Gelişmiş Arama
Ziyaret
5636
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
Soru
1. Sonucun varlık veren nedene muhtaç oluşunun ölçüsü varlıksal yoksulluk ve zaaf olması göz önünde bulundurulduğunda, genel olarak sonucun varlık bahşeden nedenleri de kapsayan tam nedene muhtaç oluşunun ölçüsü hakkında da böyle söylenebilir mi?
2. Felsefî kavramlar ve felsefi ikinci ussallar neden tür ve ayrıma sahip bulunmamaktadır?
3. Maddî varlıkların varlık bahşeden nedeni, maddî varlıkları sezgisel olarak bildiği gibi, maddî varlıklar da kendi varlık bahşeden nedenlerini sezgisel olarak bilmekte midir?
4. Tüm cisimlerin en açık özelliği uzunluktur (boylam ve enlem) ve bu uzunluktan cisimlerin hacmi elde edilmektedir ve de cisimlerin hacmini evrenin tüm hacmiyle mukayese ettiğimiz zaman cisimlerin mekânını ondan soyutlamaktayız. Bu, her cismin mekânının olduğu anlamına gelmektedir. Şimdi bu tespitten hareketle her cismanî ve maddî varlığın zamanlı sayıldığı ve zaman boyutuna sahip olduğu nasıl ispatlanabilir?
Kısa Cevap

 Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      

1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.

2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da yoksundur.

3. Sonuç kendi nedenini sezgisel olarak bilir ama bu, nedenin kendi sonucunu sezgisel olarak bilmesi gibi değildir.

4. Uzunluk maddî varlıkların gereklerinden biri olduğu gibi, hareket de maddî varlıkların gereklerindendir. Zaman ise hareketin miktardır; o halde madde nerede varsa, orada hareket de vardır ve her nerede hareket varsa zaman da vardır.

Ayrıntılı Cevap

1. Sonucun her tür nedene muhtaç oluşunun ölçüsü varlıksal yoksulluktur; zira birincisi, neden türleri öznesel nedene dönmektedir. Çünkü maddî ve şeklî neden gerçekte sonucun kendisidir ve aklın çözümlemesiyle madde ve şekil almaktadır. O halde onların farklılığı gerçek değil, itibaridir. Sonuç öznesel nedenin kısımlarındandır ve gayesel neden de ilk bakışta her ne kadar özne dışında başka bir şeye dönebilir görünse de tüm örnekleri dikkatle incelemeyle gayenin özneye dönüşü, özne olma açısındandır. Hatta gerçek öznede gaye öznenin aynısıdır.[1] O halde bu konuda tam neden ile öznesel neden arasında bir fark bulunmamaktadır.[2] İkincisi, sonucun nedene yönelik varlıksal yoksulluğu, sonucun varlığının nedenin varlığına bağlı olmasıdır. Bu bağlılık nedenlerin tüm türlerinde mevcuttur. O halde yukarıdaki ölçü nedenlerin kısımlarının tümünde geçerlidir.[3] 

2. Felsefî kavramlar varlıklara yüklendiğinde onların varlık şekillerini beyan eden (onların mahiyetsel hadlerini beyan etmez) mefhumlar sayılırlar. Varlığın mahiyeti olmadığı için ona yüklenen ve onun şeklini beyan eden mefhumun da mahiyeti yoktur. O halde kendi örneğiyle mahiyetsel bir intibak da taşımaz. Bir mefhum mahiyet taşımadığı zaman kesinlikle tür ve ayrım da taşımayacaktır; zira tür ve ayrım mahiyetin kısımlarındandır.[4] 

3. Sonuç kendi nedenini sezgisel olarak bilir, ama bu, nedenin sonucu bildiği şeklinde değildir; zira neden sonucun tüm mertebelerini taşır ve sonucun hakikati onun yanında bulunur. Oysaki bunun tersine sonuç nedenin sadece zayıf bir içeriğini taşır ve nedeni ancak varlık kapasitesince bilir. Gerçekte sonucun kendisine yönelik bilgisi, sonucun kendi mertebesinde nedene yönelik bilgisinin aynısıdır.[5] 

4. Zamanı, tanımını göz önünde bulundurarak maddi varlıklar için ispat ederiz. Çünkü zaman, harekete yüklenen müstakar olmayan birleşik miktardır.[6] Bunun için hareketin olduğu her yerde zaman da vardır. Maddî varlıklar bir akış içinde olduklarından sürekli yetiden eyleme geçme halindedirler ve hareket de yetiden eyleme geçiştir. O halde maddi varlıklar hareket etmektedir, hareketin miktarı vardır ve hareketin miktarı zamandır; öyleyse maddî varlıklar sürekli zamanlıdırlar.



[1] Allame Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Nihayetü’l-Hikmet, Nuranî, Abdullah, s. 184 – 183, Müessese-i Neşr-i İslamî (Vabeste be camia-i Müderrisin), Kum.

[2] a.g.e., s. 171 ve 195.

[3] a.g.e., s. 170.

[4] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amezeş-i Felsefe, c. 1, s. 200, çap-ı çarom, Merkez-i Çap Ve Neşr-i Defter-i Tebliğat-ı İslamî, Tabistan, 1370 h.ş.

[5] Nihayetü’l-Hikmet, s. 260.

[6] a.g.e., s. 214.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar