Gelişmiş Arama
Ziyaret
22285
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
Kur’an Nasıl Bir Kitaptır?
Soru
Kur’an Nasıl bir kitaptır?
Kısa Cevap

Kur’an’ı kerim semavi bir kitaptır. Allah tarafından insanları Allaha davet ve kendisine doğru hidayet etmek için gönderilmiştir. Kuran Allahın son peygamberi olan Hz. Muhammed’e nazil olmuştur. Kuran İslam Peygamberinin ebedi mucizesidir. Bu kitap 23 sene buyunca vahiy yoluyla tedrici olarak Allahın resulüne nazil olmuştur. Resulü Ekrem kur’an’ın ayetlerini insanlar için okurdu. Bu ayetlerin cazibeli oluşları insanları kendine cezp ediyordu. Kuran 114 sureden oluşur bu surelerin toplamı yaklaşık 6205 ayeti kapsıyor. Bütün bu ayetler yaklaşık 77807 kelimeden oluşmaktadır. Bu kelimelerden 45653 kelimesi Mekki 32154 kelimesi de medenidir. Kur’anı kerim insanları hidayet etmek için gönderilen semavi kitapların en son kitabıdır. Bu nedenle insanları Allaha doğru hidayet eden en son ve en kâmil kitaptır.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerim semavi bir kitaptır. İnsanların saadeti için ve Allaha giden yolu bulmak için Allah tarafından en son peygamberi olan Muhammed b. Abdullah’a nazil olmuş. Kur’an İslam Peygamberinin ebedi mucizesidir.  Bu kitap 23 sene buyunca vahiy yoluyla tedrici olarak Allahın resulüne nazil olmuş. Resulü Ekrem kur’an’ın ayetlerini insanlar için okurdu. Bu ayetler cazibeli nitelikli oluşları insanları kendine cezp ediyordu. Kuran 114 sureden oluşur bu surelerin toplamı yaklaşık 6205 ayet kapsamaktadır. Bütün bu ayetler yaklaşık 77807 kelimeden oluşmaktadır. Bu kelimelerden 45653 kelimesi Mekki ve 32154 kelimesi de medenidir.[1] Kur’an’ı kerim insanları hidayet etmek için gönderilen semavi kitapların en son kitabıdır. Bu nedenle insanları Allaha doğru hidayet eden en son ve en kâmil kitaptır. Kuranı tarif etmek için kuranın kendisine müracaat etmek gerekir. Kurana müracaat ettiğimizde şunu görmekteyiz ki bu kitabın kendisi, kendisi için bazı özellikleri ve nitelikleri sayıyor. Bu niteliklerin her birisi kur’an’ın hakikatinin bir bölümünü beyan ediyor. Söz konusu özelliklerden bir kısmı şöyledir:

  1. Bu kitap hiç şüphe götürmeyecek bir şekilde takva sahibi olan kimseleri hidayet eder”. Bu ayeti kerimede kur’an kendisini öyle bir şekilde tanıtıyor ki onda hiçbir kapalı nokta yoktur. Tarihsel şahitler ve dokümanlara müracaat edersek kuran dışında bu şekilde çok ilginç konuşan hiçbir kitabı bulamayız. Buna binaen kur’an’ın ilk sıfatı şudur: Kuran öyle bir kitaptır ki kendisinde bertaraf edilmeyecek karanlık ve müphem olan bir nokta bulunmamaktadır.
  2. Ondan sonra “bu kitap muttaki olan kimseler için kılavuzdur” der.[2]
  3. Kur’an’ın bu ayetleri rabbiniz olan Allah tarafından basiret vericidir, hidayet eder ve yakinle iman eden kimseler için hidayet ve rahmet kaynağıdır”.[3]
  4. Başka bir ayette şöyle buyuruyor: “Bu Kur’an, insanlar için kalp gözleri (konumundaki bir nur), kesin olarak inanan bir toplum için de bir hidayet ve bir rahmettir[4]
  5. “…Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir. Allah, onunla rızası peşinde olanları selâmet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir[5]   Bizim peygamberimiz semavi kitapların hakikatlerinin ekseriyetini ki gizliyordunuz aşikâr etti. Sizin için gelmiş ve hali hazırda açıklanması maslahat olmayan birçok şeyleri de göz ardı ederek açıklamamıştır. Evet, Allah tarafından bir nur ve açık bir kitap sizler için geldi. Allah onun bereketiyle Allahın hoşnutluğuna tabi olan kimseleri selamet yoluna doğru hidayet eder. Kendi düsturuyla insanları aydınlığa doğru götürecektir. Onları doğru yola doğru hidayet etmek için kılavuzluk yapar.

Bu ayetlerde kur’an’ı tanıtan birkaç nokta saklıdır:

  1. Bu kitap hidayet, rahmet, basiret ve nur kitabıdır.
  2. Kendisinde hiç kapalılık olmayan bu kitaba müracaat eden her kes hidayet bulacaktır.
  3. Bu kitap nezdinde muttakin, iman ehli ve yakine sahip olan kimselerinin yüksek makamları vardır. Allahın Resulü açık bir şekilde kendisinin getirmiş olduğu kitabı kabul etmeyenleri “tahaddi” çağırmıştır. Yani kur’an’ın kendisi kendisinin değil Allahın kitabı ve benim ve beşer denen hiç kimse böyle bir şeyi getirebilecek yetiye sahip olmadığını söylüyor ve eğer buna inanmıyorsanız siz kendiniz böyle bir kitabı getirmek için kendinizi deneyebilirsiniz. Ama biliniz ki cinler ve insanlar birbirine sırtını dayatsalar ve birbirine yardımcı olsalar bile bunun gibi bir şey getiremeyeceklerdir diyor: “De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler”.[6]  Bu ayeti kerime açık bir şekilde dünyadakilerin bütünü; küçüğünden tutun büyüğüne kadar, Arabından tutun  farsına kadar, hatta insan olmayıp akıllı varlıklar (cinleri), ilim adamlarını, filozofları, edebiyatçıları, tarihçileri, üstün zekaya sahip olanları ve… istisnasız olarak hepsini buna davet etmiştir. Şöyle buyuruyor: Eğer kuran Allahın kelamı değil de beşerin kelamı olduğunu düşünüyorsanız sizde insansınız, sizde ona benzer bir kitabı getirin. Bu tür davet akait ulemalarının ıstılahında “tahaddi” denilmektedir. Bu türden olan davet (yani karşı çıkıp iddiayı kabul etmeyenlerden istenilen bu tür davet) her mucizenin rükünlerinden bir rükündür. Nerede böyleli bir tabir ortaya çıktığında açık bir şekilde anlıyoruz ki bu konu mucizelerdendir.[7] Kuran çok geniş konular ve çok geniş anlamlar getirdi. Getirmiş olduğu bu konular ve anlamlar daha sonra felsefeciler, hukukçular, fıkıhçılar, ahlak uleması, tarihçiler ve…gibi farklı ilimlerin alimleri için ilham kaynağı oldular. Kuranı kerim insanın Allah ile ilişki ve irtibat kurma bağlamında en güzel açıklamalar getirmiştir. Kuran Tevrat’ı ve İncili tasdik ediyor. Ama bu kitaplarda tahrif gerçekleştiğini ve bu kitaplarda hain olan beşerin el oynadıklarını da bildirmiştir. Kura tahrif edilmiş olan bu iki kitabın teolojik anlayışında, peygamberler kıssalarında ve koyulmuş bazı kurallarda var olan yanlışlıkları düzeltmiştir. Kuran Allah’ı güreş tutuyor gibi yanlış anlayışlardan, peygamberleri, peygamberlere yakıştırılan yanlış ve yakışmaz şeylerden ki önceki kitaplarda beyan edilmişti tenzih ediyor. Bunun kendisi bile bu kitabın hak olduğuna dair bir başka delildir.[8]  

İslamın başından günümüze kadar Müslümanlar kur’an’a yönelik benzersiz bir önemlilik addetmişlerdir ki onların kur’an’a yönelik vermiş oldukları bu önemlilik onların kur’an’a olan aşkın göstergesidir. Kuranı kerim resul-i Ekrem döneminde peygamberin tayin etmiş olduğu –vahyin kâtipleri olarak tanınmış- grup vasıtasıyla yazılıyordu. Bunun yanı sıra kadın ve erkek, küçük ve büyük demeden Müslümanların ekseriyeti ya kuranın bütününü ya kuranın bir kısmını veya bazı surelerini ezber yapıyorlardı ve namazlarda ve namaz dışında okumasını sevap bilirlerdi. Onu okumaktan zevk alıyorlardı. Kur’an okumaları ruhlarının aramış bulması için bir kaynak konumunda idi. Müslümanların kurana olan aşk ve ilgileri edebi ve akli gibi bir kısım ilimlerin vücuda gelmesine kaynak oldu. Kuran olmamış olsaydı bu ilimler vücuda gelmezdi. Kuranı kerim sahip olduğu yöntem benzersizdir. Kuran yöntemi ne şiirdir ne nesir. Şiir değildir zira kafiyesi ve vezne sahip değildir. Kuranın sahip olduğu yöntem ve üslup ne geçmişte benzeri vardı ne de gelecekte böyle bir üsluba sahip bir kitap olacaktır. Yani ne daha önce bu üslupta konuşmuş ve ne sonra kuranın mübarezeye davet etmesine rağmen kimse onunla rekabet edebilir veya ona taklit ederek benzerini getirebilecektir.

Özetle: Her asrın Müslümanları bulundukları asırda sahip oldukları fikirsel ve pratiksel imkânlarına uygun bir şekilde kur’an’a yönelik olarak taşıdıkları aşk ve şevkin tesiri altında kuran ile alakalı çalışmalar yapmışlardır. Kuranı öğrenmek, ezberlemek, üstatların yanına gidip diz çökerek onu okumak, kuran bağlamındaki tecvit ilmini öğrenmek, kur’anı tefsir etmek, kuranın lügatlerini açıklamak ve şerh etmek, bu hususlarda kitapların yazılması bu çalışmalarının birer örneğidir. Hakeza kuranın ayetlerini, kelimelerini, hata kuranın tümünde kullanılan harflerinin sayılması, kuranın anlamları üzerinde dakik düşünmek ve hukuki, ahlaki, sosyoloji, felsefi, irfani, ilmi ve… [9]gibi konularda kurandan ve bu bağlamdaki ilimlerden istifade etmeleri gibi çalışmalar da bu bağlamda değerlendiriliyor.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edebilirsiniz:

تعريف و اثبات اعجاز، 12339 (سایت: tr12176 ).

عدم تحریف قرآن، 13621 (سایت: tr13405).

تحدی قرآن، 16846 (سایت: tr16625)    

 


[1] Bkz. Sayt-i danışname-i mevzui kuran vabestei bı merkez ferheng ve maerifi kuranı kerim.

[2] Bakara 2.

[3] Araf, 203.

[4] Casiye, 20.

[5] Maide, 15-16.

[6] İsra, 88.

[7] MEKARİMİ ŞİRAZİ, Nasır, “Tefsiri Nümüne”, baskı, 1, Tahran: Darul-Kutubil İslamiye, 1374, c. 2, s. 274.

[8] MUTAHARİ, Murtaza, “Mecmuai Asar”, baskı, 4, Tahran: Sadra, c, 2, s. 212 – 213.

[9] A.g.e.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehl-i Sünnetin Bilal hakkındaki görüşü nedir?
    5848 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış Resulullah’tan sonra Medine’yi terketmiştir, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir. ...
  • Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
    17191 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Keramet (onurlu olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak olmak ve her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu) insan denir. Kerim (onurlu) sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında leim’dir. Onurluluk ve saygınlığın zirvesine varmak için insanın takvayla donanması gerekir. Takva kişinin ...
  • Günlük birçok meşguliyetle birlikte nasıl ibadet yapılabilir?
    10700 Yeni Kelam İlmi 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Mukaddes şeriat açısından, bankalar yahut borç veren kurumların kredilerinden yararlanmanın hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6287 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İslam ve imanın şartları nelerdir?
    11195 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/17
    İslamın ve imanın dereceleri vardır. Şehadetyni yani ‘Eşhedü en la ilahe illallah’ ve ‘Eşhedü enne Muhammeden Resulullah’ı söyleyen herkes Müslümandır ve bu İslamın ilk derecesidir. Dolayısıyla kendisinin ve çocuklarının bedeninin pak olması, Müslüman kadınla evlenmesi, Müslümanlarla yaptığı ticaretin doğru oluşu, mal, can ve ırzının haram ve özel ...
  • Daru’l-harp ne demektir ve nerelere Daru’l-harp denir?
    5740 Cihat 2020/02/12
     Öncelikle konunun ihtilaflı bir konu olduğunu belirterek başlamak yerinde olacaktır. Zira söz konusu kavramların ilk dönem İslam uleması tarafından  incelendiği zaman diliminde İslam toprakları bir bütün olarak yönetilmekte ve Müslümanlar bu topraklarda yaşamaktaydı. Ülkeler arasında günümüzde olan anlaşmalarda söz konusu değildi. Bu anekdot ışığında ilk dönem yapılan ...
  • Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
    10466 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    Şia inanıyor ki:1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) ...
  • Bir kimsenin keramet sergilemesi onun hak oluşu manasına gelir mi?
    5913 Pratik İrfan 2012/05/03
    İrfanda yaygın olan konulardan birisi, keramet ve olağanüstü işler yapma meselesidir. İrfan ve seyr-i sülûk yolunda keramet, mükaşefe ve olağan dışı işlerin meydana gelmesi, insanın bunlar ile mağrur olacağı ve bu hususları çok önemseyeceği hususlar değildir. Bunlar yüce Allah’ı şuhudi olarak tanımanın ilk ve çok düşük basamaklarıdır. ...
  • Selamun Aleyküm. “Emmen Yucibu’l-Muztar” duası nerede zikredilmiştir?
    28058 Pratik Ahlak 2012/08/12
    “Emmen yucibu el-muztarre iza duahu ve yekşifu’s-su” cümlesi Kur’an’da Neml suresinin 62. ayetinde zikredilmiştir: Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz! Her ne kadar yüce ...

En Çok Okunanlar