Please Wait
7476
Eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yetmiş altıncı sayfasında İmam Ali’ni Fedek’i geri vermesi hakkında şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “Ben Ebubekir ve Ömer’in men ettiği bir şeyi geri vermekten hayâ ederim.” Okuyucu bu sayfalarda bu rivayeti okurken onun Seyid Mürteza’nın sözlerinden olduğunu sanmaktadır. Ama eş-Şafi kitabının el-Muğni’deki Kadı Abdülcebbar’ın görüşlerini reddetmek için yazıldığını hatırlatmak gerekir. O halde bu rivayetin Kadı Abdülcebbar’ın sözlerinden olduğu kesindir. Merhum Seyid Mürteza eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yüz dördüncü sayfasında kısa olarak yetmiş altıncı sayfada nakledilen bu rivayete cevap vermektedir. Kendisinin cevap verme eyleminden, bu rivayeti yetmiş altıncı sayfada Abdülcebbar’ın “el-Muğni” kitabından nakletmiş olduğu iyice ve açıkça anlaşılmaktadır.
Siz Fedek hakkında 3425. Soru’da (Site: 4214) detaylı bilgiler elde edebilirsiniz. Ama burada incelenmesi gereken şey, Seyid Mürteza Alemü’l-Hüda’ya isnat edilen husustur. Alemü’l-Hüda olarak meşhur olan Seyid Mürteza, İmamiye’nin en büyük âlim, bilgin ve mütekellimlerindendir. Seyid Mürteza’nın önem verdiği hususlardan biri de inançsal mesele ve şüphelere cevap vermekti. Ehli Sünnet kategorisindeki Mutezile mezhebinin büyük âlimlerinden olan Kadı Abdülcebbar “el-Muğni” adında bir kitap yazar. Bu kitapta İmamiye’nin görüşlerini çürütmeğe değin büyük bir çaba sarf eder. Seyid Mürteza ona karşılık olarak “eş-Şafi Fi İmamiye” kitabını yazar ve Kadı Abdülcebbar’ın vehim ve kuruntularını çürütmeyi iyice başarır. Ehli Sünnete mensup Ebu’l-Hasan Basri adında bir başka şahıs, Seyid Mürteza’nın eş-Şafi kitabına bir eleştiri yazar.[1] Seyid Mürteza, Merasim kitabının yazarı “Salar b. Abdülaziz” adındaki değerli bir öğrencisine Ebu’l-Hasan Basri’nin sorularına cevap verecek bir kitap yazmasını emreder. Salar, Ebi’l-Hasan’a cevap mahiyetinde “er-Red Âla Ebi’l-Hasan Basri Fi Nakzihi Kitabı’ş-Şafi Fi’l-İmame” adında bir kitap yazar.[2] Merhum Muhammed Cevad Muğniye eş-Şafi kitabı hakkındaki açıklamada şöyle yazar: (Bu kitabın tüm güzellik ve şahsına münhasır özelliklerine rağmen) Maalesef bu kitabın kaynakları iyi bir şekilde çıkarılmamış ve basılmamıştır. Bu kitabın bapları bazı yerlerde sırayla belirtilmemiştir. Yaklaşık bin sayfalık olan bu büyük kitabın başında bismillah ve sonunda da dua olmasaydı, başı ve sonu bile belli olmazdı. Sanki bir şahsın sözleriymiş gibi veya bir tür ipten örülmüş bir elbiseyi andırırcasına Abdülcebbar ile Şerif Mürteza’nın sözleri birbiriyle karışmış ve terkip olmuştur.[3] Merhum Muğniye’nin açıklamalarından da anlaşıldığı üzere, Kadı Abdülcebbar ve Seyid Mürteza’nın reddiyesi birbiriyle karışmış ve hatta bazen Seyid’in sözlerini Kadı’nın sözlerinden ayırmak sorun doğurmaktadır.
İddia Edilen Rivayet
Eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yetmiş altıncı sayfasında İmam Ali’ni Fedek’i geri vermesi hakkında şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “Ben Ebubekir ve Ömer’in men ettiği bir şeyi geri vermekten hayâ ederim.” Okuyucu bu sayfalarda bu rivayeti okurken onun Seyid Mürteza’nın sözlerinden olduğunu sanmaktadır. Ama belirtildiği gibi eş-Şafi kitabı el-Muğni’deki Kadı Abdülcebbar’ın görüşlerini reddetmek için yazılmıştır. O halde bu rivayetin Kadı Abdülcebbar’ın sözlerinden olduğu kesindir. Bu iddianın karine ve delilleri sayılan birkaç husus mevcuttur ve biz onlara işaret edeceğiz:
1. Bir İmamiye mütekellimi ve âlimi olarak Seyid Mürteza’nın Fedek hakkındaki savunma ve delilleri bu kitapta ve kendisinin diğer kitaplarında açıkça belirtilmiştir. Bu rivayetin naklinin kendisine ait olmadığı hususu kuşkuya yer bırakmamaktadır. Hatta onu reddetmeye çabalamıştır.
2. Bu kitabın düzenleniş şekli, bazı bölümlerde Seyid ve Kadı’nın sözlerini tam olarak birbirinden ayırt etmeye izin vermemektedir. Bu konu da hataya sebep olmuştur.
3. Enteresan olan, bu rivayetin Şia’nın hiçbir hadis kitabında ve Ehli Sünnetin hadis külliyatında bulunmayışıdır. Bu husus söz konusu rivayetin uydurulmuş olduğunu iyice göstermektedir. O halde eğer bir şey mevcut olsaydı, Ehli Sünnet kitaplarında (zayıf bir hadis sıfatıyla olsa bile) nakledilirdi. Elbette, bu hadisin benzeri Ehli Sünnet kitaplarında ikinci halife Ömer’e isnat edilmiştir.[4]
4. Merhum Seyid Mürteza eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yüz dördüncü sayfasında kısa olarak yetmiş altıncı sayfada nakledilen bu rivayete cevap vermektedir. Kendisinin cevap verme eyleminden, bu rivayeti yetmiş altıncı sayfada Abdülcebbar’ın “el-Muğni” kitabından nakletmiş olduğu iyice ve açıkça anlaşılmaktadır. Seyid Mürteza şöyle demektedir: Müminlerin Önderinin (a.s) hilafete ulaştığı zaman Fedek ile uğraşmadığı ve onu terk ettiğine dair belirtilenlere cevap olarak kendisinin sözü edilen dönemde ciddi bir takiye içinde olduğunu söylüyoruz (eğer bu konuyu dile getirseydi kesinlikle halk tarafından reddedilecekti).[5] Bütün bu karine ve delillerden hareketle, kendisinin rivayet olduğu iddia edilen bu sözü nakletmedeki amacının onu reddetmekten başka bir şey olmadığı anlaşılabilmektedir. Bu rivayeti farz olarak kabul etmiş olsa bile, Hz. Ali (a.s) zamanındaki takiye sebep ve şartlarına işaret etmiş ve bu rivayete reddiye yazmıştır.
[1] Tahrani, Şeyh Ağa Bozorg, ez-Zerie İla Tesanifi’ş-Şia, c. 10, s. 180, Neşr-i İsmailiyan, Kum, 1408.
[2] a.g.e.
[3] Seyid Mürteza Alemü’l-Hüda, Ali b. el-Hüseyin, eş-Şafi Fi’l-İmamet, Mukaddime-i Şafi, c. 3, s. 19, Neşr-i Merkez-i Ebhas-ı Akaidiye, Bi Ca, Bi Ta.
[4] el-Kabançi, Seyid Sadruddin, Tarihu’t-Teşeyyü el-Fikri Ve’s-Siyasi, s. 176, Naşir: Merkez-i Ebhas-ı Akaidiye; Beyhaki, Ahmed b. el-Hüseyin, es-Sünenü’s-Suğra, c. 2, s. 184, "و أخبرنا أبو عبد الله الحافظ ، ثنا أبو العباس محمد بن یعقوب، ثنا یحیى بن أبی طالب، نا یزید بن هارون، نا عاصم الأحول، عن الشعبی، قال: سئل أبوبکر عن الکلالة؟ فقال: « إنی سأقول فیها برأی فإن یکن صوابا فمن الله، و إن یکن خطأ فمنی و من الشیطان: أراه ما خلا الولد والوالد. فلما استخلف عمر قال: إنی لأستحی الله أن أرد شیئا قاله أبو بکر»
[5] Eş-Şafi, c. 4, s. 104.