Gelişmiş Arama
Ziyaret
13182
Güncellenme Tarihi: 2010/02/01
Soru Özeti
Anne ve babanın emir ve yasakları birbiriyle çakışırsa evladın görevi nedir?
Soru
Anne evladına bir şeyi yapmayı emrederken babada aynı şeyin tersini emrediyor. Bu durumda o evladın görevi nedir?
Kısa Cevap

Kur’an’da tevhide davet ve şirkten sakındırmadan sonra anne babaya saygı emredilmiştir. Onlar birbirlerinin tersi olan emirler verirse ve evlat her iki isteği yerine getiremezse bu konuda iki grup rivayet vardır. Bir grupta anneye iyilik ve ihsana öncelik tanınmış, diğer grup da evladın üzerinde en büyük hakkın babaya ait olduğu belirtilmiştir. İşte burada iki grup rivayet arasında şöyle bir uzlaşma sağlayabiliriz: Bakire kızın evliliği vb. gibi babanın kesin velayeti olduğu yerlerde ve babanın kesin bir emri söz konusu olduğu konularda velayet sahibinin sözü önceliklidir. Böyle olmayan yerlerde annenin isteklerine önem verilir.

Ayrıntılı Cevap

Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de insanları şirkten sakındırtıktan sonra anne ve babaya iyilik etmeyi emretmiştir. Allame Tabatabai diyor ki:

‘Tevhidden sonra en büyük ilahi vaciplerden biri anne babaya iyiliktir.[1] İhsan ve iyilik yapmakta mü’min anne babayla kafirin arasında fark yoktur. Zira Kur’an herhangi bir kayıt getirmeden ‘Anne ve babaya ihsan edin.’[2] diye buyurmaktadır.

 

Sorunuzun cevabına gelince:

a) Anne ve baba günah ve haram bir işe emrederlerse, bu durumda onlara itaat etmek vacip değildir. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘İnsana, baba ve annesine iyi davranmasını tavsiye ettik. Eğer onlar, seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşmaya zorlarsa onlara itaat etme.’[3]

İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘ilahi günahı işlemekte yaratılmışlara (Kim olurlarsa olsunlar) itaat etmek kabullenilemez.’[4]

Bir başka hadiste ‘Babanın hakkı şudur ki, evladı ona, Allah’a karşı günah işlemenin dışında itaat etmesidir.’[5] diye buyurmaktadır.

İmam Rıza (a.s)’da şöyle buyuruyor: ‘Müşrik de olsalar anne ve babaya iyilik etmek vaciptir. Ama Allah’a isyanı emrederlerse itaat edilmez.’[6]

Bunun dışında, yani müstehap, mekruh ve mubahlarda onlara itaat gereklidir. Bu yüzden fakihler buyurmuşlardır ki:

1-             Anne ve baba çocuğunu müstehap oruçtan men ederlerse vacip ihtiyata göre oruç tutmamalıdır. Yine müstehap oruç anne ve babanın eziyet çekmesine neden olacaksa tutmamalı, tutarsa yemelidir.[7]

2-             Anne veya baba çocuğuna namazı cemaatle kılmasının emrederse, anne ve babaya itaat vacip olduğu için vacip ihtiyat gereği namazı cemaatle kılmalı ve müstehap kastı yapmalıdır.[8]

3-             İlk vakitte namaz kılmak müstehaptır, ama baba çocuğunu müstehap veya mubah başka bir işe emrederse onlara itaat etmek gerekir ve ilk vakitte namaz kılmaktan önceliklidir.[9]

b) Bazen ebeveynlerden biri çocuğunu dine uygun bir şeye, diğeri de günaha emrederse bu durumda dine uygun olanı yapmalıdır.

c) Bazen ebeveyn insandan mubah bir iş ister, ama biri onun yapılmasını, diğeri de yapılmamasını emreder. Bu durumda, bakire kızın evliliği vb. gibi babanın velayetinin olduğu yerlerde velayet sahibinin sözü önceliklidir.[10] Ama ebeveynden her hangi birinin velayetinin söz konusu olmadığı yerlerde rivayetler iki gruptur. Bir taraftan dini kaynaklarda Resul-u Ekrem (s.a.a)’den rivayet edilen şu hadis var: Bir gün adamın biri Onun (s.a.a) huzuruna gelerek ‘Kime iyilik yapayım’ diye sorduğunda ‘Annene’ diye buyurdu. Adam yeniden sorduğunda ‘Annene’ diye buyurdu, adam üçüncü kez sorduğunda Allah Resulü (s.a.a) yine ‘Annene’ diye buyurdu. Adam dördüncü kere bir daha sorduğunda bu sefer ‘Babana’ diye buyurdular.[11]

 

Diğer taraftan bazı rivayetlerde şöyle gelmiştir: Allah Resulünden (s.a.a) ‘İnsanın boynuna gelen en büyük hak kimindir?’ diye sorulduğunda ‘Babanın hakkı diye.’ buyurdu.[12]

Veya bir başka rivayette buyuruyor: ‘Sen ve sahip olduğun bütün malın babanındır.’[13]

Bu rivayetlerden nasıl bir netice alınabilir? Bu iki grup rivayetleri nasıl cem edebiliriz? Bu konuda şöyle diyebiliriz: Ebevyne itaatin vacip olması konusunda,[14] günaha emir ve vaciplere engel olmanın dışında kısmen icma vardır. Dini kaynaklardan böyle yerlerde çocuk daha çok annesini kırmamaya özen gösterirse daha iyi olur.[15]

 

Delillerimiz şunlardır:

 

1-             Daha öncede belirtildiği gibi Allah Resulü (s.a.a) üç defa anneye iyilik yapmayı, dördüncü kerede babaya iyilik yapılmasını buyurmuştur.

2-             Her ne kadar bir rivayet babanın hakkının en büyük hak olduğunu söylüyorsa da başka rivayetlerden annenin hakkının büyük olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin Allah Resulünden (s.a.a) ‘Babanın hakkı nedir? diye sorulduğunda ‘Yaşadığı sürece ona itaat etmendir.’ diye buyurdu. ‘Annenin hakkı nedir’ diye sorulduğunda da ‘Heyhat, heyhat! Çöldeki kum taneleri ve yağmurun damlaları kadar annenin hizmetinde olsan yinede onun karnında olduğun bir günün karşılığı olamaz.’ diye buyurdu.[16]

3-             Annenin ruhsal yapısı daha hassas olduğundan daha fazla sevgi istemektedir. Annenin sözünün öncelikli olması böyle yerlerde tekvine daha uygundur.

Kısacası, unutulmaması gereken şey şudur: Çocuk böyle yerlerde mümkün olduğu ölçüde annenin emrine itaat ederken öyle yol izlemeli ki babaya da eziyet ve rahatsızlık vermesin.  



[1] - Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan (Farsça tercüme), c.13, İsra/14 ve 23. ayetler.

[2] - En’am/151; yine bir rivayetinde İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İster kötü olsun, ister iyi anne ve babaya iyilik edin.’ (Bihar-ul Envar, c.71, s.56, Vefa baskısı, Beyrut)

[3] - Ankebut/8, Lokman/15. devamında şöyle buyuruyor: ‘Onlarla dünyada iyi geçin.’

[4] - Nehc-ul Belağa, Kısar-ul Hikem, No: 165

[5] - Nehc-ul Belağa, Kısar-ul Hikem, No:399

[6] - Meclisi, Bihar-ul Envar, c.71, s.72

[7] - İmam Humeyni, Tevzihu’l-Mesail, c.1, s.966, 1741.Mesele

[8] - İmam Humeyni, a.g.e. s.769, 1406. Mesele

[9] - Merhum Şehid, Kavaid’de şöyle buyuruyor: Başkalarına göre vacip ya da haram lan bir şey anne ve babaya göre de vaciptir. Aşağıda anne ve babanın sahip olduğu bazı özellikleri getiriyoruz:

a) Mubah ya da müstahap yolculuğa anne-baba razı olmazlarsa haramdır.

b) Anne-babaya her zaman itaat vaciptir, hatta şüphe edilen bir konuda bile; zira üpheyi terk etmek müstehaptır ve onlara itaat etmek vaciptir.

c) Ebeveyn onu çağırdığı zaman ve namazın da ilk vakti olursa namaz kılmayı geciktirmeli, onlara cevap vermelidir.

d) Cemaat namazına katılmaya engel olsalar doğruya yakın olan görüş buna uymanın zorunlu olmadığıdır, ama eğer yatsı veya sabah namazlarında karanlık olduğu için ebeveyn için çocukları için endişe etmelerine sebep olur ve bu durum onlar için çok zor olursa o zaman gidemez.

e) Cihad etmek tayini değil de kifai olsa, cihada gitmeye engel olabilirler.

f) Sünnet namazı kılıyorsa ve ebeveynde onu çağırıyorsa namazı yarıda kesip onlara cevap vermelidir.

g) Baba izin vermezse çocuk müstahap namaz kılamaz.

Bütün bunlar imkanlar dahilindedir. (el-Kavaid ve’l Fevaid, c.2, s.47-49)

[10] - Şeyh Hürr Amuli, Vesail-uş Şia, c.14, s.11-120 (İslamiyye baskısı).

[11] - Meclisi, Bihar-ul Envar, c.71, Bab-ı Hukuk-u Valideyn; el-Kafi, c.2, s.159.

[12] - Şeyh Hürr Amuli, a.g.e. c.14, s.112, h. 253000 (İslamiyye baskısı).

[13] - Şeyh Saduk, Maan-il Ahbar, c.1, s.257 (Camia-yı Müderrisin baskısı)

[14] - Ancak fakihlerin, ebeveyne itaatin vacipliği veya onlara eziyet etme konusunda

örüşleri farklıdır. Bazılarına göre itaat vacip değildir, ama eziyet haramdır. Bu grup diyor i: Ebeveyne eziyet eden ve çocuğa vacip olmayan işi yapmamak gerekir. Ya onlardan gizli yapmalı ya da onları razı etmelidir. Ama ebeveyn olarak onlara itaat etmesi vacip değildir (sadece eziyet etmek haramdır). Cevad Tebrizi, İstiftaat-ı Cedid, 2230. Mesele (Surur yayınları); Muhammed Fazıl, Cami-ul Mesail, c.1, 2188. Mesele; İmam Humeyni, Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, c.2, Mesail-i Müteferrika, s.675, 85. Mesele, 1. baskı, İslami yayınevi

[15] - Bkz: Merhum Mirza Kummi, Cami-uş Şitat Fi Ecvibet-is Sualat, c.1, s.241. O şöyle buyuruyor: Ebeveynden hangisinin rızalığını alma konusunda tereddüde düşerse ve ikisini de razı etme imkanı olmazsa anneyi babadan öne geçirmelidir.

[16] - Müstedrek-ul Vesail, c.15, s.204, h. 19-18014.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8518 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13135 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • “Eğer melekler birbirleri ile tartışırlarsa Cebrail (a.s) Ali’nin (a.s) yanına nazil olur ve melekler arasında hüküm vermesi için Ali’yi (a.s) göğe çıkarır,” diye belirtilen hadis hakkında görüşünüz nedir?
    13048 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Dinsel öğretiler esasınca biz meleklerin kendilerine verilmiş görevler doğrultusunda hareket ederken hiçbir sapma ve itaatsizlik sergilemediklerine inanırız. Yüce Allah melekleri nitelerken şöyle buyurmaktadır: Onlar asla Allah’ın buyruğuna muhalefet etmezler ve emredildikleri şeyi (kâmil bir şekilde) yerine getirirler; yani melekler ilahi emir ve buyrukları kabul eder ve onlara ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9438 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Herhangi bir müçtehitten taklit etmeyen kimsenin humus konusundaki görevi nedir?
    5085 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Sorunuza taklit mercilerinin bürolarından verilen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Mallarınızın humsunun durumunu bilmek için Ayetullah Hamanei’inin burosuna veya onun bu konudaki yetkili vekillerinden birine başvurunuz. Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Amellerinizi ve görevlerinizibütün şartlara haiz bir müçtehidin görüşüne göre yapınız.
  • Kur'an'da namazın genel hükmü açıklanmıştır, ancak imametten genel olarak da söz edilmemiştir. Kur'an'dan imametin hak olduğuna dair bir kaynak verebilir misiniz?
    6152 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Kur'an'da bir çok ayet imamet konusuna değinmiştir. Allame Hilli, El-Feyn adlı eserinde ve Allame Meclisi, Biharu'l-Envar adlı eserinde bu ayetleri genişçe açıklamışlardır. Bu ayetlerden bazı örnekleri şöyledir: Tebliğ ayeti, velayet ayeti, ulu'l-emir ayeti ve sadıkın ayeti. ...
  • Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
    15475 Teorik Ahlak 2011/10/20
    Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz ...
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    15424 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10639 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
    21252 Tefsir 2012/09/09
    Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız. 1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u ...

En Çok Okunanlar