Please Wait
19843
Anne ve babanın (valideyn) hukukuna riayet edilmesi çok önemli bir konudur. Bu konu o kadar önemlidir ki kur’anı kerimin birkaç ayetinde Allaha şirk koşulması nehiy edildikten hemen sonra anne babanın hukukuna riayet edilmesine dikkat çekilmiş ve buna yönelik emir verilmiştir. Hadislerde de bu konu en faziletli amellerden sayılmaktadır. Ama kur’an ve hadislerde hukukun mısdakıyla ilişkin aşağıdaki konular zikredilmektedir:
1- Anne ve babayla nezaketli ve edep kuralları çerçevesinde konuşulması lazım.
2- Onlara karşı alçak gönüllü olmak gerekir.
3- Allah’tan onalar için rahmet dilemek.
4- Ve Allah’a isyan gerçekleşecek yerler hariç onların dediklerine itaat etmek.
Kur’anı kerim ve hadislerde anne ve babanın çocuklar üzerinde var olan haklar konusuna çok önemle durulmuştur. Bizde burada aşağıdaki başlıklar altında konuyu ele alıp üzerinde duracağız:
Kuranda Anne ve Baba Haklarının Önemliliği
Kur’anı kerimde anne ve babanın haklarına çok önem verilmiştir. Dolayısıyla kur’anı kerimin birkaç ayetinde Allaha şirk koşma anlayışı nehiy edildikten hemen sonra anne ve babaya iyilik ve güzellik yapılmasına dikkat çekilmiş ve bu yönde emir verilmiştir. Örneğin İsrail oğullarından alınan sözler açıkladığında şöyle buyrulmaktadır: "Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık.[1] Anne ve babaya iyilik yapılması için söz almak bu konunun önemliğine delalet ettiği çok açıktır. Kur’anın başka bir yerinde "Rabbin hüküm etmiş anlamındaki "ve kada rabbuke" ibaresiyle bu konunun önemliliği vurgulanmıştır. Allahtan ortaklığı ve şirki red etikten hemen sonra anne ve babaya ihsan edilmesini emrediyor.[2] Bu konular defalarca kuranı kerimin ayetlerinde, örneğin; nisa 36, An’am 151, Ankabut 15. Ayetlerinde ve hakeza Lokman ve Ahkaf sürelerinde zikredilmiştir.
Bu tekitlere ilave olarak kendi anne ve babalarına iyilik yapmış olan Peygamber ve Allahın velilerini örnek vererek bunun önemliliğini pekiştirmiştir. Örneğin meryem suresinde hz. Yahyanın vücudunda yerleştirilmiş olan faziletleri hatırlartırken bunun yanı sıra kendi anne ve babasına karşı iyi olduğunu da hatırlatıyor.[3]
Hadislerde Anne Baba Haklarının Önemliliği
Hadiste şöyle nakledilmiştir: “İmam Sadıktan (a.s.) hangi ameller daha hayırlıdır diye sorulduğunda İmam cevaben şöyle buyurmuşlardır: "Vaktin evelinde kılınan namaz, anne babaya iyilik ve cihattır". Vaktin evelinde kılınan namazdan hemen sonra ve cihattan önce anne ve babaya iyilik yapmanın zikredilmesi anne babaya yapılması gereken iyiliğin imamların (a.s) nezdinde ne kadar önemli olduğunu vurgulamak ve dikkatleri üzerine çekmek anlamındadır. İmam Sadıktan (a.s.) nakledilen başka bir rivayette anne ve baba ister iyi olsunlar ister kötü, onlara iyilik yapılmalıdır. Bunun tersi için hiçbir bahane kabul değildir söylenilmiştir.[4]
Kuran Ve Rivayetlerde Anne Baba Hakları Bağlamında Örnekler
Kuran ve hadislerde anne ve babanın çocuklar üzerinde olan haklar bağlamında bazı örnekler bazında detaylı bir şekilde açıklamalara yer verilmiştir. Burada bazılarına işaret edeceğiz:
a) Güzel konuşmak
Bir ayette şöyle buyrulmaktadır: "Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle".[5] Bu bağlamda nakledilen bir rivayette imam Cafer Sadık şöyle buyurmuşlardır: "Öf kelimesinden daha düşük bir ibare bulunmuş olsaydı Allahu Teala onu yasaklardı".[6]
b) Onlara karşı mütevazı olmak
Yukarıda zikredilen ayetin devamında şöyle buyrulmaktadır: "Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet eyle”.[7] Ayeti kerimede istiareyi güden "tevazu kanadını indir" ibaresi anne ve babaya karşı istenilen tevazu tevazünün en a’alasına işaret etmektedir.
c) Onlara itaat etmek
İmam Sadıktan (a.s.) nakledilen bir rivayette İmam şöyle buyurmaktadır: "çocuk anne ve babaya karşı üç vazifeyle yükümlüdür. Bir: Her halükarda onlara karşı saygılı (şükranlarını bildirecek) olmalı. İki: Allaha karşı isyanlığı içeren konular hariç emirlerine ve nehiylerine karşı itaatkâr olmalı. Üç: Hem aşikâr durumlarda ve hem gizli haletlerde onların hayrını dilemeli".[8]
d) Haklarında dua etmek
Zikredilen ayetlerde çocuğun anne ve baba için dua etmesi istenilmiştir ki şöyle buyuruyor: "Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet eyle”.[9]
Bunların yanı sıra daha cüz’i konulara da işaret edilmiştir: İmam Cafer'in oğlu İmam Musadan (a.s.) nakledilerek imam şöyle buyurmuştur: “Peygamberden (s.a.a) Anne ve babanın çocuklarının üzerindeki haktan soruldu. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurdu: “Çocuk isim ile kendi babasını çağırmamalı. Yol yürürken otururken onlardan önce yürümemeli onlardan önce oturmamalıdır. Çocuk anne ve babasının başkalarının nezdinde konumlarını düşürecek amellerden sakınmalıdır"[10] Ayetlerde infak verme noktasında infak verilmesi gereken ilk kimseler anne ve babanın olduğu bayan edilmektdir: "Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır, olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir”.[11]
Anne ve Babanın Haklarına Riayet Etmenin Sınırı
Yukarıda anlatılan konulardan şöyle bir neticenin alınması mümkündür: Anne ve babaya saygılı olmasının gereksinimi gerğince onlara mutlak bir şekilde bütün konularda itaat edilmesi gerekir. Ancak şunu söylemeliyiz ki bu yöntemle kurana yaklaşmak doğru değildir. Kuran ayetlerine göre anne ve babaya saygı ve onların isteklerini yerine getirmek çocukları Allaha karşı itaatsizliğe, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa sürükleyecek bir nitelik taşımamalıdır. Aksi takdirde onlara itaat edilemez. Bu nedenledir ki başka bir ayette bireyler adaleti ikameye davet ve hak ve hakikat uğruna kendisinin, anne, baba ve diğer akrabalarının aleyhine de olsa şahitlik yapılmaya davet edilmişlerdir.[12]
Buna ilaveten bir diğer ayette açık bir şekilde anne ve baba çocuğu Allah’a karşı şirk koşmaya davet ederse onlara itaat etmemeli ve şirk koşmakdan kaçınması gerekir denilmektedir. Ayet şöyle buyurmaktadır: "Biz, insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şâyet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim"[13] Her halükarda kuranın Lokman suresinde şu noktaya işaret etmektedir ki Allah’a şirk koşma noktasında çocuklar anne ve babaya itaat etmekten menedilmiştir. Ama bunun yanı sıra çocuklar anne ve babanın bu durumunu bahane ederek onlara karşı kötümser olmaları ve uygun olamayan davranışlarda bulunup saygısızlık yapmalarını da yasaklamıştır. Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy".[14]
Kur’anı kerim ve rivayetlerde anne babanın haklarına riayet edilmesine tavsiye edilmiş olmasının yanı sıra bu tavsiyenin gerekçelerine de işaret edilmiştir. Gerekçeler şöyle beyan edilmiş: Anne ve baba özellikle anne kedi çocuklarını terbiye etme ve onları koruma konusunda tahammül ettikleri zahmet ve zorluklardır.[15], [16]
Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz:
“Evamir valideyn ve teklif ferzendan, sual no: 522 (sayt: 584)”.
[1] Bakara, 83.
[2] “Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti” (isra 23).
[3] “O, Allah’tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi”. (Meryem 14).
[4] ŞEYHİ TUSİ, "et-tehzib", Tahran: Daru’l-kitabu’l-islamiye, 1365 şemsi, c. 6, s. 350.
[5] İsra 23.
[6] KULEYNİ, "el-kafi", c. 2, s. 349.
[7] İsra, 24.
[8] ALLAME MECLİSİ, "biharu’l-envar", Beyrut/Lübnan: müesesetü’l-vefa, 1404 hicri kameri, c. 75, s. 236.
[9] İsra, 24.
[10] KULEYNİ, "el-kafi", Tahran: Darul-kitabul-islamiye, 1365 hicri şemsi, c. 2, s. 158.
[11] Bakara 215.
[12] “Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (nisa 135).
[13] Ankabut, 8.
[14] Lokman, 15.
[15] Lokman, 14, ahkaf, 15; isra, 24.
[16] "dergah-i pasuhguyi bi mesail dini" sitesindeki makaleden istifade edilmiştir.