Gelişmiş Arama
Ziyaret
16424
Güncellenme Tarihi: 2010/08/26
Soru Özeti
Daru'l-hasret, ve yevmu'l-hasret'nin farkı nedir? Bu iki kavramın sözcük manaları arasındaki fark bellidir, ben kıyametteki bu iki aşamadaki incelemenin farkı hakkında bilgi edinmek istiyorum.
Soru
Daru'l-hasret, ve yevmu'l-hasret'nin farkı nedir? Bu iki kavramın sözcük manaları arasındaki fark bellidir, ben kıyametteki bu iki aşamadaki incelemenin farkı hakkında bilgi edinmek istiyorum.
Kısa Cevap

Kur'an ve hadislerde daru'l-hasret tabiri geçmemiştir. Sadece yevmu'l-hasret ifadesi (elden çıkan şeylere üzülmek anlamında) Kur'an'da bir defa ve hadislerde defalarca geçmektedir. Kur'an ve hadislerde yevmu'l-hasret'ten maksat kıyamet günüdür. Çünkü kıyamette cennetlik olanlar olduklarından daha iyi olabileceklerini ve daha yüce derecelere ulaşabileceklerini düşünerek ve cehennemlikler de günah işlemeyip bu duruma duçar olmamayı arzu ettikleri için hasret ve pişmanlık duyarlar.

Ayrıntılı Cevap

Kur'an-ı Kerim'de, insanın asıl yurdu olan kıyamet değişik isimlerle anılmıştır: El-Vakia, er-Racife, es-Sahhe, yevmu'l-fasl, yevmu'nedem, yevmu'nuşur, yevmu'l-hak, yevmu'l-mes'ele, yevmu'l-hesap, yevmu'l-muhasebe, yevmu't-tilak, yevmu'l-hasret gibi adlar kıyamet için Kur'an'da zikredilmiştir.

Hasretin anlamı:

Hasret sözcüğünün Arapçadaki asıl anlamı "açıklık" ve "ortaya çıkmak"tır[1]. Bazılarına göre kıyamette gerçekler ve sırlar ortaya çıktığı için (O, bütün sırların ortaya çıkacağı gün onu tekrar diriltmeye kadirdir.)[2]  ona hasret günü denilmiştir[3]. Hasretin diğer anlamı da pişmanlıktır (insanın yitirdiği ve telafi etmesi mümkün olmayan şeyler için pişmanlık duymasına hasret denir). O gün insan gerçeklerin ortaya çıkması yüzünden şiddetle pişman olur; bu yüzden kıyamete hasret günü denilmiştir. Bu mecazi olarak hasret sözcüğünü anlamının lazımında kullanım türündendir. Yine bu sözcük Arapçada hareket edememek anlamında da kullanılır. İnsan kıyamette hareket edemediği, artık bir iş yapamadığı, işlerinin son bulduğu ve sonuç verdiği için, Kur'an'ın ifadesiyle her şeyin artık bittiği[4] ve geçmişini telafi etmesi mümkün olmadığı için kıyamete hasret günü denilmiştir. Yine bu sözcük hayranlık ve şaşkınlık anlamında da kullanılmıştır ve kıyamete hasret günü denilmesi insanın orada göreceği şaşırtıcı olaylardan dolayı hayrete düşmesi ve şaşkınlık yaşaması içindir.

Daru'l-hasret ifadesi ise, ister Kur'an'da ister hadiste yani temel dini kaynaklarda yer almamıştır. Ancak yevmu'l-hasret ifadesi hem Kur'an'da hem hadislerde geçmektedir.

Kur'an'da şöyle okuyoruz: "Sen onları, gaflette oldukları ve iman etmedikleri bir halde işin bitmiş olacağı pişmanlık günü hakkında uyar." [5]

Allame Tabatabai bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: Ayetin akışından anlaşılıyor ki, o günde işler son buluyor ve herkes dünyadaki işlerinin sonucundan haberdar kılınıyor artık iyice anlıyor ki zarar etmiştir ve kazanabilecekleri şeyleri kazanamamıştır… Bu zararın sebebi dünyada gaflet içinde olmasıdır. [6]

Hasret günü, insanlar Allah'ın itaatini hakkınca yerine getirmedikleri için hasret ve pişmanlık duyarlar.[7] Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Yazıklar olsun gafil insana ki ömrü onun aleyhine geçmektedir ve geçirdiği günler onun bedbahtlık ve mutsuzluğa doğru götürür."[8]

Yukarıdaki ayetin tefsirinde Şia ve Ehl-i sünnet kaynaklarında az farkla bir hadis nakledilmiştir. İmam Sadık (a.s)'a bu ayetin tefsiri hakkında sorulduğunda şöyle dedi: Cennetlikler cennette ve cehennemlikler cehennemde yerleştiklerinde Allah tarafından bir nidacı şöyle nida eder: "Ey cennet ve cehennem ehli! ölümün ne biçim olduğunu biliyor musunuz? Onlar hayır, derler. Ölüm mor bir koç olarak cennet ve cehennemin arasında durur ve sonra herkesin yakına gelip ölüme bakması istenir. Herkes yakına gelince Allah'ın emriyle ölümü boğazlarlar ve şöyle derler, Ey cennetlikler! Ebedi olarak cennette kalacaksınız ve artık ölüm yoktur ve Ey cehennemlikler! sürekli olarak cehennemde kalacaksınız artık ölüm yoktur. Sonra imam şöyle buyurdu: İşte Allah'ın "Sen onları, gaflette oldukları ve iman etmedikleri bir halde işin bitmiş olacağı pişmanlık günü hakkında uyar." buyurmasının anlamı da işte budur. Yani cennetliklerin işi cennette ebedi kalmak ve cehennemliklerin işi de cehennem de ebedi kalmakla son bulur.[9] Bazı kaynaklarda hadisin devamında şöyle yer alır: "Bunun üzerine cennetlikler öylesine sevinirler ki eğer orada ölüm olsaydı sevinçten ölürlerdi. Cehennemlikler de öylesine feryat ve figan ederler ki eğer ölüm olsaydı onlar da üzüntüden ölürlerdi." [10]

Evet o dünyada bütün günahkarlar niçin iyi işler yapmadıkları için hasret duyarlar, iyiler de keşke daha fazla iyi iş yapsalardı diye hasret duyarlar. Cennetlikler Allah'ı anmadıkları anlar için teessüf eder ve kendilerini kınarlar.[11]

Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Kıyamette iki kişi herkesten daha fazla hasret duyar 1- Dünya da ilim öğrenebileceği halde ilim öğrenmeğe çalışmayan kimse 2- Başkasına ilim öğretip ve ilim öğrenen kişinin ondan yararlanmasına sağlamasına rağmen kendisi (öğreten) ilminden yararlanmayan ve bir kar elde edemeyen kişi.[12]

Evet dünyada tembellik ve başı boşluk ahirette hasret duymayı gerektirir.[13]



[1] El-Ayn c. 3 s. 134; Lisanu'l-Arap c. 4 s. 189

[2] Et-Tarik: 9

[3] Reczu'l-Cenan c. 13 s. 83

[4] Meryem: 39 وَ أَنْذِرْهُمْ یَوْمَ الْحَسْرَةِ إِذْ قُضِیَ الْأَمْرُ وَ هُمْ فی‏ غَفْلَةٍ وَ هُمْ لا یُؤْمِنُون‏. "Sen onları, gaflette oldukları ve iman etmedikleri bir halde işin bitmiş olacağı pişmanlık günü hakkında uyar."

[5] Meryem: 39

[6] El-Mizan, c. 14 s. 51

[7] Et-Tibyan c. 7 s. 127

[8] Nehcü'l-Belağa, (Feyzu'l-İslam bas. Hutbe, 63 s. 153

[9] Biharu'l-Envar, c. 8 s. 346; bu hadisin benzeri, Sahih-i Buhari'de c. 5 s. 236 yer alır.

[10] Biharu'l-Envar, c. 8 s. 345

[11] Kenzu'l-Ummal c. 1 H. 1806

[12] Nehcü'l-Fesahe, c. 1 s. 245

[13] Gureru'l-Hikem, H. 10626

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar