Gelişmiş Arama
Ziyaret
19807
Güncellenme Tarihi: 2011/12/20
Soru Özeti
İmam Hüseyin’e (a.s) neden Sarallah denmektedir?
Soru
İmam Hüseyin’e (a.s) neden Sarallah denmektedir?
Kısa Cevap

Sar, hem intikam almak hem de kan demektir. Birinci manaya göre İmam Hüseyin’e (a.s) Sarallah denmesinin nedeni Allah’ın Onun kanının velisi ve intikam alıcısı olmasından dolayıdır.

Ama Sarallah’ın, ‘Allah’ın kanı’ manasına geldiğini söylersek bunun nedeni aşağıdaki şıklardan biridir:

1- Sar’ın ‘Allah’a izafe olması (mal edilmesi) gösteriyor ki kan, değerli bir kandır; yani izafe burada şeref kazanmak izafesidir.

2- Kamil insan, kemal derecelerinde farz kurblar makamına ulaştığı için Yedullah (Allah’ın eli), Lisanullah (Allah’ın dili) ve Sarallah (Allah’ın kanı) olur. Yani Allah bir şey yapmak istediği zaman onun eliyle yapar, konuşmak istediği zaman onun diliyle konuşur, dinine toplumda hayat vermek istiyorsa onun kanını kullanır. İmam Hüseyin (a.s) Sarallah’dır, zira onun yere dökülen kanı dine hayat vermiştir.

Bize göre, birinci mana doğrudur, ancak ikinci mana da bu lakap için doğru bir manadır. Bu mananın derinine inen işin ehli kimseler bazı yönlerden ona öncelik vermişlerdir.

Ayrıntılı Cevap

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, bu lakap İmam Ali (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) olmak üzere iki masum imamın lakabıdır. İmam Hüseyin’in (a.s) ziyaretinde şöyle bir cümle var: Selam sana ey Allah’ın kanı ve Allah’ın kanının oğlu![1]

Sarallah’ın manası hakkında iki ihtimal var:

1- İntikam Almak: Lügatte el-Sar  kanı talep etmek yani intikam almak demektir. Buna göre Sarallah, Allah’ın Onun kanının velisi ve intikam alıcısı olan kimseye denir.

Belirtmek gerekir ki, ‘Hüseyin’in kanının intikamını almak’ anlamına gelen ‘Ya Lesarati’l-Hüseyin’ şiarı Tevvabin ve Muhtar’ın kıyamının şiarı idi.[2] Yine İmam Zaman’ın (a.f) zuhuruna kadar Onun (a.s) mezarının başında olan meleklerinde şiarıdır.[3] Kıyam edeceği zaman İmam Zaman’ın (a.f)[4] ve şehadet aşığı ashabının şiarlarıda budur.[5]

Yukarıda Sarallah için söylenen mana, alimlerin çoğunun kabul ettiği manadır.[6] Buna göre ‘Sarallah’ın anlamı şudur: ‘Ey kanının diyeti Allah’a ait olan kimse, O’dur kanının diyetini alacak olan; zira sen bir aileye ait değilsin ki kanının diyetini o ailenin reisi alsın veya bir kabileye ait değilsin ki o kabilenin reisi senin diyetini alsın. Sen insanlığa aitsin, sen varlık alemine, sen Cenab-ı Hakk’a aitsin, öyleyse diyetini Onun alması gerekir. Ve sen Allah yolunda şehid olan Ali. b. Ebi Talib’in oğlusun, Onunda diyetini Allah’ın alması gerekir.’

2- Allah’ın Kanı: Allame Meclisi’nin (r.a) sözünden el-Sar kelimesinin kan ve intikam manasına geldiği anlaşılmaktadır.[7] Lisanu’l-Arap lügat kitabında da aynı şey yazılıdır: ‘el-Sar, kanı talep etmek (intikam almak) demektir. Kan manasına geldiği de söylenmiştir.’[8] Buna göre Hüseyin (a.s) Allah’ın kanıdır denebilir. Peki böyle bir mana kabul görür mü? Yani Allah madde midir ki kanı olsun? Allah’ın hakkında böyle bir şey düşünmek doğru mudur?

Cevap şudur: Yedullah (Allah’ın eli) vb. gibi kelimeler İslami literatürde kinaye veya mecaz olarak kullanılmaktadır.[9] Mesela Ali (a.s) yedullahtır denildiği zaman bu Allah’ın cisim olduğu, insan gibi elinin olduğu ve Allah’ın elinin Hz. Ali’nin (a.s) olduğu manasında değil, Ali (a.s), ilahi kudretin (a.s) kendisinde tecelli ettiği kimse manasındadır.

Buna göre İmam Hüseyin’e (a.s) ‘Sarallah’ lakabının verilmesi hakkında aşağıdaki ihtimallerden biri söz konusu olabilir:

1- Sar’ın ‘Allah’a izafe olması (maledilmesi) teşrifiyyedir. Yani bu kan, en şerif varlık olan Allah’a izafe olmuş ki şerafet elde etsin ve bu kanın şerif bir kan olduğu bilinsin. Çünkü Allah yolunda döküldüğü için Allah’a aittir. Nitekim ‘Allah’ın Devesi’[10] ayetinde deve veya ‘Beytullah’ kelimesinde ve ‘Senin evinin yanında’[11] ayetindeki  beyt (ev) kelimesi Allah’a ve ikinci tekil zamire şerafet elde etmek için izafe olmuştur.[12]

2- Kamil insan, kemal derecelerinde farz kurblara[13] ulaştığı için ‘Yedullah’ (Allah’ın eli), Lisanullah (Allah’ın dili) ve ‘Sarallah’ (Allah’ın kanı) olur. Yani Allah bir şey yapmak istediği zaman onun eliyle yapar, konuşmak istediği zaman onun diliyle konuşur ve dinine hayat vermek istiyorsa onun kanını kullanır.

İmam Ali (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) ‘Sarallah’tırlar. Çünkü onların yere dökülen kanları dine hayat vermiştir.

Kısacası dini kaynaklarımızda ‘Sarallah’ lakabı İmam Hüseyin (a.s) için kullanılmıştır. Bize göre birinci mana doğrudur, ancak ikinci mana da ‘Sarallah’ lakabı için doğrudur. Bu mananın derinine inen işin ehli kimseler bazı yönlerden ona öncelik vermişlerdir.

Bu görüşte, O yüce İmamın (a.s) Allah’ın kanı olmasının nedeni kanının dine yeni bir hayat kazandırıdığı ve Allah’ın adını canladırdığı içindir. Çünkü Allah gittikçe unutuluyor, ibadetler adet haline geliyordu.

İşte bu yüzden ‘İslam Nebeviyu’l Hüdus Hüseynu’l Beka’ (İslam’ı Peygamber getirdi, Hüseyin devam ettirdi) denmiştir. İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için kana ihtiyacı var; kanın damarlarda akması yaşamın sembolüdür. Kan damarda akmazsa insan ölür. İslamın yaşaması içinde aynı şekilde damarlarında kanın akması gerekir. Bir gün o kan İslamın bedeninden çıkarsa onun ölümü kesindir. Geriye kalan sadece ruhusuz ve cansız bir cesettir.[14]

 

 



[1] -Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kafi, c.4, s.576. Bu cümle recep ayı, recep ayının yarısı, şaban ayı ve İmam Hüseyin’in Arefe günü dualarında gelmiştir.

[2] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.45, s.333; Keremi, Ali, Der Sug-i Emir-i Azad: Guyaterin  Tarih-i Kerbela, s.385.

[3] -Dört bin melek İmam Hüseyin’e (a.s) yardım etmek için nazil olduklarında İmamın (a.s) şehid olduğunu gördüler. Onlarda İmam Mehdi’ye (a.s) yardım etmek için zuhura kadar perişan ve toprağa bulaşmış şekilde bekleyecekler. Onları şiarı ‘Ya Lesarati’l-Hüseyin’dir. (Şeyh Saduk, Emali, s.130, el-Meclisi’lSabi’ ve’l-İşrun; Meclisi, Muhammed Bakır, a.g.e, c.44, s.286).

[4] -Kummi, Şeyh Abbas, Münteha’l-Amal, c.1, s.542; yine İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kaimimiz kıyam ettiğinde Hüseyin’in kanını talep edecektir.’ (Meclisi, Muhammed Bakır, a.g.e, c.44, s.218)

[5] -Meclisi, Muhammed Bakır, a.g.e, c.52, s.308

[6] -Tefsir-i Nümune’de şöyle yazar: ‘Sar, Arapçada hiç bir zaman kan manasına gelmemiştir. Sar, ‘diyet’ manasına gelemektedir (Arapçada kana ‘Dem’ denmektedir), Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Nümune, c.4, s.229.

[7] -Allame ‘Şüphe yok ki sen Allah’ın yeryüzündeki kanısın’ cümlesini şöyle açıklıyor: ‘el-Sar (hamza harfli), kan ve intikam almak demektir. Yani ‘Sen Allah’ın kanının ailesindensin ve Allah’ın düşmanlardan kanını istediği kimsesin’ veya ‘O, Onun ve Ehl-i Beytinin kanını ric’atte Allah’ın emriyle talep edendir.’ (Meclisi, Muhammed Bakır, a.g.e, c.98, s.151).

[8] -İbn-i Manzur, Muhammed b. Mekarim, Lisanu’l-Arap, c.4, s.97.

[9] -Bkz: Mekarim Şirazi, Nasır, a.g.e, c.4, s.229; Kıraati, Tefsir-i Nur, c.2, s.443

[10] -Hud/64

[11] -İbrahim/37

[12] -‘Bu Allah’ın devesidir.’ cümlesinde Allah’a yapılan izafe (mal edilme) teşrifiyyedir, tıpkı Mekke’nin Allah’a izafe olup ‘Beytullah’ denmesi ve Hüseyin’in kanının Allah’a izafe olup ‘Sarallah’ denmesi gibi. (Bkz: Hüseyni Şirazi, Seyyid Muhammed, Takribu’l Kur’an İle’l Ezhan, c.2, s.200)

[13] -İnsanı Allah’a yakın eden şey ya kullara farz etmediği ama kulların Allah’a yakınlaşmak için kendilerine gerekli gördükleri ve yaptıkları mukarrebler demek olan nafilelerdir veya Allah’ın kulların farz ettiği ve kullarında emire itaat için yerine getirdikleri yine mukarrebler manasına gelen farzlardır.

[14] -Daha fazla bilgi için bkz: Terhan, Kasım, İmam Hüseyin’in (a.s) Kişiliğine ve Kıyamına İrfani, Felsefi ve Kelami Bakış, s.91-104, İntişarat-ı Çelçerağ, 1. Baskı, H.Ş. 1388. Belitrmek gerekir ki verilen kaynakların tümü Noor Computer Research Center of İslamic Sciences’ın yazılım programlarındadır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Doğru alışverişin şartları nelerdir?
    6656 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Bu soru çok geneldir; zira alışveriş kavramı fıkıh ve örfte değişik manalara sahiptir: Genel anlamıyla alışveriş/muamele, özel anlamıyla muamele ve özel ve genel arasında bulunan orta manasındaki muamele bu kabildendir. Genel anlamıyla muamele, yakınlık kastinin muteber olmadığı ve elbise ve bedeni temizlemek, alıveriş, nikâh ve boşanmak gibi ...
  • İmanımızın ve inancımızın zayıflamasını nasıl önleyebiliriz?
    6519 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2019/09/17
    Ehlibeyt mektebinin inançlarını kendimizde güçlendirmek için bilimsel olarak bu inançların delillendirilmesi ve inanç dairesinin hurafelerden ayırt edilmesi gerekir. İnanca yönlendirilen bütün muhtemel şüphelere uygun cevaplar verilmelidir. Bilinmelidir ki bu bilimsel mücadele şerri ibadetler ve nefis tezkiyesiyle birlikte olmalıdır. Zira nasıl ki kötü ve ahlaksız davranışlar imanı zayıflatıyorsa ...
  • Acaba İmam Hüseyin’in (a.s.) Rukiye veya Sakine adında üç veya dört yaşında Şam’da vefat eden her hangi bir kızı var mıydı?
    15093 تاريخ بزرگان 2011/12/07
    Her ne kadar birçok tarihçi kendi kaynak kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s.) Rukiye, Fatime, Suğra veya başka bir isime şeklinde bir adından bahsetmemişlerdir. Ama bazı kitaplarda bu küçücük kızın biyografisini ve Şam harabelerinde ciğerini pare pare eden kıssayı anlatmışlardır. Bizim de rivayi ve tarihsel kaynaklarımızda buna dair şahitler ...
  • Gusül ve abdest yerine nasıl teyemmüm alınacağını beyan edebilir misiniz?
    8355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Teyemmüm Alma Şekli Teyemmümde dört şey farzdır: 1. Niyet, 2. İki elin avucunu beraberce teyemmüm alınabilen bir şey üzerine vurmak. 3. Saçın çıktığı yerden kaşlara ve burnun üzerine kadar alnın tümüne ve iki tarafına her iki el avucunu sürmek. Farz ihtiyat gereği ellerin ...
  • Parfüm kullanmak orucu bozar mı?
    9285 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Çoğu taklit merciinin görüşüne göre sadece dokuz şey orucu bozar: 1. Yemek ve içmek, 2. Cima (cinsel ilişki), 3. Mastürbasyon, 4. Allah, Peygamber (s.a.a) ve Peygamberin halifesine yalan isnat etmek, 5. Boğaza yoğun toz kaçırmak, 6. Başın tamamını suya sokmak, 7. Sabah namazı ezanına kadar cenabet, hayız ve nifas ...
  • Acaba Allah yetmiş yaşındakileri seviyor ve seksen yaşındakileri, azap etmeyeceğini söylemiş midir?
    8065 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2015/05/27
    İmam Sadık’tan (a.s.), rivayi (rivayet içerikli) kaynaklarda müminlerin mükâfatı noktasında bir rivayet nakil edilmiş ki şöyle buyuruyor: kırk yaşından sonra imanlı kimseler her on senede Allah tarafından özel merhamet ve lütufla karşılaşıyorlar. Eğer bu rivayetin senedinde, azıcık tesamuh göstersek ve başka rivayetleri de bunun yanına koyup, dikkate alırsak ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    6794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Bir takım şekilleri ve figürleri içeren dua kitaplarından yararlanmak caiz midir?
    10947 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    1- Sorunuza nazaran söz konusu kitabın hangi ilim hakkında olduğunu anlamak güçtür. Bunu anlamak için daha geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Ama kısaca söyleyebiliriz ki söz konusu kitap ulum-i garibe hakkındadır. Ulum-i garibe; cifr, reml ve nücüm gibi ilimlere denir. Ancak söz konusu kitabın hangi kısmına ait olduğunu ...
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Çok eşli olmak neden erkekler için caiz ama kadınlar için caiz değildir?
    31998 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/10
    Çok evlilik İslam’dan önce yaygındı ve herhangi bir sınır ve kuralı yoktu. İslam insan hayatının gereksinimini göz önüne alarak onu sınırladı ve ağır şartlar koydu.Islam’ın kanunları insanın ...

En Çok Okunanlar