Gelişmiş Arama
Ziyaret
5811
Güncellenme Tarihi: 2008/05/13
Soru Özeti
Ehl-i Sünnetin Bilal hakkındaki görüşü nedir?
Soru
Bilal-i Habeşi'nin kişiliği hakkında bilgi verir misiniz? Bu zat Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
Kısa Cevap

O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış Resulullah’tan sonra Medine’yi terketmiştir, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Bilal, Riyah ve Hamame’nin çocuğudur.[1] Habeşe’den esir olarak Hicaz’a getirilmiş ve Kureyş’in başlarından sayıylan Umeyyet b. Halef adlı bir kişinin kölesi olmuştur.

İslam’ın doğuşundan sonra o kendi isteği üzere bu dini kabul eden ilk kişilerin arasında yer almıştır.[2] Efendisi Umeyye’nin İslam’ı yok etmek için bütün çabalarına rağmen mustazaf müslümanlardan sayılan Bilal dininden dönmemiştir.[3] Müşrikler onu işkenceyle İslam’dan geri dödürmeğe çalıştılar. Onun müslüman olduğunu açıklayan ilk yedi kişiden biri de olduğu da söylenir. O yedi kişiden her biri etkin bir şahsiyet veya kabile tarafından himaye edildikleri için işkenceden korunabildiler ama Bilal’ı savunacak kimsesi yoktu.[4]

Umeyye onu müslümanlıktan geri çevirebilmek için vahşice işkence ediyor Bilal ise bütün varlığı ile direniyordu. Bunun üzerine nakle göre Ebubekir Bilal’ı efendisinden alarak azat etti. Bu nakli Şia da reddetmemiştir. Gerçi Şia ulemasınada olan Kamusu’r-rical kitabının yazarı bunun ispat olmadığını ileri sürerek doğruluğunda kuşku etmiştir. O İskafi’nin Nakz-i Osmaniye adlı eserinden naklen Resulullah’ın onu alarak azat ettiğini söylemiştir.[5]

Medine İslam’ın merkezi olunca Bilal Resulullah’ın müezzini oldu. O bütün savaşlarda Peygamber’in yanında savaşa katılıyordu.[6]

Tarihi nakiller onun Peygamber’in dönemindeki direniş ve sağlam imanı hakkında birçok öyküler nakletmişlerdir. Peygamber’in vefatından sonra Medine’yi terkedip Şam’a yerleşmiştir.

Onun hayatı hakkında Şia ve Sünni arasında irdeleme ve tartışma konusu olabilecek tek konu onun Medine’den ayrılıp Şam’a yerleşmesidir.

Şia âlimleri onun bu işinin nedeninin Resulullah’tan başka kimseye ezan okumayı istemeyişinden kaynaklandığını ileri sürerler.[7] Çünkü:

1- Ehl-i Beyt’ten gelen bir takım hadislerde şu ifade yer almıştır: “Bilal salih bir kişi idi, o “Peygamber’den sonra kimseye ezan okumam” dedi. Bu “Hayyu ala hayru’l-amal’in ezandan çıkarıldığı dönemdeydi.”[8]

2- Ehl-i sünnet’ten gelen hadisler de açıkça onun Peygamber’den sonra halifelere ezan okumadığını bildiriyor. Vakidi şöyle nakleder: Peygamber’in vefatından sonra onun mübarek bedenini defnedinceye kadar Bilal ezan okurdu ve camide bulunan halk “eşhedu enne Muhammeden resulullah” demesini duyunca ağlıyorlardı. Peygamber’i defnettiklerinde Ebu Bekir Bilal’e ezan oku dedi. O, eğer beni senin yanında yer alayım diye azat ettiysen sen bilirsin, ama eğer beni Allah yolunda azat ettinse o zaman beni o Allah uğruna serbest bırak. O, seni Allah için azat ettim dedi. O dedi ki o zaman ben Peygamber’dan başka kimse için ezan okumam dedi. Ebu Bekir sen serbestsin dedi. Bilal kısa bir süre Medine’de kaldı, ordu Şam’a gidince o da onlarla gitti ve Şam’a yerleşti.[9] Askalani el-İsabe adlı eserinde, Bilal’ın Peygamber’den sonra cihat için Şam’a gittiğini nakleder.[10]

Bu görüşe karşı bazı Ehl-i Sünnet kitaplarında nakledilmiştir ki, Resulullah vefat edince Bilal Ebu Bekir’in yanına geldi ve Ey Halife! dedi. Ben Allah’ın Resulundan şöyle dediğini duydum: “Müminin en değerli ameli Allah yolunda ciahddır.” Ebu Bekir: “Ne yapmak istiyorsun?” diye sordu. “O Allah yolunda ciahda gitmeyi ve şehit olmayı istiyorum.” dedi. Ebu Bekir: “Seni Allah’ın hakkına ve kendi hakkına böyle bir yolculuğa çıkma, ben yaşlanmışım, ölümüm yaklaşmıştır.” dedi Bilal: “Ebu Bekir’in yanında kaldı, Ebu Bekir öldüğünde Bilal Ömer’in yanına gelip aynı sözleri söyledi, Ömer de Ebu Bekir’in verdiği cevabı verdi, ama Bilal kabul etmedi.”[11] Bir zayıf nakle göre de Ömer Şam’a gidince Bilal ona Şam’da ezan okudu.[12]

Birinci rivayetin Şia’da yer alan rivayetle bir çelişkisi yoktur ve Bilal’ın ezan okuduğuna dair bir şeyi içermiyor. İkinci rivayet ise senet yönünden zayif olmasının yanı sıra Bilal’ın halifelerin müezzini olduğunu isbatlamaz, sadece onun geçici olarak ezan dediğini bildirir. Buna göre Ehl-i Sünnet ve Şia kaynaklarının geneli Bilal’ın halifelere müezzini olduğunu reddetmektedir.

Bilal’ın vefatını bütün tarihçiler Ömer’in hilafet döneminde Hicri 17 ila 20 yılları arasında bilmişlerdir.[13]

Hadis ve tarihi kaynaklarına tümünden şu anlaşılır ki Bilal Ehl-i Beyt’e muhabbet besleyen kimselerdendir. Hatta onun ezan okumamasını baştaki yönetime bir çeşit itiaraz ve Hz. Ali’nin imatinin inandığının bir göstergesi olarak değerlendirmek de mümkündür.



[1] El-İstiab c. 1 s. 179

[2] Çeşitli nakillerde Bilal İslam’ı kabul eden dördüncü veya beşinci kişi olarak tanıtılmıştır. Bkz. Biharu’l-Envar c. 18 s. 229.

[3] Biharu’l-Envar c. 17 s. 41; et-Tebekatu’l-Kubra c. 3 s. 175; Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 156

[4] Bkz. et-Tebekatu’l-Kubra c. 3 s. 175; Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 156

[5] Şia’nın İslami şahsiyetleri c. 1 ve 2 Ayetullah Cafer Subhani, El-İstiab c. 1 s. 182; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 243

[6] El-A’lam c. 2 s. 73

[7] El-İhtisas s. 71

[8] Men layahzeruhu’l-fakih c. 1 s. 283

[9] Et-Tebakatu’l-Kubra c. 2 s. 178; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 243 el-İstiab c. s. 82

[10] Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 526; Et-Tebakatu’l-Kubra c. 2 s. 178; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 243

[11] Et-Tebakatu’l-Kubra c. 2 s. 178; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 244

[12] Usdu’l-Gabe c. 1 s. 244

[13] Ensabu’l-Eşraf c. 1 s. 526; Usdu’l-Gabe c. 1 s. 245; Delailu’n-Nubuvve c. 1 s. 348; İmtau’l-Esma’ c. 6 s. 350

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8518 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13135 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • “Eğer melekler birbirleri ile tartışırlarsa Cebrail (a.s) Ali’nin (a.s) yanına nazil olur ve melekler arasında hüküm vermesi için Ali’yi (a.s) göğe çıkarır,” diye belirtilen hadis hakkında görüşünüz nedir?
    13048 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Dinsel öğretiler esasınca biz meleklerin kendilerine verilmiş görevler doğrultusunda hareket ederken hiçbir sapma ve itaatsizlik sergilemediklerine inanırız. Yüce Allah melekleri nitelerken şöyle buyurmaktadır: Onlar asla Allah’ın buyruğuna muhalefet etmezler ve emredildikleri şeyi (kâmil bir şekilde) yerine getirirler; yani melekler ilahi emir ve buyrukları kabul eder ve onlara ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9438 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Herhangi bir müçtehitten taklit etmeyen kimsenin humus konusundaki görevi nedir?
    5085 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Sorunuza taklit mercilerinin bürolarından verilen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Mallarınızın humsunun durumunu bilmek için Ayetullah Hamanei’inin burosuna veya onun bu konudaki yetkili vekillerinden birine başvurunuz. Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Amellerinizi ve görevlerinizibütün şartlara haiz bir müçtehidin görüşüne göre yapınız.
  • Kur'an'da namazın genel hükmü açıklanmıştır, ancak imametten genel olarak da söz edilmemiştir. Kur'an'dan imametin hak olduğuna dair bir kaynak verebilir misiniz?
    6152 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Kur'an'da bir çok ayet imamet konusuna değinmiştir. Allame Hilli, El-Feyn adlı eserinde ve Allame Meclisi, Biharu'l-Envar adlı eserinde bu ayetleri genişçe açıklamışlardır. Bu ayetlerden bazı örnekleri şöyledir: Tebliğ ayeti, velayet ayeti, ulu'l-emir ayeti ve sadıkın ayeti. ...
  • Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
    15475 Teorik Ahlak 2011/10/20
    Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz ...
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    15424 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10639 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
    21252 Tefsir 2012/09/09
    Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız. 1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u ...

En Çok Okunanlar