Gelişmiş Arama
Ziyaret
6825
Güncellenme Tarihi: 2009/08/20
Soru Özeti
Allah Teala bir şahsiyete ve kendini bilme özelliğine sahip mi?
Soru
Allah Teala bir şahsiyet ve kimliği var mı ve kendini bilme özelliğine sahip mi? Ben bunu anlayabilmiyorum, ama eğer ona bir şahıs (insan ya da fertteki gibi değil elbette), gözüyle bakmazsak ve kendi bilincinde olmazsa, onu nasıl bağışlayıcı bilebiliriz; ondan ilim talep etmiyor muyuz? Alsında bağışlama ve ilim sıfatı yalnızca kendi bilincinde olan bir varlık için söz konusu edilebilir. Bunlara dayanarak Allah Teala’nın belli bir kimliği ve şahsiyeti var mı ve kendi bilincinde midir? Eğer sahip değilse ona nasıl ibadet ediyoruz, onunla nasıl konuşuyoruz ve ondan nasıl istekte bulunuyoruz? Bunları açıklar mısınız?
Kısa Cevap

İslam, Hıristiyanlık dininin aksine Allah Tealayı bir insan olarak görmemiş ve Allah Teala’yı sınırlı bir varlık olarak telakki etmemiştir. Onun insani bir vücuda sahip bir varlık olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İslam dininde Allah Teala:

1.             İnsanla karşılaştırılmaz.

2.             İnsanda bulunan benzer sıfatlar ona isnat edilirken insandaki sınırlılıklardan tecrit edilmelidir.

3.             Böyle bir yaratıcının, özel bir kimliğe sahip oluşu kendi bilincinde oluşu, insansı bir anlamda değil elbette; sahip olduğu dergâha yüz çevirmek, ibadet ve dua etmek insandaki sınırlıkları ona atfetmeği gerektirmez.

Çünkü Allah Tealanın şahsiyeti, vücudunun sınırsız olmasıyla özdeştir. Allah Tealanın, kendi bilincinde oluşu sınırsız zatına olan bilgisidir. Aynı şekilde dua ve ibadet, zatının sınırlı olmasını gerektirmez. Çünkü dua ve ibadet, insanın kendi çapında Onun hakkında genel bir bilinç elde etmesiyle gerçekleşebilir.
Ayrıntılı Cevap

Anlaşıldığı üzere, soruyu soran kimse, Hıristiyanlık dininin öğretilerinden etkilenerek Allah Teala için insani bir yapı ve kalıp telakki etmiştir. Hıristiyanlık kültüründe Allah (God) insansı (personal) bir yapıya sahiptir. Yani bu kültürde Allah’a insansı bir yapı sahip bir varlık olarak bakılmaktadır. İşte bu yüzden Allah Teala’nın sınırlı olmasını Onun bir kimlik ve şahsiyete sahip olması için gerekli sanılmış ve konuyu kavranamamıştır. Oysa bu düşünce doğru değil ve böyle bir gereklilik şart değil ve Allah Teala’nın kimliği zatının sınırsız olmasıyla da çelişmemektedir.

İslami açıdan ve İslami öğretiler üzere Allah Teala kendine ait bir şahsiyete sahiptir. Bu bakış açısından Allah Teala insani yapı ve vücuda sahip değildir. İşte bu yüzden O, insanla karşılaştırılamaz insanın taşıdığı sıfatların özellikleri onda tatbik edilemez. Yani bu sıfatlar insanda taşıdığı sınırlılıklar ve eksikliklerden tamamen tecrit edildikten sonra Allah Teala’ya isnat edilme kabiliyetine ulaşır.

Bu esas uyarınca şöyle denilmelidir: Allah Teala kendine ait bir şahsiyete sahiptir. Ancak Onun varlığı terkip ve bileşimden uzak olduğu için kimlik ve şahsiyeti varlığının kapsamlılığı ve kuşatıcılığı ve sınırsızlığıyla belirginleşir.[1]

Allah Tealanın, kendini bilmesi, sınırsız zatına olan ilmidir.

Sahip olduğu dergâha yüz çevirmek, ibadet ve dua etmekte zatının sınırlı olmasını gerektirmez. İnsan Allah Teala’nın zatını tanıma kudretine sahip olmasa da, (çünkü sınırlı olan ilmimizle sınırsız olan varlığı bilmek mümkün değildir[2]) ama varlığımızın boyutları ölçüsünde onu tanıma kapasitesine sahibiz. Aslında bütün mahlûkat bilfiil olarak onu tanımaktadırlar. Gerçi bazıları bu bilgilerinin bilincinde değiller veya ilimlerini tatbik etmede hataya duçar olmuşlardır.[3] “O bütün cahillerin de bildiği ve tanıdığı yüce bir varlıktır.”[4]

Diğer bir yandan, Allah dışında bütün mahlûkat zaten (özleri itibariyle) Allah Teala’ya bağımlıdırlar.[5] İnsan, bir yandan Allah Teala’ya ve diğer yandan kendi ihtiyaçlarına olan marifeti sebebiyle, ihtiyaçlarını karşılamak için elini ihtiyaçsız olanın kapısına uzatmaktadır. Bu da Allah Teala’nın zatının özüne bilgiyi gerektirmez. Buna göre şöyle bir eleştiri de kendiliğinden anlamsızdır: Nasıl olur da mümkün olan bir varlık vacip olan bir varlığın zatını bilimiyle kuşatabilir?

Evet, Peygamber’in buyurduğu gibi: ‘‘(Ey Allah’ım) Ben, seni, senin layık olduğun tanıma gibi tanıyamadım.’’[6] Yâda ‘‘Sana layık bir kullukla sana kulluk edemedim.’’[7] demek gerekir. Çünkü Allah Tea’lanın layık olduğu, hak ettiği bir ibadet ancak Allah Tea’lanın özünün, hakikatinin tanınması ile mümkündür. Böyle bir şey ise sınırlı varlıklar olan insan ve diğer yaratıklar için mümkün değildir. Ancak bütün bunlarla birlikte, beşerin kendi varlık sınırları çerçevesinde Allah’ı tanımasına ve Ona ibadet etmesine engel teşkil etmez.

Başka bir tabirle Allah Teala’nın zatı, “geybil guyub” makamında belirli bir isme, resme, nişaneye sahip olmasa da (çünkü bu makamda zaten tektir), tecelli makamında nişanelere, sıfatlara, isimlere sahiptir.[8] Her mahlûk sahip olduğu makam ve irtibat ölçüsünde Allah Teala’nın zatına marifet kazanabilir ve Onun dergâhında ve katında Onunla birlikte olabilir. Bu irtibat sayesinde onun dergâhına yüz çevirmekte ve dua, ibadetle meşgul olmaktadır.

Son olarak tekrar hatırlatılmalıdır ki: Allah Teala’nın bir şahsiyete sahip olması sınırsız, sonsuz olmasıyla çelişmez. İşte bu yüzden onu kendimize muhatap alıyor, hacetlerimizi talep edip Ona ibadet ediyoruz.

 



[1] Allame Tabatabai, Nihayetu’l-Hikme; Muhammed Mehdi Mümin, Şerhu Nihayeti’l-Hikme, ,C.1,S.159.

[2] Cevadi Amuli, Abdullah, Tehriru’t-Temhid, S.18.

[3] Tehriru’t-Temhid, s.19.

[4] Şeyh Saduk, Et-Tevhid, Babu’t-tevhid ve nefyu’t-teşbih, S.15.

[5] Tehriru’t-Temhid, s.21, "یا ایها الناس انتم الفقراء الی الله و الله هو الغنی الحمید". Ey insanlar siz Allah’a muhtaçsınız; İhtiyaçsız ve övgüye layık olan Allah’tır. Fatır,15.

[6] Miretu’l-Ukul,c. 8, s. 148.

[7] Ade

[8] Aştiyani, Celaluddin, Temhidu’l-Kevaid’in Mukaddimesi, s.62-64.

Esfar, c. 8, s. 3

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar