Gelişmiş Arama
Ziyaret
17175
Güncellenme Tarihi: 2009/10/12
Soru Özeti
Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
Soru
İnsanların cennetteki durumu nasıl olacaktır? Onlar bu dünyevi cisim ile mi cennete gireceklerdir yoksa sadece ruhlar mı orada bulunabilir?
Kısa Cevap

Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa hayali ve misali bir cisim olup olmayacağı akli deliller yoluyla kanıtlanabilecek konular zümresinden değildir. Bu yüzden bir grup mütekellim ahireti sadece cisimsel bilmiş, beden ve mekanizması dışında bir ruhun varlığına inanmamıştır. Başta Meşşa ekolü takipçileri olmak üzere bir grup filozof da sadece ruhani ahirete inanmıştır. Onlar, öldükten sonra ruhun beden ile ilişkisinin kesildiğini ama mevcut ruhun maddeden yoksun olması nedeniyle fena ve yokluğa maruz kalmayacağını ve beden ile ilişkisinin kesilmesinden sonra baki ve ebedi kalacağını söylemiştir. Ama birçok bilge, arif, kelam ilmi bilgini ve Şeyh Müfit, Şeyh Tusi ve Hacı Nasır gibi Şii âlimler her ikisine inanmış ve dirilişte ruhun bedene döneceğini ve neticede insanın dirilişinin cisimsel olacağını söylemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Kesin olan şey, ahiret ve dirilişe inanmanın tanrıya inanmak gibi tüm din ve mezhep takipçilerinin inançları olduğudur.[1] Dolayısyla hikmetli bir başlangıca inanan fertler – her ne kadar belirli bir mezhebi takip etmeseler bile -  batini vicdan ve deruni bilinçleri vesilesi ile bu genel inancı (diriliş) itiraf ederler. Ama onlar bunun niteliği hakkında görüş ayrılığı taşırlar. Diriliş cisimsel midir yoksa ruhani midir, cisimsel olması durumunda ahiretteki beden insanın bu dünyada taşıdığı doğal beden gibi midir veya beden misali veya berzah bedeni olarak adlandırılan daha latif bir beden midir? Burada özet olarak bilginlerin görüşlerini dile getirecek ve sonra meşhur görüşü açıklayacağız:[2]

1. Bir grup mütekellim dirilişi sadece cisimsel bilmiş, beden ve mekanizması dışında bir ruhun varlığına inanmamıştır.

2. Bir grup filozof özellikle Meşşa ekolü takipçileri sadece ruhani dirilişe inanmış ve şöyle demiştir: Öldükten sonra ruhun beden ile ilişkisi kesilir, ama mevcut ruh maddeden yoksun olduğu için onda fena ve yokluk olmaz ve onun bedenle ilişkisi kesildikten sonra baki ve ebedi olur. Bu görüş, bu grup filozofun cisimsel dirilişin şüphe ve eleştirilerini yanıtlayamamalarından kaynaklanmış, onlar çaresiz olarak ruhani dirilişe inanmış ve cisimsel dirilişi ise inkâr etmiştir.

3. Birçok bilge, arif, kelam ilmi bilgini ve Şeyh Müfit, Şeyh Tusi ve Hacı Nasır gibi Şii âlimler her ikisi hususa inanmaktadır: Dirilişte ruh bedene döner ve neticede insanın dirilişi cisimseldir. Elbette bu cisim ruhsuz değil, ruh taşıyan bir cisimdir. Bu görüşü taşıyanlar iki gruba ayrılmıştır:

A. Onların bazıları kıyamette ruhun doğal ve kimyasal etki ve etkileşim içinde olan tabii ve maddi bir bedene döneceğine inanır.

B. Bir grup da ruhun latif, maddeden arı, miktar ve şekil sahibi bir misal ve berzah bedenine döneceğine inanır. Bu latif beden bir tür dünya bedenine tekabül eder ve onu gören herkes “bu” dünyada yaşayan filan insandır der. Ama maddi olmadığından ve kimyasal ve fiziksel etki ve etkileşim kabiliyeti taşımadığından onunla arasında fark olur.  Bu cisim insanın rüyada gördüğü cisimler gibidir.

Her ne kadar akli deliller diriliş ve bu dünya dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de dirilişin niteliği, sadece ruhani ve cismani olup olmadığı ve cisimsel olması durumunda maddi mi yoksa berzah ve misal cismi mi olup olmadığı konuları akli deliller yoluyla ispat edilebilecek konular değildir. Bu yüzden büyük bilge İbn. Sina şöyle demektedir: Bilinmelidir ki dirilişin bir bölümü şeriat yoluyla nakledilmiş ve şeriat onu kabul etmiştir. Onu ispat etmek için şeriat ve Hz. Peygamberin (s.a.a) tasdik yolu dışında başka bir yol yoktur ve o bedenin dirilmesi ile ilgilidir. Cisimsel dirilişin niteliği ve onun detaylarını şeriat delili ve vahyin bildirimi ile kabullenmeliyiz; zira belirtilen kıstas insanlığın bu yolla hakikatleri kavraması için en güvenilir ve mükemmel ölçüdür.[3]

Bundan dolayı dirilişin niteliği hakkında Kur’an ayetleri ve hadislere müracaat etmek ve bu zor meselede onlardan yardım almak zorunludur.

Kur’an ve Cisimsel Diriliş

Kur’an ayetleri açıkça insanların dirilişinin kıyamet gününde sadece ruhani olmadığına, bunun hem ruhani ve hem  cismani olduğuna tanıklık etmektedir. Aynı şekilde ruhun bağlı olacağı cisim de dünyevi maddi cisim olacaktır. Birçok ayet buna delalet etmektedir ve burada kısa olması için sadece bir kaçını belirtmekle yetiniyoruz:

1. Bazı ayetler kemiklerin dirilmesini muhal bilen kimselere yanıt vermektedir: De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”[4]  İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır? Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.[5]

2. Bir grup ayet kıyamet gününde insanın kabirden kalkacağını ve hesaba çekileceğini bildirmektedir: Fakat bilmez mi ki kabirlerdekiler, dışarı çıkınca.[6] Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.[7]

3. Bazen Kur’an cisimsel dirilişin imkânını, onun dünyada gerçekleşmesi aracılığıyla ispat eder; Uzeyr’in[8] şaşırtıcı serüveni ve Hz İbrahim’in Allah’tan cisimsel diriliş hakkındaki sorusu bu kabildendir.[9]

Kur’an-ı Kerim’in bazen ilk hayata yöneltmesi ve bazen de Uzeyr veya Ashabı Kehf kıssasında olduğu gibi ölülerin dirilmesine dönük örnekler vermesinden, insanın yeni hayatının bu maddi bedenle birlikte olacağı neticesi elde edilir.

İmam Ali’nin Nehcü’l Belağa’daki sözlerinden de diğer dünyada insanların dirilişinin tabii beden ile olacağını anlamak mümkündür. İmam Ali (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: Biliniz ki insanın bu nazik derisi ateşte dayanamaz, o halde kendinize merhamet edin…[10]  Veya şöyle buyurmaktadır: Diriliş zamanı gelecek, o zaman insanları mezarlıklardan çıkaracaklardır. Bu esnada onların tümü Allah’ın emriyle koşacak ve hızlıca dönüş yerine doğru ilerleyecektir.[11] İmam Ali başka bir yerde şöyle buyurmaktadır: Yeryüzü içinde bulundurduğu her şeyi dışarıya atacak, Allah onları eski haldeyken yenileyecek ve dağılmışken toplayacaktır…[12]

4. Renkli meyvelerden[13], kuşların etinden[14] ve gözü büyük kadınlarla evlenmekten[15] yararlanmak gibi cennette iyi fertlere vaat edilmiş birçok nimet, dirilişin cisimsel olmaması durumunda zor bir şekilde tasavvur edilebilir.

Netice: Meşhur mütekellim, filozof ve din âlimleri ayet ve rivayetlerden yararlanarak insanların kıyamet gününde dirilişinin cisimsel olacağına inanır.

Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için 125. (Site: 2404) yanıta müracaat edebilirsiniz. 

 


[1] Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için 11594. Soruya (Site: tr11443) (Ehli Kitap Açısından Cisimsel Ahiret) müracaat edebilirsiniz.

[2] Molla Sadra, Mebde ve Mead, Ahmed bin Muhammed Hüseyni Erdekani, Abdullah Nurani, s: 433 – 436, Merkezi Neşri Danişgahi, Tahran, 1362; Subhani, Cafer, İlahiyat ve Mearifi İslami, S: 290 – 297, İntişaratı Şafak, Kum, çapı dovvum, 1379.

[3] Bu Ali Sina, İlahiyat Şifa, Hasanzade Amuli, Hasan, Makalei 9, s: 460, İntişaratı defteri tabligatı İslami, Kum, çapı evvel, 1376.

[4] Yasin Suresi, 79. ayet: “قُلْ يُحْييهَا الَّذي أَنْشَأَها أَوَّلَ مَرَّةٍ وَ هُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَليم

[5] Kıyamet Suresi, 3 - 4. ayet: "أَ يَحْسَبُ الْإِنْسانُ أَلَّنْ نَجْمَعَ عِظامَهُ * بَلى‏ قادِرينَ عَلى‏ أَنْ نُسَوِّيَ بَنانَه‏".

[6] Adiyat Suresi, 9. ayet: "أَفَلا يَعْلَمُ إِذا بُعْثِرَ ما فِي الْقُبُور".

[7] Yasin Suresi, 51. ayet: "وَ نُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذا هُمْ مِنَ الْأَجْداثِ إِلى‏ رَبِّهِمْ يَنْسِلُون‏".

[8] Bakara Suresi, 259. ayet: "أَوْ كَالَّذي مَرَّ عَلى‏ قَرْيَةٍ وَ هِيَ خاوِيَةٌ عَلى‏ عُرُوشِها قالَ أَنَّى يُحْيي‏ هذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِها فَأَماتَهُ اللَّهُ مِائَةَ عامٍ ثُمَّ بَعَثَهُ قالَ كَمْ لَبِثْتَ قالَ لَبِثْتُ يَوْماً أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قالَ بَلْ لَبِثْتَ مِائَةَ عامٍ فَانْظُرْ إِلى‏ طَعامِكَ وَ شَرابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْ وَ انْظُرْ إِلى‏ حِمارِكَ وَ لِنَجْعَلَكَ آيَةً لِلنَّاسِ وَ انْظُرْ إِلَى الْعِظامِ كَيْفَ نُنْشِزُها ثُمَّ نَكْسُوها لَحْماً فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ قالَ أَعْلَمُ أَنَّ اللَّهَ عَلى‏ كُلِّ شَيْ‏ءٍ قَدير".

[9] Bakara Suresi, 260. ayet: "وَ إِذْ قالَ إِبْراهيمُ رَبِّ أَرِني‏ كَيْفَ تُحْيِ الْمَوْتى‏ قالَ أَ وَ لَمْ تُؤْمِنْ قالَ بَلى‏ وَ لكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْبي‏ قالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلى‏ كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءاً ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتينَكَ سَعْياً وَ اعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ عَزيزٌ حَكيم‏".

[10] Meadihah, Abdu’l Mecit, Hurşidi bi gurubu Nehcü’l Belağa, hadis 182, s: 218, Neşri Zerre, çapı evvel, 1373.

[11] a.g.e, hadis 82, s: 80.

[12] a.g.e,  hadis 108, s: 125.

[13] Mürselat Suresi, 42. ayet; Muminun Suresi, 19. ayet; Saffat Suresi, 42. ayet; Duhan Suresi, 55. Ayet …

[14] Vakıa Suresi, 21. ayet; Tur Suresi, 22. Ayet…

[15] Rahman Suresi, 72. ayet; Vakıa Suresi, 22. Ayet…

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar