Gelişmiş Arama
Ziyaret
18604
Güncellenme Tarihi: 2010/05/04
Soru Özeti
Allah’ın bazı kullarını unutacağı sözünden maksat nedir?
Soru
Bazı ayetlerde Allah’ın dünyada ve ahirette bazı kullarını unutacağından söz edilmektedir. Acaba Allah’ta unutkanlık denen bir şey söz konusu olabilir mi?
Kısa Cevap

Allah-u Teala Kur’an’ın dört yerinde kullarını unutmayı kendisine nispet vermiştir. Nitekim bir ayette şöyle buyuruyor: ‘Onlar, nasıl bugüne kavuşacaklarını unutup bilebile ayetlerimizi inkâr ettilerse biz de bugün onları unuturuz.’ Bu ve benzeri ayetler ahirette (hatta bu dünyada) Allah’ın bazı kimseleri unutacağı konusunu teyit etmektedirler. Bu unutmaktan kasıt nedir? İslami kaynaklarda ki akli ve kelami istidlaller, unutmanın Allah’ın yarattıklarının durumuna ihatası olmaması manasına gelmediğini göstermektedir. Yine Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: ‘Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz.’

Masumların (a.s) sözlerindende şunu anlamaktayız: Allah’ın unutması demek O’nun gaflette olması, bilmemesi ve haberi olmaması demek değildir. Zira Hak Teâlâ bütün gizli ilimleri bilmektedir. Allah’ın unutması, yani ehlinin layık olduğu ilahi rahmetin onlardan kesilmesi manasınadır. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: ‘Allah’ın unutması demek, onların hayırdan mahrum olması demektir.’ Eğer Allah’ın kelamında O’nun unutmasından söz edilmişse bunun manası kulun kendi haline bırakılması ve bunun sonucu olarak unutulması ve dünyayla meşguliyetine neden olan ilahi inayetin ondan kesilmesidir. Başka bir ifadeyle, Allah’ın unutması, kulun tekvini unutuşu ve dine önem vermeyişine karşı olan tepki ve bunun neticesidir.

Ayrıntılı Cevap

Konuya girmeden önce sorunun sorulmasına yol açan ayetleri getirecek, sonra akıl, Kur’an ve rivayetler ışığında cevabımızı vereceğiz. Bunu yaparken soruyu iyice açacak, ardından da anlaşılmazlık ve çelişkiyi gidermeye çalışacağız.

 

Böyle bir sorunun (ki acaba Allah bazı kimseleri unutuyor mu?) sorulmasına neden olan ayetler şunlardır:

 

1- ‘Onlar, nasıl bugüne kavuşacaklarını unutup bile bile ayetlerimizi inkar ettilerse biz de bugün onları unuturuz.’[1]

2- ‘Ve denir ki: Siz nasıl bugüne kavuşacağınızı unuttuysanız bugün de biz, sizi unuttuk.’[2]

3- ‘Böylece der, sana delillerim geldi de unutuverdin onları, işte sen de tıpkı o çeşit unutulmadasın bugün.’[3]

4- ‘Onlar Allah'ı unuttular da o da onları unuttu.’[4]

 

Görüldüğü üzere bu ayetlerde Allah’ın bazılarını unutacağı açıkca belirtilmiştir. İlk üç ayette unutulmanın mahşere, dördüncüsünün ise dünyaya ait olduğunu görülmektedir.

 

Burada karşımıza şu sorular çıkmaktadır: 1) Allah unutabilir mi? Unutmak denen sıfatı (yani bir şeyin Allah’ın yanında hazır olmamasını) Allah’a nispet edebilir miyiz? 2) Böyle bir şey mümkün ise bunun gerçekleşmesi ne şekilde olur?

 

Deliller üzerine kurulu olan İslami akide ve dini inançlar, bütün eksik sıfatları (sıfat-ı selbiye’yi), bu cümleden unutmayı Allah’tan nefyetmektedir. Muteber itikadi ve kelami kaynaklarda, akli ve felsefi delillere dayalı bürhanlarda O’nun (c.c) her türlü eksiklikten beri olduğu ispat olunmuştur. Onları geniş bir şekilde burada getirme imkanımız yoktur.[5]  

 

Kur’an-ı Kerim, Yüce yaratıcıyı bu eksik sıfattan tenzih ederek şöyle buyuruyor: ‘Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz.’[6]

 

Bir başka ayette de: ‘Rabbim ne yanılır, ne unutur.’[7] diye buyurmaktadır.

 

Bu ve benzeri ayetler unutkanlık denen şeyin Allah’ta söz konusu olmayacağını gösterirler. O zaman Allah’ın kullarını unuttuğu şeklinde ki ayetlerin manası nedir?

 

Her zaman zor meseleleri halledip, ayetleri tefsir eden Masum İmamların (a.s) rivayetleri burada da böyle bir müşkülü halletmişlerdir. İmam Rıza (a.s)’dan rivayet edilen bir hadiste İmam (a.s) ‘Biz de bugün onları unuturuz.’ ayetinin tefsirinde şöyle buyurmaktadır: ‘Onları unuturuz; yani onları terk ederiz; onlar kıyamete ve kıyamet gününe hazırlanmadıkları için bizde o günde onları kendi hallerine bırakırız.’[8] Buradan anlıyoruz ki, unutmaktan kasıt lütuf ve merhamet nazarının kuldan kaldırılmasıdır. Hz. Ali’de (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Allah’ın unutması demek, onların hayırdan mahrum olması demektir.’[9]  Böylesine hekimvari bir metot adalet esası ve unutanların muradı üzerinedir. Bu gibi kulların Allah’a göre durumu, yıl boyunca derslerine önem vermeyen, okuma kaderini, dersini ve öğretmenini alaya alan öğrenci gibidir. Öğrencisinin bu durumunu gören öğretmen de onu kendi haline bırakır ve sınav zamanı onu gözetip yardımcı olmaz.

 

Ancak şu noktayıda göz ardı etmemek lazım, Allah’ın rahmetinden ümidi kesmek kulların Allah’ı unutmalarına, dini alaya almalarına, dünyaya meşgul ve onunla mağrur olmalarına bağlıdır.[10] Yani Allah, unutmanın cezasını unutma olarak vermektedir. Nitekim unutmanın karşısında Allah’ı anmak vardır: ‘Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım.’[11]

 

Buraya kadar anlatılanlardan Allah’ın unutmayı kendisine nispet verdiğini, ama bunun gaflet ve bilmemezlikten kaynaklanmadığını gördük; çünkü mutlak kemal olan, zerrenin bile ilminin dışında olmadığı ‘Alim-ul Gaybi’ olan[12] Allah’ın varlığında unutmak denen şeyin düşünülemeyeceği akıl ve Kur’an’la ispat olunmuştur. Dolayısıyla, Allah unuttu, derken bundan, O yüce yaratıcının inayetinin kaldırılması ve O’nun (c.c) hayır ve rahmetinden mahrum kalındığı anlaşılmalıdır.

 

Alemlerin rabbinin ğufran ve rahmetine nail olmak için Kur’an-ı Kerim üzerinde tedebbür etme nimetinin her zaman biz aciz kullara nasip olması ümidiyle.



[1] - A’raf/51

[2] - Casiye/34

[3] - Taha/126

[4] - Tövbe/67

[5] - el-Kavl-us Sedid Fi Şerh-it Tecrit, s.274 ve sonrası; Akaid-i İslami 15-22. Fasıllar

[6] - Meryem/64

[7] - Ta-ha/52

[8] - Tefsir-i Nur (Nur-us Sakaleyn’den naklen)

[9] - Tefsir-i Nur (Tefsir-i Burhan’dan naklen), Tövbe/67

[10] -A’raf/51 ve Casiye/34-35’den esinlenerek.

[11] -Bakara/152

[12] -Sebe/3

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer su yoksa ve idrar yapılırsa namazı nasıl eda etmek gerekir?
    6114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    İdrarın çıktığı yer su dışında başka bir şey ile temizlenmez ve eğer az su ile yıkanırsa iki defa yıkanması farzdır ama kur suyuna bağlı olan musluk suyuyla yıkanırsa bir defa yeterlidir.[1] Bundan ötürü biri idrar yaptığında idrarın çıkış yerini ...
  • Kur’anda hz. Salih’in devesinin öldürme olayı nedir?
    22683 Tefsir 2012/06/16
    Açıklama yöntemlerinden biri olan “icmal” ve “tafsil” yöntemi kuranı kerim ayetlerinde çok revaçta ve göze çarpmaktadır. Hz. Salih’in devesinin öldürme macerasıyla alakalı olan ayetlerden üçü bu olayı Samut kavminin iman getirmeyen kimselere nispetlendirmiştir. Bir ayette bu eylemi bu kavmin böbürlenmiş (müstekbir) grubunun işi olduğunu belirtiyor. Baka bir ...
  • Acaba Kur’anı ezberlemekle depresyona girme arasında bir ilişki var mıdır?
    8894 Tefsir 2012/07/25
    Bu sorunun cevabı birkaç noktaya dikkat ettikten sonra açıklığa kavuşacaktır: 1. Eğer depresyona girmekten maksadınız psikolojik ve ruhi bir depresyona girme ise şunu söylememiz gerekmektedir: Kur’an ezberlemek ile ruhi depresyona girme arasında hiçbir ilişki ve gereklilik bulunmamaktadır. Tam tersine Kur’an okumak ve kur’an ezberlemek ruhi ...
  • Ramazan ayında toplardamara enjeksiyon yapılmasının hükmü nedir?
    6292 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Muhterem taklit mercilerinin bu husustaki görüşleri farklıdır. Tam bir cevap verilmesi için taklit merciinizi belirlemelisiniz. Bununla birlikte muhterem mercilerin görüşlerini aşağıda belirtiyoruz.İmam Humeyni, Ayetullah Behçet ve Ayetullah Hamaney: Eğer iğne besin ve güçlendirici bir özelliğe sahipse, farz ihtiyat gereği bu tür enjeksiyondan sakınılmalıdır. Ama tedavi yönü bulunuyorsa ve ...
  • Namahrem ile tokalaşmak hakkında İslam’ın görüşü nedir?
    17972 Pratik Ahlak 2012/06/14
    Karşı cinsten biriyle tokalaşmak birçok birey için şehvetin tahrik olmasına neden olmayabilir, ama böyle bir sınırlı irtibat ile tahrik olabilecek fertler de mevcuttur. Hatta birinci grup arasında da kendilerini samimi gösterip meşru olmayan ilişkiler için altyapı hazırlamaya çalışan şahısların olması da muhtemeldir. Bu esas uyarınca toplumsal yaşamda ...
  • Estetik ameliyatlar konusunda İslam’ın görüşü nedir?
    8115 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/05/14
    Ehl-I Beyt Mektebinin büyük Taklit Mercilerinin güzellik amaçlı estetik ameliyatları konusunda ki çeşitli görüşleri aşağıda sıralanmıştır:Ayatullah el-Uzma Hamei’nin yetkili bürosu tarafından yayınlan fetva:Mahrem olmayanın insana dokunmasının ve başka günahı gerektirmediği müddetçe, estetik ameliyeti haddi zatında caizdir.Ayetullah el Uzma Mekarim Şirazi’nin bürosu tarafından yayınlana fetva:Başka bir haramı ...
  • Irak halkı kendi ülkelerinde yabancıların varlığına neden karşıdır?
    6616 Pratik Ahlak 2012/06/14
    Tüm uluslar kendi ülke ve vatanını sever. Yabancıların bir başka ülkede bulunması değişik şekillerde gerçekleşir. Ziyarette bulunmak, gezmek, ticaret, iş, üretim, tahsil, tedavi, araştırma ve bilimsel inceleme fırsatları, spor yarışmaları ve askeri hedefler nedeniyle bir ülkede bulunmak bu kabildendir. Irak’ta büyük velilerin kabrinin bulunması bu ülke için ...
  • Yafuriye fırkasının menşei ve inançları nedir?
    5950 تاريخ کلام 2010/09/22
    Bu fırka hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Tarihî kaynaklarda yer alan bilgiler şunlardır:1. “Yafuriye” fırkası Muhammed b. Beşir’in takipçileri olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve sonraları onun da imametini de inkâr etmişlerdir. Bu grup Musa b. Cafer’den (a.s) ...
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    15792 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Müfessirlerimiz nuşüz ayetindeki (kadınları dövünüz anlamında olan) “vadribuhunne” sözcüğünü nasıl tefsir veya tevcih etmişler?
    15306 Tefsir 2010/01/02
     İslami öğretilerde kadınlar değerli bir konuma sahiptirler. Peygamber (s.a.a) ve imamların (a.s.) rivayetlerinde kadınlar övülmüş ve temcit edilmişler. Rivayetlerimizde salih kadın, bereket ve hayır kaynağı ve en değerli varlık olarak tarif edilmiştir. Hakeza cezalandırılması ...

En Çok Okunanlar