Please Wait
21594
Yaşamda sakinlik ve düşüncenin rahatlığı demek olan huzur, İslam’ın övdüğü güzel bir hakikattır. İslam ona ulaşmak için yollar koymuştur. İslamın öngördüğü huzura ulaşmanın yollarından bazıları şunlardır: Allah’ı anmak, hüsn-ü zan, kendine güven, uzun arzulara kapılmamak, evlenmek, yaşamda ve işlerde programlı olmak, geceden istirahat etmek için faydalanmak, siyah üzüm gibi sağlıklı ve doğal yiyecekler yemek, başı ve elbiseleri yıkamak gibi temizlikler yapmak vs. Buna karşılık huzura engel olan nedenlerde vardır: Dünyaya düşkünlük, kıskançlık, şüphe ve ikilemde olmak, tamah vb. bunlardandır.
Kısacası dini kaynaklarda huzura kavuşmak için yollar gösterilmiştir. Bu da, ona ulaşmanın mümkün olduğunu gösteren en iyi delildir. Ayrıca dinin buyruklarına amel ederek huzura ulaşan büyüklerin yaşamına bakarsak huzura ulaşmanın bir hayal olmadığı gerçeğini görürüz. Biz de dinimizin buyruklarını yerine getirirsek bunu kendimizde görür ve yaşarız.
Huzur, yani sakinlik, teskin ve düşünce rahatlığı demek olup,[1] tedirginlik, endişe ve ıztırabın karşıt manasınıdır.
İslam’a göre huzur ve sakinlik gerçektir ve ulaşılabilir bir şeydir. Dini kaynaklarımızda huzura ulaşmanın yolları beyan edilimiştir. Bu da ona ulaşmanın mümkün olduğuna en güzel delildir. Ayrıca dinin buyruklarına amel eden ve huzura ulaşan büyüklerin yaşamını incelediğimizde huzurun ulaşılmayan bir hayal olmadığı gerçeğini görebiliriz. Bizlerde dinin buyruklarını yerine getirirsek onu yakından görür ve yaşarız.
Huzura Ulaşmanın Yolları
Kur’an ve rivayetlerde huzura ulaşmak için zikredilen çeşitli yolların bazılarını aşağıda getiriyoruz:
1-Allah’ı Anmak: Kur’an buyuruyor: ‘İyice bilin ki gönüller, Allah'ı anmakla yatışır, kuvvet bulur.’[2] Allah’ı anmaktan maksat, insanın her zaman, alemde hiçbir varlığın, Allah’tan özgür ve ayrı olarak varolamayacağına yakin etmesidir, nerede kaldıki herhangi bir etkinin kaynağı olabilsinler: ‘Şüphe yok ki bütün yücelik ve kudret Allah'ındır.’[3] Ve bütün mülk ve varlık onundur. Kulların izzet ve zilleti O’nun elindedir. O her şeye kadirdir.[4]
Böyle bir insanın hiçbir endişe, korku ve hüznü olmaz. Nitekim Kur’an buyuruyor: ‘Kim benim hidayetime uyarsa, onlara ne korku var ve ne de mahzun olacaklardır.’[5] Evet, insan tüm varlığıyla, alemdeki bütün değişim ve güçlerin gerçekten yalnızca yüce Allah’a bağlı olduğuna inanırsa ve ardından ‘La Havle ve La Kuvvete İlla Billah-il Aliyy-il Azim’ zikrini söylerse, artık hiç bir endişe ve ıztırabı kalmaz. Resul-ü Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘La Havle ve La Kuvvete İlla Billah-il Aliyy-il Azim, zikri 99 derdin şifasıdır ki, o dertlerin en düşüğü dert ve kederdir.’[6]
2-Allah’a Tevekkül Etmek: Tevekkül, insanın üzerine düşen vazifesini gücü ölçüsünde yerine getirmesi ve sonra sonucu Allah’a havale etmesi demektir. Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: ‘Kim Allah'a dayanırsa O, yeter ona’[7]
3-Allah’ın Rızasına Razı Olmak: İnsan, Allah-u Teala’nın her zaman kullarının hayırını istediğine inanır ve ilahi isteğe razı olursa asla tasası olmayacaktır.
4-İlahi İnsalarla İlişki ve Onlara İtaat: Allah-u Teala peygamberine şöyle buyuruyor: ‘Mallarından sadaka al da temizle, onları o sadakayla arıt ve dua et onlara. Şüphe yok ki senin duan, onlara bir sükun, bir huzur verir’[8]
5-Mümin ve Salih Bir Eşle Evlenmek: Kur’an şöyle buyuruyor: ‘Ve delillerindendir ki kendi cinsinizden eşler yaratmıştır size, sükun bulup durulasınız diye.’[9]
6-Gece İstirahat Etmek: Allah-u Teala, şöyle buyuruyor: ‘Öyle bir mabuttur ki geceyi dinlenmeniz için yaratmıştır.’[10]
7- Sağlıklı ve Doğal Yiyecekler Yemek: Rivayetlerde siyah üzüm[11] yemenin üzüntüyü giderdiği buyurulmuştur.
8 –Temizlik: Elbise,[12] baş[13] vb. uzuvları yıkamanın üzüntü ve kederi giderdiği hakkında bir çok rivayet gelmiştir.
Bunlar huzura ulaşmanın yollarını gösteren bazı ayet ve rivayetlerdir.
Öte yandan insanın huzuruna engel olacak ve düşüncesini perişan edecek şeylerden uzak durulursa bunlarda huzura ulaşmanın ortamını hazırlar.
Rivayetlerde huzura engel olan nedenler de zikredimiştir ki, bazıları şunlardır:
1-Dünyaya Bağlılık: Resul-ü Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Dünyaya bağlılık, gam ve hüzüne neden olur; zühd ve rağbetsizlik ise kalbin ve bedenin rahatlığının nedenidir.’[14]
İmam Humeyni’de (r.a) oğlu Hacı Seyyid Ahmed’e rivayetlere dayanarak şöyle buyurdu: ‘...Çeşitli kesimler üzerinde yaptığım incelemelerden sonra vardığım sonuç şudur: Güçlü ve zengin kimselerin iç ve ruhsal sıkıntıları diğerlerine göre daha fazladır. Ulaşamadıkları arzu ve emelleri ise daha çok acı vericidir... İnsanların kurtuluş nedeni ve kalplerin sükuneti olan şey dünya bağlarından kurtulmak, onlardan temizlenmektir. Bu da ancak Allah’ı daima zikretmekle elde edilir.’[15]
2-Halkın Malında Gözü Olmak: Resulü-ü Ekrem buyuruyor: ‘Başkasının malında gözü olanın hüzün ve kederi uzun olacaktır.’[16]
3-Haset: Emir-ul Müminin Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Hasetçinin dışında mazluma en çok benzeyen bir mazlum görmedim; zira hep kederli ve hüzünlü bir kalbi vardır.’[17]
4- Şüphede olma ve Rızasızlık: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki Allah, hikmet ve faziletiyle rahatlık ve sevinci yakin ve rızasında, keder ve gamı ise şüphe ve rızasızlığında bırakmıştır.’[18]
Demek ki, huzura ulaşmak bir hayal değildir, aksine ulaşılabilecek bir hakikattır. Dini kaynaklarda ona ulaşmak için bir çok ameli yollar zikredilmiştir.
[1] -el-Misbah-ul Münir, ‘ط’ harfi, Tume’n kelimesi.
[2] -Rad/28
[3] -Nisa/139
[4] -Al-i İmran/26
[5] -Bakara/38
[6] -Bihar-ul Envar, c.74, s.88.
[7] -Talak/3.
[8] -Tevbe/103
[9] -Rum/21
[10] -Yunus/67
[11] -(el-Mahasin), Bekr b. Salih’ten, o da İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Peygamberlerden biri gamdan Allah’a şikayet edince Allah Ona üzüm yemesini emretti.’ (Bihar-ul Envar, c.73, s.323).
[12] -Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Elbisenin yıkanması üzüntü ve hüznü giderir.’ (Bihar-ul Envar, c.76, s.84).
[13] -İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Birinin üzüntüsü olsa ve onun neden dolayı olduğunu bilmezse başını yıkasın.’ (Bihar-ul Envar, c.73, s.323).
[14] -Bihar-ul Envar, c.73, s.91.
[15] -Vade-i Didar, h.ş. 26/4/1363 tarihli name, Müessesse-i Tanzim-i Neşr ve Asar-ı İmam.
[16] -a.g.e, c.77, s.172.
[17] -a.g.e, c.73, s.256.
[18] -a.g.e, c.77, s.61 ve Tuhef-ul Ukul.