rivayetlerin söylediği neyse onu ancak yapabiliriz. Onun ötesine gitmek doğru olmadığı gibi sorumluluk getiriyor. Yapılan araştırma neticesinde şunu diyebiliyoruz: fıkıhta tahyiri; yani insan iki amel karşısında seçenek sahibi kılınmış, ikisinden her hangi birisini seçip yerine getirebiliyor şeklinde bazı vacipler var olmaktadır. Örneğin orucun kefareti bağlamında altmış gün oruç tutmak ile altmış fakirin karnını doyurmak veya bir müd (yaklaşık 750 gr.) değerinde yiyecek vermek arasında muhayyer ve onlardan her hangi birisini seçip yerine getirebiliyor.[2] Ama farz olan namazlar hakkında böyle bir durum söz konusu değildir. Yani hiçbir şey namazın yerini dolduramıyor. Hatta diğer iyi amellerin kabul görülmesi, namazın kabul olunmasına bağlayan rivayetler var olmaktadır. Aşağıdaki rivayet gibi ki, şöyle buyuruyor: namaz kabul görülürse diğer ameller de kabul görülecek, namaz kabul görülmese diğer amellerde kabul görülmeyecektir.[3]  

Her halükarda başka amellerin namaza alternatif olabileceği noktasında kurandan veya rivayetten her hangi bir delil olmadığı halde sanılarımıza dayanarak amel edemeyiz. Aksi takdirde Allah katında hüccetsiz kalırız. Farklı hastalıklara sahip olan bir kimse, doktora müracaat etmiş, doktor her hastalığı için has bir ilaç uygun görmüş. Hasta olan kimse has hastalığı ( örneğin kalp hastalığı) için uygun görülmüş ilacı değil, başka bir hastalığı (örneğin diyabet hastalığı) için uygun görülmüş ilacı defalarca içemeyeceği gibi, nafileleri yerine getirmek (müstahap olan şeylerle meşgul olmak) bahanesiyle temel ve çok önemli olan namaz gibi farz olan ilahi emirden gafil kalıp başka bir şeyi onun yerine koyamayız.

Ama kazaya kalmış müstahap bazı namazlar; örneğin kazaya kalmış gece namazı gibi, sadaka vererek telafi edilmesi mümkündür.[4]    



[1]  Acaba fakirlere, hastalara, camilerin yapılmasına vb. gibi yerlere yardım etmek namazın kılınmamasını telafi ediliyor mu?

[2] Tevziu'l-Meseil-i Meraci, c. 2, s. 928.

[3] Muhadis-i Nuri, Müstedrekü'l-Vesail, c. 3, s. 25.

[4] Günlük namazlara bağlı nafile (sünnet) namazları (geşmiş ise) kaza olarak yerine getirilmesine tekit edilmiş nafilelerden sayılmakta ve şöyle rivayet edilmektedir: "dünyayla meşgul olup nafileyi terk eden kimse, Allah Resulünün sünnetini hafife almış, önemsememiş ve zayi etmiş bir kimse olarak Allahın huzuruna varır. (Tümünü) kaza edemiyorsa her iki rekât yerine bir müd (yaklaşık 750 gram) kefaret versin. İki rekât için bir müd veremiyorsa dört rekât için bir müd versin, dört rekât için veremiyorsa, gece namazı için bir müd, gündüz nafileleri için de bir müd, bunu da veremiyorsa (en azında) günlük nafileleri için bir müd verisin. Elbette (bilinmelidir ki,) kaza etmek sadaka vermekten daha faziletlidir. (er-revdetu'l-Behiyye fi Şerhi'l-Luma'i-d-Dimişkiye, (eski çap), c. 2, s. 109).    

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar